"Abi İstanbula dönmek zorunda mıyız?"
"Kızım evimiz orda."
"Taşınsak. İstanbuldan uzaklaşsak. Çok yordu beni."
"İstanbul mu Emir mi?"
"İkisi de. Gerçekten bir şeyler yapalım orda kalmak istemiyorum artık lütfen."
"Tamam. Zaten yaz boyunca burdayız. Bakarım ben bir şeylere."
"Abilerin en kralı." Öpücük atıp odama çıktım. Yatağıma yatıp uyumaya çalıştım. Ama öğlen öğlen uyuyamıyordum ki.
En iyisi yüzmeye gitmek diye düşünerek bikinilerimi giydim. Üstüne plaj elbisesi giydikten sonra abimin yanına indim. Abim de şort giymişti.
"Oo baklava tepsisi, nereye böyle?"
"Arkadaşın yatına. Asıl sen nereye?"
"Şu an seninle gelme kararı aldım. Ama önce kuaförde küçük bir işim var. Sen bana konum atarsın."
"Tamam ama yat bir saat sonra kalkar haberin olsun."
Tamam anlamında göz kırpıp kuaföre gittim. Burayı özlemişim.
"Yeliz abla."
"Aa Duygu!" diyip işini yanındaki kıza bırakıp bana doğru gelmeye başladı. Sarılıp sulu sulu öptü. "Özlettin kız kendini. Gel bakalım ne yaptıracaksın? Ayy en sevdiğim saçlara sahip olan kız gelmiş ayol çıkın!"
"Ben de seni çok özledim Yeliz abla. Şey sarı yapıcaz ya. Bu yaz baya değiştirmek istiyorum."
"Ayy çok da yakışır güzelime. Gel otur hemen halledelim."
***
Ucu ucuna abimin attığı konuma yetişmiş ve yata binmiştim. Sadece abim ve onun iki arkadaşı vardı. Bir de tek kız olarak ben. Bir arkadaşını tanıyordum ama diğerini ilk defa görüyordum.
"Sarı yakışmış," dedi abim.
"Saol bro."
"Ooo fıstık naber," dedi Alper abi.
"İyidir Alper abi senden naber."
"İyidir. Çok büyümüşsün. Aynı zamanda taş gibi olmuşsun maşallah."
"Senin de kasların erimiş."
"Deme kız öyle ağzından yel alsın."
Güldüm. Alper biraz şaklabandı.
İlk defa gördüğüm çocuk yanımıza geldi.
"Naber abi," dedi ve abimle selamlaştı.
"İyidir valla kardeşimi de peşime taktım. Napıyosun görüşmeyeli."
"İyi yapmışsın. Valla ne yapiyim aynı. Buralardayım hep." Sonra bana döndü. "Ben Deniz bu arada."
"Duygu," dedim gülümseyerek.
"Açılalım o zaman," dedi ve dümene geçti. Dümen mi deniyor ona her neyse.
Ben de ön tarafa geçip elbisemi çıkarttım. En ucun demirlerine dayanarak denizi izlemeye başladım.
Deniz olan denizi. İnsan olan Denizi değil.
Emiri kafama takmıştım yine. Neden beni kullandı ki? Gerçekten Haleyi mi seviyor? Tamam onunla sevgiliydik ama sadece hoşlanıyordum. İlk deneyimimdi ve kimseye kolay güvenemeyeceğimi öğretmişti.
O sırada telefonum çaldı. Numara kayıtlı değildi. Açtım.
"Efendim?"
"Duygu benim," dedi Emir. Tam kapatacaktım ki "Kapatma dur," dedi.
"Ne var?"
"Bak ne oldu nerden ne duydun bilmiyorum ama hiçbirine inanma. Gerçekten bak seni çok seviyorum ve böyle gitmene izin veremem."
"Aynen, gidersem Haleyi kiminle kıskandıracaksın?"
"Nasıl?"
"Ne nasıl? Kendi ağzınla söyledin. Bitti tamam mı? Bir daha beni sakın ama sakın arama," diyip kapattım.
Ayak sesleri duydum.
"Napıyorsun burda," dediğinde az daha düşüyordum.
"Şey ya azcık yalnız kalıyım dedim de."
O da benim gibi demirlere yaslandı. "Ne düşünüyordun?"
"Hiç yani ondan bundan işte."
"Telefon konuşmana birazcık kulak misafiri olmuş olabilirim," dedi bana bakarak.
"Önemli değil ya. Saçma sapan ergence işler."
"Eski sevgili muhabbeti mi?"
"Tam değil. Duygularımla oynayan bir öküz muhabbeti. Çok da önemli değil."
"Ben de kadınları severim ama duygularla oynamak gerçekten şerefsizlik."
"Aynen. Neyse ya daha iyi bir konu konuşabiliriz. Kaç yaşındasın mesela?"
"21. Sen sanırım 18 veya 19 sun."
"İkisini de doğru sayabilirim. 19 dan gün aldım."
"İyiymiş. Benim de doğum günüm yaklaşıyor 22 den gün alıcam."
"Yıllardır abimin arkadaşlarıyla gezerim tozarım seni hiç görmedim."
"Ben de seni hiç görmedim. Hem ben burda yaşıyorum. Abin de işte arada gelip gidiyordu öyle tanışmıştık. Ama sen onunla gelmiyordun sanırım."
"Aynen, buraya çok fazla gelmiyorum. Ama iyi oldu. Burda yaşamak güzel olmalı. Benim de İstanbuldan uzaklaşmam gerekiyordu."
"Evet burda yaşamak harika. Dubleks evlerin olduğu bir site açıldı, çok modern havası yok aksine doğayla iç içe. Ben de orda yaşıyorum. Düşünürsen bir şekilde bişeyler yaparız."
"Düşünmek için koca üç ayım var."
Yine telefonum çalınca Denize baktım.
"Afedersin."
"Önemli değil. Açsana."
Mahçup bakışlarla telefonu açtım.
"Ne var Gözde?"
"Ne kadar kibarsın? Her neyse, nerdesin sen ya kadar evine geldim."
"Sen Egenin peşinde koşarken beni unut, muhtemelen ayrıldığınız için de kapıma gel. Başka bir şey?"
"Ya Duygu şu zamana kadar sana iyi arkadaş olamadım, biliyorum. Ama bir daha erkek peşinde düşmicem, gerçekten. Aldattı beni, bir baktım ayaklarım sana doğru götürüyor beni. Sen sahip olduğum tek dostumsun."
"Bizim yazlıktayım, uçağa atla gel."
"Ya kardeşlerin bir tanesi!"
"Yılışma hemen, hadi görüşürüz." Kapattım.
"Ya benim arkadaşım, dertlenmiş de."
"Bu aralar hayat seni yoruyor gibi."
"Aynen."
Birkaç dakika boyunca birbirimize baktık.
Onun gözleri benim gözlerimle yarışırdı.
Mavişler olarak gözlerimizi birbirimizin gözlerinden alamıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim | Ters Giden İlişki
HumorE: Duygu sen olduğunu biliyorum, güzelim. İnkar etme. A: Aslında ben Kaanım. Duygunun bize attığı fotoğrafları kırpıp kırpıp sana attım. E: Mantıklı, ama yemezler. A: Ben aslında yoğum. *** D: Sen ne anladıysan o işte. Belki de geri dönmem. Bu se...