3- "They are Dimple."

3.2K 198 13
                                    

(BÖLÜM ŞARKISI = MILEY CYRUS - BUTTERFLY FLY AWAY , MULTIMEDIA'DA BULABİLİRSİNİZ. BİTERSE BAŞA SARIN İYİ OKUMALAR :** )

Çığlık atmamak için kendimi zor tutarken elimde hissettiğim yumuşaklık ile kafamı zorlukla da olsa sola çevirdim. Buz gibi gözleri sanki...

Sanki eskisi kadar soğuk değildi.

Beni kendine doğru çevirdi ve diğer elimi de tuttu. Tam gözlerine bakıyordum. Yıllardır beni titreten gözlerine... Bu gerçekten garipti. Yani onu bu kadar yakından görmek, ona dokunmak, onun yeniden sesini duymak. "Elsa ." Bu adımı uzun zamandır kimsenin ağzından duymuyordum bana sadece "O" Elsa derdi çünkü. Sesini yeniden duyduğumda gözlerinde kaybolmuş gibiydim çünkü garip bir şekilde koyu yeşile dönmüş gibilerdi. Kafamı salladım ve ellerimize baktım. Bir saniye...

ELLERİMİZ Mİ?!?!

Hızlıca elimi ellerinden kurtardım ve bacaklarımı kendime çekip kollarımı etrafına sardım. Tıpkı beni korkutmaya geldiği eski zamanlardaki gibi... Kafamı bacaklarıma gömdüm ve fısıldadım. "Git."

"Beni sen çağırmıştın." dedi dişlerinin arasından. Tanrım onunla konuşuyorum!!! "Hayır." dedim burnumu çekip. Kafamı bacaklarımdan kaldırdım ve ona baktım. Gözleri yine simsiyahtı tıpkı gece gibi. Ve bu beni korkutmaya yetmişti. Kafamı tekrardan bacaklarıma gömdüm ve ağlamaya başladım.

