"Aşkım napıyosun?" dedim bebeğimi kucağıma alarak. "Saksı değil o farkındaysan yani biraz daha kendine yakın tutman lazım, düşecek."
"Pardon hayatım ya, babalığa alışmaya çalışıyorum."
"Çabuk alışsan iyi edersin. Ben yemek yapıyorum, altını değiştirmen lazım."
Bebeği kucağımdan alarak yatağına koydu ve bezini açtı.
"Kızım biz sana ne yedirdik? Bu ne böyle?" Güldüm ve mutfağa indim. Ben yemek yapmaya devam ederken bebeğimle hayatımın aşkı yanıma geldiler.
"Bakalım anne bize bu akşam için neler hazırlamış?"
Arkamı döndüm ve onlara baktım. Bi gariplik vardı. Değişikti. Karşımdaki kişinin saçları sarı, gözleri kahverengiydi ve burnu Emirinkine benziyordu. Emirin beni de vardı çenesinin sağında. Ama bir yandan da Denizin vücudunu andırıyordu.
Bebeğimiz de aynı şekilde, seyrek sarı saçlı ve parlak kahverengi gözlere sahipti.
Neler oluyordu burda?
Gözdenin üzerime su dökmesiyle uyandım.
"Kalk artık! Bu akşam yemek yicez ailecek, unuttun mu?"
Rüyaymış.
"Yemek bu akşamsa beni sabahın köründe kaldırmanın anlamı ne?"
"Bana kahvaltı hazırlayacaksın çünkü. Kahvaltıya Alper geliyor, Denizi de çağırdım. Kalk hadi."
"Allah seni bildiği gibi yapsın," diyerek ıslak yorganımı üzerimden çekip yataktan çıktım. Ben ne giyeceğime bakınırken Gözde odamdan çıkmıştı bile.
İki gün önce yani düğünde Denizle yeniden görüşmeye başlamıştık. Sevgili olmuştuk da denebilir. Neden gittiği hakkında da konuşmuştuk.
Biz yazlıktan İstanbula döndüğümüz zaman ablası yani Beren, Denizle uzun bir kavga içine girmiş. Bunun sonunda Beren sinirden midir bilinmez yere yığılmış. Hemen hastaneye kaldırılmış. İlk başta pek bir şey olduğunu düşünmeseler de bazı testler sonucunda kalp yetmezliği olduğu ortaya çıkmış. Ve bunun ilerlediği de...
Uzun bir arayıştan sonra aradığı kalp bulunmuş ama ameliyatta bir stajyerin yaptığı bir hatadan dolayı kalp işlevini yitirmiş. Beren makinalara bağlanmış.
Deniz de çökmüş bu süreçte. Berenin eskiye göre daha iyi olduğuna emin olduktan sonra da beni bulmaya, İstanbula gelmiş.
Durum bundan ibaret. Şu anda durumu normal olsa da hala makinalara bağlı yaşıyor. Bunu anlatınca gerçekten çok üzülmüş ve onu ziyarete gittiği bir zamanda onunla gitmeye karar vermiştim.
Berenin buna sevinmeyeceğini bilsem de...
Emir de iki yıldır bana sürekli farklı numaralardan yazıyordu. Güya baştan başlamaya çalışıyordu.
Ha, bu arada. Bu iki yıl içersinde Emiri zar zor affetmiştim ama pek güvenememiştim. Üç aylık ilişkimiz sonunda bilin bakalım ne yaptı? En iyi yaptığı şeyi.
Benimle sevgiliyken Haleyle birlikte olduğunu vidyoya alan bir CD bulmuştum. Ona bunu sorduğumda ise, geçmişimle beni yargılama demişti. Ama CD de tarih yazıyordu.
Bu son yaptığı şerefsizlikti.
Denizin gitmek için haklı nedenleri vardı ve şu arama meselesinde haklı olduğumu biliyordu. Kendini affettirmek için her şeyi yapacağını söyledi ki zaten bunu yapacağına inanıyordum. O yüzden benim için sorun değildi. Ailenden birini kaybetmenin veya o korkunun ne kadar kötü olduğunu biliyordum.
Eğer abime bir şey olsaydı, intihar etmeye bile kalkışabilirdim.
Üstüme bir şeyler geçirerek mutfağa indim ve kahvaltı için bir şeyler hazırlamaya başladım. Kahvaltı sofrasını kurduktan birkaç dakika sonra kapı çaldı. Gözde kapıyı açtı ve Alperle Deniz içeri girdi.
Deniz bana gülümsedi. "Günaydın."
"Günaydın," diyerek karşılık verdim ve sarıldım. Her zamankinden daha çok sevgiye ve desteğe ihtiyacı vardı.
Geri çekildim ve Gözdeyle selamlaştılar.
Masaya oturup kahvaltı ettikten sonra salona geçip koltuklara yayıldık.
"Ya gençler bişeyler mi yapsak?" dedi Gözde.
"Ne yapıcaz aşırı zeki arkadaşım?"
"Yahu ne biliyim Duygu, sen bul bişeyler."
"Valla ben akşama kadar uyuyacaktım ama Gözde hanım beni sabahın köründe uyandırdı."
"Git yat şimdi o zaman aa," dedi çirkef bi sesle.
"İnsanda ne uyku bıraktın ne bişey."
"Valla ben sevgilimi bir yere götürücem," dedi Alper.
"Ay nereye kaçıracaksın beni?" dedi Gözde cilveli bir sesle.
"Valla sizi birbirinize ayarlamakla hayatımın hatasını yapmış gibi hissediyorum."
"Sen sussana Allah Allah." Bana göz devirdikten sonra Alperin elini tuttu.
O sırada Denizin telefonu çaldı. Ciddileşip açtı.
"Efendim?" Ayağa kalktı. "İlk uçakla geliyorum," diyip kapadı. Ben de kalktım.
"Ne oldu?"
"Ablam fenalaşmış, hemen gidiyorum ben."
"Tamam, ben de geliyim."
"Gerek yok boşuna yorulma."
"Ya Deniz, gelecektim zaten. Ben de geliyim işte."
"Tamam, üstünü değiştir, bir iki parça kıyafet al gel."
"Tamam," diyip odama çıktım ve kendime küçük bir çanta hazırladım.
Giyinip aşağıya indim."Hadi ev sana emanet Gözde. Gözde de sana emanet Alper."
Evi yanlış kişilere emanet ediyordum ama, inşallah geldiğimde ev kül olarak karşıma çıkmaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim | Ters Giden İlişki
MizahE: Duygu sen olduğunu biliyorum, güzelim. İnkar etme. A: Aslında ben Kaanım. Duygunun bize attığı fotoğrafları kırpıp kırpıp sana attım. E: Mantıklı, ama yemezler. A: Ben aslında yoğum. *** D: Sen ne anladıysan o işte. Belki de geri dönmem. Bu se...