3 ay önce
Derste aklım hala Cemdeydi. Alarayla acil durum değerlendirmesi yapmam gerekiyordu. Dersin bitmesiyle Alara'nın yanına koştum. Olanları hemen ona anlattım.
"Bence bu çocuk sana aşık." klasik bir Alara cümlesi. Ona kalsa benimle konuşan tüm erkekler bana aşık.
"Saçmalama! Daha yeni tanıştık. Sende yani..."
"Tamam biraz abartmış olabilirim ama aranızda bir çekim olduğu kesin. Bilekliğini de sevgilin olup olmadığını öğrenmek için sormuştur."
"Hayır çok ciddiydi sanki bir ye..." Konuşmam birinin omzuma dokunmasıyla yarıda kesilmişti. İçimden dua ettim lütfen Cem olmasın diye.
Cemdi.
"Merhaba." Bendeki şans bu kadardı zaten.
"Merhaba, Cem." diyip Alara'ya bir bakış attım. Normalde 30 santimetre ötemizdekinin dedikodusunu fark ettirmeden yaparız ama bugün şanssızlığım üzerimde olsa gerek. Alarayla tanıştılar. Cem biraz daha normal gözüküyordu.
"Biraz yalnız konuşabilir miyiz?" bunu bekliyordum.
"Ben sizi rahatsız etmeyeyim. Biraz da acıkmıştım zaten bir şeyler yiyip gelirim." İşte bunu Alaradan beklemiyordum. Cem karşıma oturdu.
"Önceki tavrım için özür dilerim." nedenini sormayacaktım her şeye burnunu sokan bir tip hiçbir zaman olmadım. Olanlardan da nefret ettim o isterse anlatırdı zaten.
"Bilekliğinle ilgili çok kötü bir anım var. Bir an sadece ona odaklandım ve kendimi kontrol edemedim." az önce söylediğim her şeyi geri alıyorum.
"Nasıl bir anın var? Anlatmak istersen dinlerim."
"Pek konuşmak istediğim bir konu değil. Karşımdaki sen olduğun için değil kesinlikle yanlış anlama. Sadece konu benim için çok hassas." o an içimden ona sarılmak gelmişti. Gözlerinden o kadar belli oluyordu ki çektiği acı.
"Ah! Canım burdaymışsın demek ki. Bütün gün seni arayıp durdum. Telefonlarımı açmadın." Bunu da beklemiyordum. Kapıdaki kıvırcıktı bu. Üzülmedim desem yalan olurdu. Cem cevap vermekte gecikmedi.
"Görmemişim. Badeyle tanıştırayım seni Deniz." Denizdi demek ki adı. Bana zoraki bir şekilde merhaba dedikten sonra Cem'in koluna girip zorla çekiştirdi. Cem dudaklarını oynatarak özür diledi. Bense sadece omuzlarımı silkip gülümsedim.
Alara hala ortalıkta yoktu. Bende biraz kampüsü dolaşmaya karar verdim. Yürümeyi her zaman çok sevmişimdir. Cem'in o hali gözümün önüne geliyordu sürekli. Ne olmuştu acaba?
"Bade!" alışık olmadığım bir ses bana seslendi. Yavaşça döndüm. Taylandı.
"Cem senin numaranı istedi." hım. Bunu beklemiyordum dersem yalan olur.
"Tamam." dememle gözlerinin açılması bir oldu.
"Vay! Bana hemen istemem Cem'e hemen tamam." Yok artık!
"Cem'in sevgilisi var Taylan. Arkadaş olarak gördüğüm için hemen tamam dedim."
"Ne sevgilisi ya?"
"Deniz işte sevgilisi az önce tanıştırdı bizi." bir anda attığı kahkahayla lütfen böyle bir salaklık yapmış olmayayım diye dua ettim.
"Deniz onun kız kardeşi." çok geç...
"Haa öyle mi? Peki." keşke çenemi kapalı tutsaydım şimdi gidip Cem'e yetiştirecek olanları. Ama rahatladığımı söylemeden geçemeyeceğim.
"Bu an aramızda kalacak merak etme alay konusu olmanı istemem. Ben de arkadaşın sayılırım artık." 2 saat önce içime düşüyordun?
"Yani sorun değil sonuçta fikir yürütmüştüm sadece. Neyse benim gitmem gerek abim yanıma gel demişti."
Cevabını dinlemeden koşturarak yola koyuldum. Alara'yı bulup onu gelişmelerden haberdar etmem lazımdı. Neyse ki o beni buldu.