"Elsa..." yine gelmişti oysa ki bugün doğum günümdü ve gelmesini hiç mi hiç istemiyordum. 7 yaşıma girdim ve artık ondan korkmamalıyım. Evet artık kocaman bir kız oldum. Bi hışımla yorganı üstümden çektim ve sert ifadesini gördüğümde aynı hızla yorganı üstüme serdim. Neden bu kadar korkunç olmak zorundaydı ki? Benden ne istiyordu? Ağlamaya başladığımda yanımda sadece bay Tigger vardı ve o da artık göz yaşlarım yüzünden kirlenmişti. Burnumu hızlıca tişörtümün üstüne sildim ve bağırmaya başladım. "Anne! Anne! Baba! Yardım edin!" hem çığlık atıp hem de bağırıyordum. Neden kimse beni almıyor?? Çişim de geldi! "Yardım edin!" diye bir kez daha bağırdım ve Bay Tigger'a biraz daha sarıldım. Yorganı her ne kadar aralamak isyemesem de nefes alamıyordum. Elimi yorgana yasladım ve hafifçe ittirdim. Kafamı dışarı çıkarttım ve etrafa baktım. Yoktu. Sanırım gitmişti. Ayaklarımı yataktan salladım ve tam aşağı inecekken bileklerimdeki elleri görünce kuvvetli bir çığlık attım ve yatakta ayağa kalktım. Bay Tigger'ı kucağıma aldım ve yeniden hıçkırıklarla ağlamaya başladım. Beni çok ama çok korkutuyordu. Kapıdan giren babamı görünce ona doğru bi hışımla koştum ve bacaklarına yapıştım. Tanrım çok teşekkür ederim. "Des! Bu saatte neden uyanıksın sen!?" diye bağırdı ve omzularımdan beni ittirip yere düşmemi sağladı. Ardından yüzümü inceledi ve yanıma çöktü. "Ağladın mı sen? " sessizce konuştuğunda kafamı salladım ve zayıf kollarımı boynuna dolayıp bacaklarımı beline yerleştirdim. "Bu gece sizinle yatabilir miyim? " dedim utangaçça ve babama daha sıkı sarıldım. Başımı hafifçe okşadı ve ayağa kalkıp odanın kapısını açtı. "Sadece bugünlük, ayrıca benim kızım bugün 7 yaşına girdi neden hala bu kadar korkak? " dedi ve güldü. Sırtına hafifçe vurdum ve kafamı omzuna yasladım. Elini popoma getirdi ve o da hafifçe vurdu. "Babalara vurulmaz küçük hanım." dedi ve salondaki koltuğa beni oturttu. "Şimdi. Hepimiz o yatağa sığamayız hadi seninle burada yatalım. " dedi ve koltuğa bir kaç kez vurdu. Burnumu çektim ve kafamı sallayıp güldüm. Bana gülümsedikten sonra kenarda duran yastıkları aldı ve koltuğa yerleştirip bana güzel bir yer hazırladı. "Sana 5 yaşındayken yaptığım şeyi yapmamı ister misin?" dedi ve yanağınındaki çukurları gösterecek kadar gülümsedi. Onların bir ara ne olduğunu sormam lazım diye kendime not ettikten sonra kafamı hevesli bir şekilde salladım ve kafamı yastığa koyup koltuğa uzandım. Babam koltuğun altından tuttu ve yukarı kaldırıp yaslanılacak olan yere yuvarlanmamı sağladı. Ağzımdan bir kahkaha kaçtığında alt kısmı bir kez daha ittirdi ve koltuktan bir 'tık' sesi çıkınca alt kısmı indirip yanıma uzandı. "Üşüdüm. " dedim ve dudaklarımı büzdüm. Oflayarak ayağa kalktı ve televizyonun altındaki kahverengi dolabı açıp içinden bir battaniye çıkarttı.Üstümüze yavaşça serdi ve bana doğru döndü. Bende ona doğru döndüm ve koca kollarını bedenimi sarmasını izledim. Ona doğru iyice yakınlaştığımda burnuma dolan acımsı koku ile hızlıca geri kaçtım. "Noldu?" dedi endişeli gözlerle. Elimi burnuma götürdüm ve iki kez salladım. "Baba içki mi içtin?" dedim ve birazcık yaklaştım. "Yine." dedim ve kafamı yastığa gömdüm. Bay Tigger! Onu unutmuştum! Babam tam bir şey diyecekken koltuktan hızlıca doğruldum. "Bay Tigger onu bana getirir misin lütfen?" dedim ve alt dudağımı sarkıttım. "Bekle hemen getiriyorum." dedi ve battaniyeyi hızlıca üstünden atıp koşar adım yukarı çıktı. Yaklaşık 15 saniye yalnız kaldıktan sonra medivenden gelen ayak sesleri ile kafamı oraya doğru çevirdim ve elinde Bay Tigger ile gelen babamı gördüm. Ona gülümsediğimde Bay Tigger'ı bana uzattı ve yeniden yanıma uzandı. Keyiflice gülümsedim ve ona arkamı dönüp sırtımı gövdesine yasladım. Bay Tigger'ı da tıpkı babamın bana yaptığı gibi gövdeme yasladım ve sıkıca kollarımı etrafına sardım. Saçımda hissettiğim öpücük ile kafamı hafifçe kaldırdım ve babama baktım. Bu halde bile yakışıklı gözüküyordu. O benim kahramanım. "Sen benim kahramanımsın." dedim ve yanağından öptüm. Şu an kendimi hiç olmadığım kadar güvende hissediyordum. O canavar babam yanımdayken hele ki bana sarılıyorken zarar veremez. Çünkü babam onu döver. Tıpkı geçen gün annemin arkadaşına yaptığı gibi. Bana yine o yanağındaki çukurları gösterecek kadar gülümsedi ve yeniden saçımı öptü. "Sen de benim minik prensesimsin." dedi ve kahkaha attı. Yanağındaki çukurlara dokundum ve  parmağımı içine bastırdım. "Bunlar ne?" dedim ve yanağı ile oynamaya başladım. Elimi yanağından çektim ve elimi ağzımın üstüne getirerek esnedim ve mırıldandım. Uyumadan duyduğum son şey kulağımın üstündeki fısıltısıydı "Onlar gamze."


Ufak bir not: Multimedia'da Bay Tigger mevcuttur.

I'm Scared Of YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin