Tanışma

9.9K 449 177
                                    

Yine sabahın köründe telefonun alarmıyla uyandım.Sıcak yatağımdan kalkarak temkinli ve yavaş adımlarla pencerenin önüne geçtim.Pencerenin kulpunu indirerek açtım ve parmağımı dilimle biraz ıslattıktan sonra havaya kaldırdım.Biraz bekledikten sonra anladım ki yağmur yağma ihtimali vardı.Biraz geri çekilerek pencereyi kapattıktan sonra yine aynı yavaşlıkla dolabın kapağını açarak bir pantolon ve elime geçen  üst kıyafeti aldım.Ilk pantolonumu giydikten sonra üst kıyafetime dokundum.Demekki ince uzun kollu tşört almışım.Onu da giydikten sonra odamdaki banyoya yavaş adımlarla ilerledim ve içeriye geçip diş macunumu bir elime,diş fırçasını bir elime alarak macunu sıktım.Macunu yerine koydum ve fırçalamaya başladım.Bittikten sonra ağzımı suyla çalkalayıp fırçayı yerine koyduktan sonra odama geri döndüm.Elimle hava tokat atar gibi salladığımda bastonumu buldum ve yavaş adımlarla kapıya geldikten sonra ayakkabılıktan elime geçen ilk ayakkabıyı aldım.Dokunduğumda bağcıklı siyah ayakkabıydı.Siyah rengi olduğunuda ayakkabıcı söylemişti.Ayağıma ayakkabıları geçirdikten sonra yere biraz eğilerek çantamı aldım ve sırtıma geçirdim.Kapıyı açıp evden çıktım.Ve Jimin'i beklemeye başladım.Bir iki dakika sonra birisi arkamdan sarıldı.Jimin olduğunu anlamıştım.Çünkü o manyak her zaman arkamdan sarılırdı.Ben iki adım öne atarak sarılmayı bitirdikden sonra:

TAE:Ya sana kaç defa diyeceğim sokak ortasında arkamdan sarılma diye.Önden sarılsan neyse arkadan niye ? Yanlış anlayacaklar.

JM:İlk önce etraftakiler umrumda değil.İkincisi eğer önden sarılırsam kendimi kısa hissederim.Üçüncüsü de elinde neden baston var.Kaç defa diyeceğim alma diye.

TAE:Jimin~ah her zaman yanımda olmayabilirsin.Tamam okula beraber gidip geliyoruz ama okul kalabalık ve senin dersin olduğunda bahçeye çıkıyorum.Baston sayesinde önümde engel olup olmadığını anlıyorum.

JM:Neyse şuan yanında ben varım o yüzden ona gerek yok

Diyerek elimden hızlıca alıp büktü.yani ses onu gösteriyor.
Jimin'in "hadi gidelim" demesiyle koluma girip yürüdük.Biraz ilerledikten sonra birisi korna çaldı.
Herhalde Namjoon hyung gelmişti.
Namjoon "haydi atlayın" demesiyle ilk Jimin beni bindirdi sonra kendisi bindi.

JM:Hyung senin stajın bu saatte değil mi? Nasıl geldin?

NJ:Evet bu saatteydi ama hoca'nın karısı doğum yapmış bu yüzden iki gün gelmeyecek.Bende bugünki dersim için üniversiteye gidecektim.Yolda sizi görünce durdum ve farketmenizi bekledim.

Dedikten sonra Jimin ile Namjoon hyung konuştular bende sessizce onları dinledim.

Ben kendimi her zaman Jimin'e ve Namjoon hyung'a karşı kötü hissederdim.Çünkü her zaman onlara muhtaçtım.Hissetmemem gerekirdi ama hissediyordum.
Kendi başıma öğrenmem gerekiyordu ama annem sağolsun bu mümkün olmadı.Her zaman dışarı çıktığımda Jimin'i de sürüklerdi yada annemin kendisi gelirdi.Annem ve babam iki yıl önce öldü.Anneme araba çarpmasıyla ambulans da ölmüş ve bunu duyan babam da kalp krizi geçirerek annemin yanına gitti.Ben de yapayalnız kaldım.Ve Jimin ve Namjoon hyung yalnız hissetmemem için çoğunlukla yanımdaydılar.Bana gelincede ben görme engellisiydim yani diğer tabirle 'kör'.Bu kelimeyi sevmezdim.En başından beri.Kör kelimesi bana göre insanların kendilerini üstün görmek için denilen sıfattı.Ben bu kelimeyi ilkokul 3.sınıfta duyduğumda ağlamıştım ve Jimin o halimi görünce bana diyen çocukla kavga etmişti.O zamandan beri Jimin beni korur kollardı.Namjoon hyung ise lise de tanıştık.Yemekhanede Jimin sıra beklerken bir anda acı dolu bağırtısını duymuştum.Namjoon hyung yemek tepsisini alıp gidecekken dibinde biten Jimin'in üstüne dökmüş ve sıcak çorba onu yakmıştı.Hala hatırlayınca gülüyorum.Manyak Jimin eve geldiğinde "çikolata kaslarım eridi mi?" diye endişelenmişti . Ama şuan çikolataları eridi ve göbüşe bıraktı.Her zaman arkamdan sarıldığında kas hissetmiyorum çünkü.Namjoon hyung "geldik" demesiyle arabayı durdurdu.Bende kapıyı açıp arabadan indikten sonra teşekkür ederek kampüse girdik.O sırada Jimin koluma girdi.

RAINBOW / TAEJINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin