Multi; Alper
Yazar bu adama hasta💞
***
"Iı şey Deniz başka tarafa mı yürüsek?"
"Neden?"
"Sorgulama ben sana daha sonra anlatıcam söz."
Denizi omzundan ittirirken Emirle göz göze geldik.
"Duygu!" diye bağırıp yanıma gelirken Denizin elinden tuttuğum gibi zıt tarafa koşmaya başladım.
"Duygu neyden kaçıyoruz biz?" dedi Deniz arkasına kaçamak bakışlar atarken.
O sırada Emir de arkamızdan adımı söyleyerek koşuyordu.
"Deniz daha sonra konuşalım şimdi izimizi kaybettirmemiz lazım şu beyinsize."
Parmaklarıyla parmaklarımı dolayarak önüme geçti ve daha hızlı koşmaya başladık.
Arkamızdan hala bağırıyordu salak.
"Duygu bi dursana! Ya iki dakika gel konuşalım lütfen!"
Deniz biden bire beni bir yere çekti ve kendimizi pazar yerinin içinde bulduk. Koşarken resmen domatesleri patatesleri, her ne varsa deviriyorduk.
Arada ben elime geçen şeyleri Emire atıyordum.
Pazarcıların küfürleri yankılanıyordu pazarda.
"Afedersiniz," diye diye pazarın sonuna gelmiştik.
Pazardan çıktığımızda beni hemen bir depoya çekiştirdi ve kapıyı kapattı.
"Sanırım kurtulduk," dedi Deniz yarım gülerek ve nefes nefese.
"Umarım kurtulmuşuzdur," dedim ben de. Ellerimizin birbirine hala kenetli olduğunu yeni fark etmiştim.
Mahçup bir gülümsemeyle bir elime bir Denize bakıyordum. Deniz sanki ne demek istediğimi sorar gibi bakıyordu.
"Ne oldu?"
"Şey, elim- yani şey- hani şimdi biz kaçarken şey oldu ya hani-"
"Hımm sen elini tutmamdan rahatsız mı oldun?"
"Yo yo hayır ne alakası var yani şey rahatsız olmadım niye rahatsız oliyim ki senden yani? Sadece şey- neyse yok bişey," diyip konuyu kapatmaya çalıştım.
Deponun kapısını azcık aralayıp etrafa bakındı.
"Yok di mi?"
"Sanırım gitmiş."
Deponun kapısını açıp çıkmıştık ki kapının yanında bekleyen Emiri fark ettim.
Deniz elimi yavaşça bıraktı ve ellerini cebine koydu.
"Duygu, çocuk musun sen? Niye kaçıyorsun benden?"
"Öyle gerekiyor."
Sabır diler gibi nefes alıp yaslandığı duvardan çekildi.
"Bak iki dakika konuşalım, lütfen."
"Ne diyeceksin? Haleye seninle oynadığını söyledim ama aslında Haleyle oynuyorum falan mı?"
"Hayır, ben kimseyle oynamıyorum."
"Ya gerçekten, buraya kafa dinlemek için, yalnız kalmak için geldim. Bir de gelmişsin artist artist konuşalım diyorsun."
"Seni pek yalnız bırakmamışlar anlaşılan," dedi Denizi süzerken. Kaşlarımı çattım.
"Tamam, sadece iki dakikan var. Konuş," dedim kollarımı kavuşturarak.
"Burda olmaz öyle ayak üstü."
"İki dakikan var dedim."
"Bizi dinlemek zorunda mı?" dedi Denizi ima ederek.
Tam bir şey söyleyecekken Deniz yanımızdan uzaklaşmaya başladı.
"Deniz," diye seslendiğimde arkasını dönüp gülümsedi.
"Yatımda bekliyor olacağım prenses," dedi ve gitti.
"Prenses mi? Siz hangi ara bu konuma geldiniz?"
"Sana ne Emir? Hem öylesine söylenmiş bir kelime, sana ne oluyor?"
"Neyse, bak. Ben seni oynatmadım, duydukların bildiklerin hepsi yalan."
"Kendi ağzınla söyledin Emir. Saf değilim."
"Be-ben gerçekten özür dilerim. İlk başta oyundu, tamam kabul. Ama sonra senden çok hoşlandım. Gerçekten," dedi ve biraz daha yaklaşıp ellerimi tuttu.
Yapmacık bir gülümsemeyle ellerimi hızlıca çektim.
"Baktın Haleyi elde edemiyorsun, bari Duyguya yatırım yapıyım dedin yani?"
"Duygu, neden bir kere beni anlamaya çalışmıyorsun? Seni sevmesem buraya kadar gelir miydim senin için?" Sona doğru sesi yükselmeye başlayınca tepem attı.
"Anlaşılır şeyler yap o zaman!"
"Yaptığım bişey yok ki! Beni sevebileceğini nerden bilebilirdim?"
Evet, artık bağırarak konuşuyorduk.
"Seni sevmeseydim sevgili olur muydum yarım akıllı! Siktir git o Haleye şimdi, bir daha da ne ara, ne sor, ne de yanıma gel!"
"Gitmiyorum lan! O Deniz denen herif hakkında da hesap vereceksin!"
"Sen kimsin de sana hesap vericem!"
"Sevgilinim ben senin, sevdiğinim tamam mı!"
"Ben seni sevmiyorum! Soğuttun beni kendinden, şimdi gözüme o kadar itici geliyorsun ki!"
"Saçmalama, düzgün konuş!" Kaşları çatıldı.
"Ne yapacaksın? Düzgün konuşmuyorum! Ayrıca çık git artık hayatımdan!"
Birden durdu ve boynuma baktı.
"Kolyeni çok çabuk çıkartmışsın," dedi sakin bir sesle.
"Senin nasıl bir insan olduğunu anladığım an kurtuldum ondan. Şimdi git, ve bir daha gelme. Hayatımdan çık git."
"İşte onu nasıl yapacağımı bilmiyorum."
"Benimle nasıl oynayacığını bildiğin gibi, bunu da bilirsin sen. Şimdi git. Umarım Haleyle evlenip altı çocuk yaparsınız."
"Duygu-"
"Sakın Emir, sakın," diyerek ordan uzaktaştım.
Güzel başlayan bir gün yine bana zehir olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim | Ters Giden İlişki
HumorE: Duygu sen olduğunu biliyorum, güzelim. İnkar etme. A: Aslında ben Kaanım. Duygunun bize attığı fotoğrafları kırpıp kırpıp sana attım. E: Mantıklı, ama yemezler. A: Ben aslında yoğum. *** D: Sen ne anladıysan o işte. Belki de geri dönmem. Bu se...