32

3.7K 226 55
                                    

"Ya Kaan yeter."

"Ama Duygu."

"Kaan hayır."

"Ya ama Duygu."

"Kaan, hayır dedim."

"Üzüyorsun beni."

"Üzül."

"Ya siz neyi tartışıyorsunuz?" dedi Deniz sonunda.

"Kaan benim kıyafetlerimi giymek istiyor."

"Ama kanka bak şimdi benim memelerim küçüldü, sende destekli var mı?" Deniz kahkahasını son anda bastırdı.

"Kaan, ben sana burdan bir tane çaksam, sonra alıp seni şömineye atsam, küllerini de yollara serpsem nasıl olur?"

"Ya Duygu bir kere giyicem ya."

"Hayır." Arkadan tişörtümü çekiştirdi.

"Ya bedenine bakıyım bi dur," dediğinde karnına dirseğimi geçirdim.

"Kaan sana bişey söylicem. Gözdenin sevgilisi var ve sana söylemememi istedi. Şu an yukarda randevusuna hazırlanıyor. Siktir git onun yanına." Birden ayağa kalktı.

"Hiii pis kancık! Gözde bittin sen," dedi ve koştur koştur yukarı çıktı. Denize döndüm.

"Kusura bakma ya. Kaan işte, kafada tahta yok."

"İyi birine benziyor."

"Çok iyi biridir, ne demezsin!"

"Neyse ablam kaybolduğumu anlamadan ben gidiyim," dedi ayağa kalkarken. Ben de kalktım.

"Sanırım birbirimize elveda dememiz lazım?"

"Hayır, ben ablamla konuşurum. Olmadı kaçar kaçar gelirim artık." Uzun bir bakışma. "Yani şey, abin arkadaşım ya ondan." Ensesini kaşıdı.

Bir insan bu kadar çekici olmamalı.

Sonra birden kolumdan çekti ve beni öptü...

Şaka şaka. Öyle bir şey yapmadı tabi ki. Tamam, küfür etmeyin!

"Aynen yani ondan." Yine uzun bir bakışma. "O zaman şey, sen şey yap."

"Aynen, ben şey yapıyım. Sonra seni şey yaparım, şey yani ararım."

"Şey, tamam. Görüşürüz."

Evden çıktığı zaman kendime küçük tokatlar attım.

"Duygu kendine gel! Tövbe tövbe, noluyor be? Allahım sen aklıma sabır ver. Bir dakika ya ne dedim daha demin ben? Neyse tamam sakin oluyoruz."

Yukarıdan Gözdenin çığlık sesleri ve Kaanın 'Seni kancık seni!' diye bağırışları gelmeye başlayınca hemen yukarı koştum.

"Napıyorsunuz burda?"

Kaan Gözdenin saçını çekiyor, Gözde de hem ondan kurtulmaya çalışıyor hem de aynaya bakarak pudra sürmeye çalışıyordu.

Allahım sen beni bunlarla mı sınıyorsun?

"Kız yelloz, nasıl söylemezsin bana sevgilin olduğunu?"

"YA YOK BENİM SEVGİLİM FALAN!"

"Sevgilisi yok Kaan, yalan söyledim," dedim Türk dizilerindeki gibi. Hüzünlü hüzünlü bana baktı ve Gözdeyi bıraktı. Yavaş yavaş bana yaklaştı.

"Bana nasıl yalan söylersin, ha? Bana bana, Kaanına..."

"Başımızdan gitmiyordun Kaan... Yalan söylemek zorunda kaldım."

"Ne haliniz varsa görün," dedi ve gitti.

God demn it!

---

Nehir,

Sahilde durmaktan sıkılıp birkaç kayalığın tepesine çıkmıştık.

"Canım sıkkın olduğunda hep buraya çıkardım, uzun uzun izlerdim manzarayı. Ağladıktan sonra inerdim. Ama artık burada ağlayamam."

"Nasıl yani?"

"Burada öyle bir anım olacak ki, buraya çıkarken moral bozukluğu falan kalmayacak. Bu öyle bir an ki, her düşündüğümde, her çıktığımda tekrar tekrar yaşanacak ve beni hep mutlu edecek bir an."

Doğru anlıyorumdur umarım.

Elimi tuttu ve önümde diz çöktü. Cebinden bir yüzük kutusu çıkarttı ve açtı.

"Bir ömür boyu yüzümdeki gülümsememin nedeni olur musun?"

Gözlerim dolmuştu ve birazdan taşacaktı.

"Evet," dedim ağlamaklı bir ses tonuyla. Yüzüğü takıp ayağa kalktı ve bana sarıldı. O sarılınca göz yaşlarım su gibi akıp gitti.

Geri çekildi ve dudağıma küçük bir öpücük bahşetti.

"Bekarlıkla ilgili söylediğim her şeyi seni sinir etmek için söylemiştim. Asla gerçek değildi, bunu sakın unutma tamam mı?" Tamam anlamında kafamı salladım. Bir daha öptü.

"Ağlama artık, hadi."

"Aşık olduğun adamdan evlilik teklifi almak çok değişik oluyormuş. Yani böyle, kuru dalla bile etsen ben tekrar tekrar evet derdim. Resmen romantik olmuşsun sen," dedim ve burnumu çektikten sonra güldüm. Göz yaşlarımı sildim.

"İstanbula gelip seni isticem en kısa zamanda. Hem, geç bile kaldık."

"Çok seviyorum seni aptal," diyip tekrar sarıldım.

Dünyada tek olan ve gerçekten tarifi olmayan bir mutluluğun içindeydim şu an.

Anonim | Ters Giden İlişki Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin