Yemeğimi yerken bir yandan da denizi izliyordum.
Mavi olan, dalgaları olan, yüzülebilen deniz.
"Ee okul nasıl gidyor," dedi Alper abi.
"Güzel gidiyor, sınavlar bitti, lise bitti, tercihler açıklanır yakında."
"Bence sen doktor ol, küçükken bizi deşiyordun."
"Aynen ya bacağımda bıçak izi var hala," dedi abim.
"Allah aşkına kaç yaşındaydım ya. Hem psikoloji okuycam."
"Ooo yakışır kardeşime," dedi Alper abi.
Biraz sessizlik oldu. Alper abinin telefonuna mesaj geldikten sonra abimi dürttü.
"Aga senin hatun gelmiş kıyıya yanaşalım mı?"
Abim panikle Alper abinin kafasına vurdu.
"Ne var be? Ha... Duygu bilmiyor muydu?"
"Sussana lan hergele."
"Öhöm abicim seni dinliyorum."
"Iıı canım ben şey.."
Oflayıp göz devirdim. "Sevgilim var diyemiyor musun?"
Cıkladı. Güldüm.
"Farkındaydım zaten. Gidelim bi bakalım hatununa."
"Vay Duygu, bilip de beni öldürmedin?"
"Medeni bir insanım ben."
Birkaç dakika sonra kıyıya yanaştık. Plaj elbisemi giyip yattan indim. Beyaz elbiseli, hafif balık etli, turuncu alttonlu kızıl saçlı tatlı bir kız abime sarıldı.
Sakin ol, sen iyi bir görümcesin.
Kız bana baktı ve şaşırdığını belli eden bir ifade yerleşti yüzüne.
Abim kulağına bişeyler fısıldadıktan sonra gülümseyerek bana doğru gelmeye başladı. Sarılmakta tereddüt ettiğini görünce ilk ben sarıldım.
"Merhaba, sen Duygu olmalısın. Gözlerin ne kadar güzel. Saçlarındaki değişiklik de çok yakışmış."
"Teşekkür ederim. Saçının rengine bayıldım, doğal mı?"
"Evet, doğal. Bu arada ben Nehir."
"Memnun oldum yengecim."
"Ay sen yenge diyince kendimi bi garip hissettim. İstersen Nehir de diyebilirsin."
"Kafama göre takılırım ben ya. Neyse ben baya acıktım. Bişeyler yiyelim."
Abim gelip Nehirin elini tuttu.
"Bizim yazlığın önünde lokanta gibi bir yer var oraya gidelim bari."
"Olur," dedi Alper abim de abimlerin yanına gidip abimin elini tuttu.
"Napıyosun Alper?" dedi Nehir.
"E yelloz sen elini tutuyon da ben tutamaz mıyım?"
Nehir Alper abinin koluna sağlam bir geçirince Alper abi de abimi bırakmaz zorunda kaldı. Gözüm Denizi aradı. Arkamı döndüğümde yatı bağladığını gördüm.
"Sen gelmiyor musun?"
"Hayır, biraz işim var. Yerim ben sonra burda."
"Tek başına yemekten sıkılmıyor musun?" dedim yanına giderken.
"Alıştım diyelim. Hem galiba bu 'sevgilin var mı?' veya 'en son ne zaman sevgilin oldu?' demek."
"Eh yani, gibi gibi. Can sıkıntısı işte, merak ettim."
"Yeterince uzun zamandır yalnız yemek yiyorum."
"Hmm bu seferlik sana eşlik edebilir miyim? Abim sevgilisiyle ilgilenir, Alper abi de onlara bulaşır falan."
"Son seçeneğim yani?"
"Son seçenek olsaydın giderdim, sıkılınca gelirdim."
"Hmm. Gelsene içeri."
Gülümseyerek yata bindim tekrar. Yatın arka tarafında yemek yemek için bir alan vardı.
"İşini hallet, ben beklerim."
Sandalyeye oturdum. Yanıma gelip hizama eğildi.
"İş bekleyebilir, ilk senin karnını doyuralım kurtcuk." Göz kırpıp mutfağa girdi. Birkaç kızgın yağ sesi geldikten sonra iki tabakla geri döndü.
"Köfte patates," diyerek tabağımı önüme koydu.
"En sevdiğim," diyerek tabağıma gömüldüm.
"Herkesin en sevdiği."
Yemeğimizi yerken hiç konuşmadık.
Yemekler bittikten sonra ben tabakları alıp mutfağı toparladım."Buna gerek yoktu."
"Her tarafı bok götürüyordu," dedim sanki dünyanın en nazik cümlesini söylüyormuş gibi.
"Saol topladığın için."
"Rica ederim," dedim ve kısa bir bakışma daha. "Ben gidiyim o zaman artık?"
"İstersen giderken eşlik ediyim sana?"
"Yok, zaten benim yüzümden yapacaklarını erteledin. Ben kendim giderim."
"Peki, ısrar etmiyim ben o zaman. Sanırım kulaklığını takıp müzik dinleye dinleye gideceksin."
"Kesinlikle."
Denize veda ettikten sonra evin yolunu tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim | Ters Giden İlişki
HumorE: Duygu sen olduğunu biliyorum, güzelim. İnkar etme. A: Aslında ben Kaanım. Duygunun bize attığı fotoğrafları kırpıp kırpıp sana attım. E: Mantıklı, ama yemezler. A: Ben aslında yoğum. *** D: Sen ne anladıysan o işte. Belki de geri dönmem. Bu se...