Yabancı.
Birbirimize karşı ilk yabancıydık.Tanıştığımız gün yağmurun altında birbirimize sarılı haldeydik.O gün nasıl ona sarılmıştım? Ya da o tanımadığı kişiye nasıl teselli vermişti?
Yabancı aslında birbirine tanımayan iki insan anlamına mı geliyordu sadece?
Birbirlerini tanıdığını zannedip aslında iki yabancıdan farkı olmadığını anlamak kötü değil miydi?
Ben yatakta anılarımıza gülümserken Jin hyungun kıpırdanmasıyla uyanacağını anlamıştım.kıpırdanırken ufak mırıltılarda çıkarıyordu.Sonra elini karnımın üzerine koyup kafasını boyun girintime koymuştu.Bu halimiz kesinlikle çok tatlıydı ve onu çekmek isterdim.
Sonra kokumu içine çekti.Utanmıştım biraz da olsa.hep ben onu gizli gizli koklardım o güzel gül kokusunu.Şimdi o beni koklamıştı.ben onu koklarken utanmazken ,o beni koklayınca utanmıştım.
"Çok güzel kokuyorsun Taehyung-ah " demişti ufak mırıltılar eşliğinde.
Elimi ağzıma götürerek biraz kikirdedim.uyandırmak istemezdim onu.
Ona doğru yan dönerek elimle saçlarını bulmuştum.Parmaklarım ensesindeki terlemiş saçlarını bularak okşamaya başladım.
"Günaydın Taehyung" demişti sessiz şekilde.
Bende ona hafif gülümsememi sunarak "günaydın " demiştim.
"Uykunu aldın mı?" Demiştim hala saçlarını okşayarak.
Ufak bir kafa sallayarak "sayende aldım" demişti.bu zamana kadar belkide uyayamayan adam şimdi huzurlu bir şekilde uykusunu almıştı.
"Sen aldın mı?" Demişti.hala uyanamamıştı çünkü mırıltı şeklinde konuşuyordu.
onay vermek için kafamı salladıktan sonra Jin hyung burnuyla burnuma dokunarak sağ sola kaydırmıştı.bu hareket nedense hoşuma gitmiş ve gülümsememe neden olmuştu.
Jin hyung yapmayı bıraktığında nefeslerin yaklaştığına farkına vardım.beni öpeceğinin habercisiydi.
Elimi dudaklarıma götürerek kapatmıştım.İlk randevumuzda iki kere öpüşmüştük ve her gün bunu yapmak istemiyordum.Özeldi ve her an yapılmazdı.sıklıkla yapılırsa kıymeti kalmazdı. aynı seni seviyorum demek gibi.
Elim ağzımdayken o benim elimin üstünü öperek çekildi.O da farkına varmıştı düşündüklerimi.beni zorlamamış hatta bu hareketi özel hissettirmişti.
"Hadi kalk bakalım.öğlene kadar yatamayız.kahvaltı edelim" diyerek yataktan kalkarak beni yatakta yalnız bıraktı.Ama benim evde yiyecek bir şey yoktu ki.yemek pişiremediğim için evde ramenden başka bir şey yoktu.
Bende yataktan kalktığımda yatağı yerleştirmeye başladım.
"Bebeğim tost ister misin?" dedi bağırarak.
'Bebeğim mi ?' Resmen bana bebeğim diye hitap etmişti.Doğru biz sevgiliydik değil mi? Arkadaşlar adlarıyla hitap ederlerdi.
Sırıtarak "yerim hayatım " dedim.hayatım derken bile kalbim hızla atmış,sevindiğim için gülümsemiştim.
Her zaman böyle mutlu ve güzel anılarımın olmasını istiyordum.
○●
Jin o kadar güzel tost yapmıştı ki yedikçe yiyesim geliyordu.
Jin tost yapmakla kalmamış yanında içecek olarak bizzat portokal suyu sıkmıştı.
İlk onun yaptığı ev yemeğini yediğim zaman annemin yemeklerinden farkı olmadığını hatta onun ilerdeki eşinin şanslı olacağını demiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAINBOW / TAEJIN
Fanfiction...Hyung peki aşkın rengi ne? yoksa diğerlerin saçmaladığı gibi kırmızı falan mı? -Hayır.Aşk bütün duyguları içerir.Kıskançlık,öfke,kontrolsüzlük,kendini tatmin etme,gurur,üzüntü,nefret ve sevgi.Aşık olduğunda bunların hepsini yaşarsın bu yüzden aşk...