SAVAŞÇI PRENSES

533 35 7
                                    

Şarkıyla okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Çok üzgünüm yeni bölüm çok geç geldi ama bu bölüm benim çok hoşuma gitti. Geçenki bölüm Caroline'ın ağzındandı. Bu bölüm de Elena'nın ağzından olsun istedim. Bölümün geç gelmesinin nedeni tatile gitmiş olmamız ve bilgisayarımı da götürememiş olmamdı. Bölümdeki resim bölümden bir kareyi gösteriyor. Okuyunca resmin anlamını anlayacaksınız. Neyse şarkıyı açamayanlar için söylüyorum. Şarkı: Pink- Fuckin' Perfect. Bölüme uyduğunu düşündüm. Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Beğenmezseniz vote vermek zorunda değilsiniz ama yoruma neden beğenmediğinizi yazın lütfen bende hatalarımı düzeltmiş olurum. Hatalarımı duymayı severim :) Umarım beğenirsiniz.

-Özge ;)

*Elena'nın ağzından*

Yeni bir okul günü. Erken kalkmak zorundayım. Hiç bir öğrenci bunu sevmez. Okuldan nefret etme nedenlerinden biridir. Sıradan şeyler. Sıkıcı şeyler.

Okul günü rutinim şöyle:

1- Erken kalk.--Büyük eziyet.--

2- Okul servisine bin.--Hayatında gördüğün en iğrenç kokuyu duy.--

3- Okula git. Servisten kurtulduğunun için sevin ama kısa sürsün.--Hayal kırıklığı.--

4- Okuldaki salak kızlar seninle dalga geçsin. --Sinir bozucu.--

5- Salak kızların yüzlerine yumruk geçir. --Şuradaki en güzel şey.--

6- Kızların ciyaklarak müdüre gitmesini seyret. --Pis ispiyoncular.--

7- İspiyonculuğun ne kadar kötü olduğunu eleştir. --Kızlara söv.--

8- Müdür gelsin ve seni cezalandırsın. --Zaten okuldan atmak için bahane arıyor.--

9- Derslere gir. --SIKICI--

10- İşe git. --Party Hard.--

Okul servisinin geldiğini kornasından duyduğumda ağır ağır yürüyordum. İğrenç koku zamanı.

Okul servisine burnumu tıkayarak bindim. Cam kenarına oturdum. Kimse yanıma gelmiyordu. Lanetli diyorlardı. Annem ve babam öldüğü için. Gerizekalılar. Kokuyu tekrar duymaya başladım. Cam da açamıyorum. Bozuk.

Bir dakika, bir dakika. Yolumuzu niye uzattılar ki? Ara sokağa girmişler. Neden ki? Zaten şurada iki dakika durmaya dayanamıyorum bir de ara sokaktan yolumuzun uzamasına hiç dayanamam. Ölürüm ben burada ya.

Servis durunca daha da gıcık oldum. Yüzümü çantama gömüp çantamın lavanta kokusunu içime çektim. Yanıma birisinin oturduğunu hissettiğimde hemen yüzümü çantamın içinden çıkarıp yanıma döndüm. Dönmemle yüzümün biraz ilerisinde bana bakan bir çift okyanus mavisi göz görmem bir oldu. Hemen kendimi toparladım.

-Dalga geçmeye mi geldin? Yoksa ders notu almaya mı?

Sustu.

-Hey! Sana diyorum.

Elimi yüzünün önünde salladım. Elimi sertçe tuttu.

-Sana ne?

-Sana ne mi? Asıl sana ne? Niye yanıma gelip rahatımı bozuyorsun?

Elimi tutan el gevşedi ve sonunda elimi bıraktı.

-Yanımdan kalk.

-Hayır.

-Kalk dedim yoksa kötü olur.

Mavi gözleri bana döndü. Alaycı bir şekilde:

-Ne yapacaksın?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 17, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

You're FirstHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin