Affetmek.
Diyene kolaydır ama yaşayan için zordur bu duygu.kendimize ihanet edildiğinde zor affedilir yada bir türlü içimiz affedemezdi.
Jin için çok zor olacaktı.O babasını görmeye bile tahammül edemezken ona nasıl söyleyecektim.'baban seni görmek istiyor.hatta onu affetmeni istiyor' diye.Nasıl diyecektim ben bunu? Babasının hasta olduğunu söylesem, belkide zorunlu olarak affedecekti.Ama böyle affetmesini istemiyordum.içten bir şekilde affetmesinden yanaydım.
"Taehyung bugün çok dalgınsın.Bir şey mi oldu okulda?" Demişti Jin.evet olmuştu ama sana söyleyebileceğimden emin değilim.
"Aslında..." demiştim derin nefes alarak.Ellerimi masada birleştirerek devam ettim.
"Baban hakkında." Dedim gergince.uzatmaya gerek yoktu.Ne olacaksa bugün bitmeliydi.Bana bağırsada,kalbimi kırsada bu olayı çözüme kavuşturacaktım.
"Onun hakkında konuşmak istemediğimi biliyorsun Taehyung." demişti ciddi tonda.Ortam gerilicekti.Belki birbirimizin kalbini bile kıracaktık ama belkide sonunda mutluluk olacaktı.
"Bugün baban yanıma geldi.Bana 'seninle görüşmek istediğini ve affetmeni istedi'" dedim hemen.Çıkan kelimeleri korkarak söylemiştim.Çünkü Jinin ne tepki vereceğini bilmiyordum.Ve bu korkmama sebep oluyordu.
"Nasıl seninle konuşmaya,bu kelimeleri sarf etmeye cürret etmiş?Beni evlatlıktan ret eden babam şimdi onu affetmemi istiyor" dedi ve sonrasındada sahte kahkaha attı.ilk tepkisinin bu olacağını beklemediğim için şaşırmıştım.
Kendine geldiğinde tekrardan konuşmak için kendimi motive etmiştim.
"Aranızda ne geçti bilmiyorum ama aradan çok zaman geçtiği belli.Ona olan nefretin biraz olsun geçmedi mi?" Dedim sakin çıkan sesimle.Eğer sakin konuşursam daha az zarar görürüz.Degil mi?
"Yanılıyorsun Taehyung.Ona olan nefretim hala ilk günki gibi.Ufacık azalma bile olmadı" dedi Dişlerini biraz gıcırtatarak.
Jini ikinci defa sinirli görüyordum ve bana ilk sinirlenişi buydu.İlk sinirli gördüğümde, Jin neredeyse bir adamı dövmekten beter hale getircekti.Ve şuan bana ilk sinirlenişiydi.
"Ama Jin yinede bir şan-" sakin bir şekilde derken Jin sözümü kesti.
"O hiçbir zaman küçük şansı bile haketmiyor" sinirli bir şekilde dedikten sonra elimi koyduğum masa örtüsü yok olmuş ve yerle buluşan tabak ve bardakların kırılma sesini duymuştum.
Endişeleniyordum onun için.Şuan ne yaptığını bilemesemde o kötüydü ve bana ihtiyacı vardı.
Sandalyemden ani şekilde kalkarak onun yanına yaklaşmak için hızlı adımlar atmıştım.Ama bir şeyi unutmuştum.Yerde camlar vardı ve aklıma geldiğinde çoktan ayaklarıma saplanmışlardı.Ve ağzımdan can yakan kocaman inilti çıkmıştı.
●○
Onun için endişelenmiştim.Kendine zarar vermesinden korkmuştum.O duygularını içinde yaşayan birisiydi.Ve duygularını hiç belli etmezdi.Hep mutluymuş gibi davranırdı.
Ama bugün onu ilk defa kendini kaybetmiş olarak buldum.Korkmuştum .endişelenmiştim.kendine zarar vermemesi için onu kollarıma hapsedecektim oysaki.Ama ben kendime zarar vermiştim.
Jin benim acı dolu sesimi duyduğunda hemen yanıma gelmiş ve beni kucağına alarak yatağına götürmüştü.
Şuanda ayaklarıma pansuman yapıyordu.Ayağıma saplanmış küçük cam parçacıklarını aldıktan sonra kanayan yaralarımı sildi ve şuan ayağımı sarıyordu yavaşça.
Ayağımı sargı beziyle sardıktan sonra açık olan parmaklarımda onun kalın ve sıcak dudaklarını hissettim.öptükten sonra geri çekilmişti ve hala onun sıcak nefesi ayağımı huylandırmiştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAINBOW / TAEJIN
Fanfiction...Hyung peki aşkın rengi ne? yoksa diğerlerin saçmaladığı gibi kırmızı falan mı? -Hayır.Aşk bütün duyguları içerir.Kıskançlık,öfke,kontrolsüzlük,kendini tatmin etme,gurur,üzüntü,nefret ve sevgi.Aşık olduğunda bunların hepsini yaşarsın bu yüzden aşk...