Ruhsuz ve aşık-1/5

1.8K 83 161
                                    

Merhabalar! Uyuz Ömer'lere devam dedim ve bu hikayeye başladım. Bu bölümü Papatya Kadınım bekleyenler için üzgünüm hayal kırıklığına uğradınız. Ama bu hikayeyi daha fazla yazmadan duramazdım. Bu kitabı ilk yazmaya başladığım andan itibaren bu hikayeyi kafaya takmıştım. Neyse kafanızı karıştıracak bir düzen ile geldim.

Şöyle ki bu zamana kadar
Papatya Kadınım-1
Papatya Kadınım-2
Ruhsuz ve Aşık-1
Papatya Kadınım-3
Paylaşım sırası böyle olacak ama 3. Bölümü yüklediğim zaman düzeltmiş olacağım. Bu düzen kafa karıştırıcı olsa da bir o kadar da meraklı oldu.
____________________________________
Defne arkasından seslenen kocasına aldırmadan merdivenlerden koşarak indi. Son 3 basamakta ayakları birbirine dolanıp yere kapaklandı. Kafasını kaldırıp baktığında kendisine koşan adam ile gerilse de ayağa kalkıp inmeye devam etti. Kendisine yetişemeyeceğini biliyordu. Adamın istediği olmuştu. Defne'nin kalbine son darbeyi indirmişti ama neden arkasından koşma ihtiyacı duymuştu? İçindeki korku fırtınası ayaklarını harekete geçirmişti. Defne'nin gördüklerini ailesine anlatmasından korkuyordu. Defne ise artık geri dönülmez bir yola girmişti. Bu savaşta kalbi ile değil aklı ile hareket etmesi gerektiğini anlamıştı artık. Çünkü kalbi günden güne bu adamın elinde paramparça olacaktı
____________________________________

Defne elindeki tepsiyi de salondaki büyük yemek masasına götürdü. Herkes masada oturmuş sohbet ederken tek eksik Ömer di. Emine hanım oğlunun hala uyuduğunu bildiği için etrafta koşuşturan gelinine seslendi. "Kızım koşuşturma artık. Her şey hazırlandı zaten. Sen git beyini uyandır." Defne kendisine gelen azarla hemen salondan ayrılıp merdivenleri çıktı. Banyodan çıkan Oğuz'u görünce selam vermeden geçmedi. "Günaydın Oğuz" Oğuz uyku sersemi etrafına bakarken merdivenin yanında duran yengesine baktı. "Günaydın yengecim. Bir an seni güneş sandım." Defne Oğuz'un haline gülüp yanına gitti. Üstündeki kapüşonlu tişörtünün şapkasını ceketinin içinden çıkarıp düzeltti. Arkasını dönüp kendi yatak odasına girdiğinde Ömer gömleğinin düğmelerini ilikliyordu. Defne hemen yanına gidip esmer elleri bembeyaz gömlekten çekti. Kendisi son kalan düğmeleri de ilikledikten sonra yatağın üstündeki kravatı alıp boynundan geçirdi. Kravatını da yaptıktan sonra Ömer geri çekilecekti ki Defne kravatı asılıp kendisine çekti. "Sabah öpücüğümü unuttun kocacım."

Ömer tekrar geri çekilip kravatını düzeltti. "Defne bizi bekliyorlar, hadi." Ömer bir adım atamadan Defne tekrar dibinde bitti. "Neden kaçıyorsun Ömer?" Ses tonundaki tehlikeyi anlayan Ömer yerinde durup kadının gözlerine baktı. "Şirkete geç kalacağım Defne. Ne istiyorsun?" Defne sinirle gözlerini devirip Ömer'e daha çok yaklaştı. Burnunu adamın burnuna sürtüp konuştu. "Babamla ortak olduğunuz şirkete geç kalmazsanız kovmaz seni merak etme! Ayrıca ne istediğim belli değil mi hayatım? Küçük bir öpücük." Defne ellerini kuzguni saçların arasına daldırıp kendini öne attı. Ömer karşılık vermeden bitmesini bekliyordu. Defne inatla kendisini zorlayınca karşılık verip Defne'nin beline sarıldı. Nefesleri kesilince geri çekilip kapıdan çıkacaktı ki Defne kolundan asıldı. "Yine ne var?!"Defne makyaj masasından aldığı mendili dudaklarının üstünde gezdirince sessizce bekledi. "Dudaklarında rujum kalmış aşkım." Defne'ye başını sallayıp odadan çıktı.

Bu kadını kendinden bezdirmesi gerekiyordu. Babasının zoruyla şirketi için evlenmişti ama Defne'nin kendisine her yakınlaşmasında kaçmaya çalışıyordu. Artık sınıra gelmişti ama kadın adamı anlamıyordu. Defne de Ömer'in arkasından inip kahvaltı masasına geçti. Masanın başında oturan Ahmet beyin afiyet olsun demesiyle hepsi yemeğe başlamıştı. Karşısında abisine şaka yapıp sataşan Oğuz'a gülmemek için zor duruyordu. Ömer ise kardeşiyle ittifak olmuş Defne'ye kızgın bakışlarını atıyordu. "Baba bugün şirkete geliyorsun değil mi?" Oğuz şirket kelimesini duymasıyla abisi ve babasına odaklanmış dinliyordu. "Tabii ki oğlum. Bugün ki misafirlerimiz çok değerli turistlerimiz. Hoşgeldiniz demezsek ayıp olur. Kızım sende babangile söyle en yakın zamanda bize gelsinler. Ben dünürlerimi özledim."

Tek Partlık DefÖmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin