Curse •taekook•

† Hadi küçük bebecikler yapalım †

"Anlat" dedim koltuğa iyice yayılıp ifadesiz gözlerle Jungkook'a bakarken. Hermes'i kovmuş ve ona sorduğumda da anlatacağını söyleyip beni koltuğa oturtmuştu.

"B-ben bir yarı Tanrıyım" demişti gözlerini kapatıp üzerine saldırmamı beklerken.

Tahmin etmiştim zaten. İfestus ve üzerine Hermes'ten sonra böyle bir şey söyleyeceğine hazırlamıştım kendimi.

Gözlerini açıp hala aynı ifadesizlikle kendisine baktığımı görünce kaşlarını kaldırıp bana yaklaşmaya başlamıştı.

"Kızmadın mı?"

"Yaklaşma Jungkook" elimi kaldırıp ifadesiz tavrımı koruyarak durmasını sağlamıştım.

"Neden bana yalan söyledin?" hiç bir şey söylemeden başını önüne eğmişti.

"Neden bana Asenom'un seni yarattığını ve yirmi beş yıldır yaşadığını söyledin? Jungkook sevgilindim ben senin. En çok güvendiğindim neden söylemedin?"

"O zaman sadece bir peri olduğunu sanıyordum. söylersem benim yarı Tanrı olduğumu bilenlere katılır ve tehlikeye girersin diye korktum Taehyung. Cennet'te çok fazla düşmanım vardı ve eğer sana söyleseydim önemli biri olduğuna kanaat getirip seni benden alabilirlerdi. Sadece küçük bir periydin ve ben yanında olmadığım zaman kendini savunamazdın, o yüzden beni izleyenlere seninle oynadığım imajı verdim ama sonradan seni gerçekten sevdiğimi anlayanlar olmuş. Seni, karanlığı bahane ederek evime getirmemin sebebi de buydu zaten. Bana düşman kesilenler seni elimden alacağını söyleyip duruyordu."

Hiç bir şeyin farkında olmamak beni biraz aptalmış gibi hissettirse de soğuk ifademi korumaya devam etmiştim. "Neden sana düşmanlar?"

"Çünkü diğerleri gibi safkan değilim" demişti gülümsemeye çalışarak. "Annem elf Tanrıçası Asenom. Babam da benden önceki elflerin başı Virandor. Babam sadece bir elf olduğundan ben de saf kan değilim. Bu konuda bana neden düşman kesildiklerini bilmiyorum, neden safkan olmamam onları bu kadar delirtiyor onu da bilmiyorum"

"Safkan olmamana rağmen onlardan üstünsün" dediğimde bakışlarını bana çevirmişti. "Senin onlardan güçlü olmanı ve bir elfin oğlu olmana rağmen büyük Tanrıca Asenom'un oğlu olmanı çekemiyorlar Jungkook" Gözlerini birkaç kere kırpıştırıp öylece bana bakmıştı.

"Peki bir Tanrı olduğumu öğrendikten sonra bana neden söylemedin?"

"O kadar uzun süre söylediğim yalanlardan sonra sana anlatmaktan korktum. Gitmenden korktum. Ama şimdi eşimsin ve beni istesende bırakamazsın tabi normalden güçlüsün ve onlar artık yanına yaklaşamaz o yüzden bugün söyleyecektim ama şu dangalak herif geldi ve her şeyi mahvetti"

Hermes'in duyması için yüksek sesle bağırdığında gülmüştüm. Ona trip atmayacaktım veya kırgın davranmayacaktım. Her şeyi benim iyiliğim için yapmıştı sonuçta.

"Gel buraya" dedim kollarımı açıp sarılması için beklerken. Yüzüne tatlı bir gülümseme yerleştirip beni kucağına almış ve sıkıca sarılmıştı.

"İnanamıyorum" sarılmamızı sonlandırırken mırıldanmıştım. "Tanrıça Asenom ile birçok kez yan yana geldim ve hiç benzemiyorsunuz Jungkook" gülmüştü.

"Çünkü babama benziyorum. Yani saçlarım annem gibi siyah olsa da babamın kopyası gibiyim" gururla gülümsemişti. Babasını daha çok seviyor olmalıydı. Aynı ben ve babam gibi...

"Neden? Babanın saçları ne renk ki?" yani en fazla beyaz sarı falan olur diye düşünüyordum. Burada başka saç rengi olan bir elf görmemiştim.