"Şimdi seminer varmış. Kendi alanında okula birincilikle girenleri takdim edeceklermiş hadi makyajını tazele." bir bu eksikti. Makyajımı tazelerken olanları ona anlattığım için 1 saatte anca çıktık tuvaletten.
"Çocuğun kız kardeşini sevgilisi sandığına inanamıyorum!" diyip kahkahayı patlattı. Kolundan çekiştirdim.
"Bağırma! Geçen seferki gibi Cem bir yerden beliriverecek şimdi."
"Tamam tamam." hiç inandırıcı değildi.
"Birbirlerine hiç benzemiyorlar. Sen de olsan aynı şeyi düşünürdün."
"Belki de sen onu sevgili adayı olarak görmekten korktuğun için hemen ilişkisi olanlar listesine eklemişsindir." yalan da değil ama gözümü devirmekten kendimi alıkoyamadım.
"Hiç öyle göz devirme bana bal gibi de çocuktan etkilenmişsin."
"Kimmiş bu çocuk?" dedim bağırma diye dedim dinletemedim. Ah Alara!.. Yine Cem belirivermişti yanımızda.
"Sen olmadığın kesin." demek zorundaydım. Bir anda yüzü asıldı. Şaşırmıştım.
"Peki. Ben kız kardeşimin yanına gidiyorum. Görüşürüz sonra." kız kardeşimin derken gözlerimin içine öyle bir baktı kİ Taylan bana anlattı demesine gerek kalmadı. Alarayla görüşürüz diyip biz de yolumuza devam ettik.
Semineri abim sunuyordu. Şaşırmamıştım. Yönetim kurulu başkanlığı ona yaramıştı. Son zamanlarda üniversitede fazla vakit geçirmeye başlamıştı. Babam çok çalışmasına yoruyordu ama ben abimi çok daha iyi tanıyordum gerçek nedeninin yakında ortaya çıkacağından şüphem yoktu.
"Bade Demir!" alkıştan çok fısıldaşmalar geldi kulağıma. Sonuçta okul sahibinin kızı olduğumu artık herkes öğrenmişti. Beklediğim bir tepkiydi bu. Plaketimi aldıktan sonra yerime geçtim. Bu üniversitede okuyacağım zaten kesindi. Ama ben babasının torpillisi ünvanını almamak için çok çalışıp birincilikle girmiştim.
Seminer sonunda bitmişti. Taylan'a yalan söylememiştim aslında abim yanına gelmemi istemişti. Seminer sonunda onu göremeyince odasına doğru yola koyuldum. Kulaklarım annemin deyimiyle CIA gücüne sahiptir. Kapının önünden telefonla konuştuğunu duydum ve dinlemeye başladım. Neyse ki etrafta benden başkası yoktu. Abimin neyin peşinde olduğunu öğrenmem gerekiyordu artık.
"Onun da burada olduğunu bilmiyor muyum sanıyorsun? Başka ne için işim gücüm yokmuş gibi bu aptal üniversitede takılabilirim? Kardeşimin bununla ne alakası var?" konu nasıl bana gelmişti bir anda bende anlamadım. Daha dikkatli dinlemeye başladım.
"Ne demek görmüş? Şaka yapıyor olmalısın. Eğer öğrenirse bu bizim sonumuz demek." abimden böyle şeyler duymaya hiç alışık değildim daha fazla dinlemek istemedim. Ellerim titremeye başlamıştı. Aynı anda hem her şeyi bilmek hem de hiçbir şey bilmemek istiyordum. Arkamı dönmemle kapının açılması bir oldu.
"Badeciğim sabahtan beri yanıma gel diyorum nerede kaldın?" sanki az önce telefonda konuşurken panikten ne yapacağını şaşırmış biri yokmuş gibi rahattı.
"Ne oldu? Ellerin titriyor. Gel bir su iç." koltuğa oturdum kapıyı kapatmıştı. Bir an ona güvenip güvenemeyeceğimden emin olamadım. Onun sonu benim sonum demekti. Belki de benim sonum onun kurtuluşuydu.
Kapı bir anda açıldı.
"Aşkım!" yok artık!
Deniz
Göz göze gelmemizle yüzündeki gülümsemenin solması bir oldu. Ağzım açık bir şekilde bir abime bir de ona bakıyordum. Bu kadar tesadüf de fazlaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sır
RomanceTehlike... Damarlarımda dolaştığını hissedebiliyorum. Ben bu muydum? Bunları gerçekten yapmış mıydı(k)? Artık hiçbir şeyi bilmiyorum. Belki de deliriyorumdur. Ama tek bildiğim söylemekten en çok korktuğum şeyin bu sır değil "Ona güvenmiştim." demek...