Renkler.
Renklerinde bir anlamı vardır.Aynı insanın duyguları gibi.
İnsanların duygularının anlamı değişir.Bazıların kızgınlığın altında karşındakini düşünduğün için iyiliğini istersin yada bazı kızgınlıklar nefretten gelir.Peki renklerin anlamları neden sabit olmak zorunda?
Yeşil umut,beyaz saflık,mavi huzur, sarı ayrılık ya da kırmızı aşk .
İnsanlar renklerin anlamlarını sabit kılmış.
Eğer renklerin nasıl olduğunu bilseydim kesinlikle benim için aynı olmayacaktı.Diğer insanlardan farklı olacak ve beni temsil eden rengi bulacaktım.
Ama ben göremiyorum değil mi? Bu yüzden hiçbir zaman bulamayacaktım.Aynı gerçek aşkı bulamayacağım gibi.
Jin hyung'un söyledikleri doğruydu.Aşık olmak için görmek gerekmiyordu.Eğer insanın dış görünüşüne aşık olursak gerçek aşk olmaz.Bedenini arzularsın ve bu aşk değildi.
Eğer bana birisi aşık olduysa ya da olacak olan varsa bana acımasını istemem.ve muhtemelen öyle olmuştur.
Benim insanlardan farkım görme kusurum.Ama başkaları için kendi başına iş yapamayan birisi oluyorum.
O kadar çok kendimle iç savaş vermişim ki Jin hyung'un seslenmesini duyamadım.
"Taehyung dönme dolap durdu inmemiz gerekiyor" demesiyle kafamı sallayıp Jin hyung'un bileğini tutarak çıktık.
Uzaktan Jimin ve Jungkook'un atışmaları geliyordu.sesleri yakílaştığına gòre yanımıza geliyorlardı.
"Hyung Jimin az kalsın elimi kanatacaktı" dedi üzgün şekildr jungkook.
"Neden ne oldu ki?" "Yaa jin hyung biz korku tüneline ve gondola bindik.Jimin de korktuğu için ilk elimi tutup tırnaklarını etime geçirdi." O an gülmek istedim ama yanlış anlaşılır diye içimden gülmeye devam ettim.
"Tamam olur öyle şeyler.sen de çocuk gibi mızmızlanma.hadi yoongiler bizi bekliyordur" diyerek Jimin benim koluma girmesiyle Jin hyungun bileğini bıraktım.
Jimin kafasını omzuma yaslayıp beraber yoongi hyungların yanına gittik.
"Bekleyene kadar ağaç olduk.Öldünüz mü diye bakacaktık .geldiyseniz gidelim eve artık yoruldum" dedi yoongi hyung .
Lunaparkta ki çocuk sesleri az duyulduğuna göre çıkmıştık ve jimin durunca bende durmak zorunda kaldım.
"Benim arabam şurada.Gelmek isterseniz sizi eve bırakabilirim" dedi namjoon hyung.ortam biraz sessizleşti.Daha sonra hoseok hyung "gelmek isteriz ama 7 kişi aynı arabaya sığmayız"
"Merak etmeyin maça giderken 9 arkadaşla aynı arabayla gitmiştik.tabi birileri kucağına oturarak." .
tanrım ben birisinin kucağına oturamam .lütfen kabul etmeyin.lütfen kabul etmeyin diyerek içimden dua etmeye başlamıştım.
"Ben buraya zaten bisikletle geldim.benimle birisi gelirse kimse kucağa oturmaz" dedi jin hyung.
Jin hyungumla beraber gitmek isterim.Ama arkadaşların içinde söylersem garipserler.lütfen onunla gidiyim derken zıplayan birisi "seninle gelirim jin hyung" dedi jungkook.
Niye bu kadar seviniyorsa alt tarafı evine bırakacak yani .
"Tamam atla " demesiyle beş on saniye sonra görüşürüz demesiyle pedal seslerini duydum.
Jimin kolumu tutarak sürüklemeye başladı.Arabanın kapısını açıp ilk beni sonra kendisi bindi.Yanımda olduğu için kafamı omuzunu yaslayarak uyumaya çalıştım.Jin hyungumun omuzu gibi rahat değildi ama şuan jimin'inki ile yetinmek zorundayım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAINBOW / TAEJIN
Fanfiction...Hyung peki aşkın rengi ne? yoksa diğerlerin saçmaladığı gibi kırmızı falan mı? -Hayır.Aşk bütün duyguları içerir.Kıskançlık,öfke,kontrolsüzlük,kendini tatmin etme,gurur,üzüntü,nefret ve sevgi.Aşık olduğunda bunların hepsini yaşarsın bu yüzden aşk...