Selamlar. Kısa ve dramlı bir hikaye daha. Üzülme R&A'da eğleneceğiz.
Bu hikaye sevip, nefret edip her şeyi kaybetse de sevgisinden vazgeçmeyenlere gelsin. Bu hikaye sana gelsin güzel insan...
Hoş geldin, İyi okumalar. _________________________ _________________________________"Bazen vazgeçmek gerekir, ne kadar kalbinden söküp atman zor olsa da vazgeçmen gerekebilir. Ama bazen bin kere de vazgeçsen de bin kere kalbinden söksen de, O yine yarana yama olur, kalbine sevda olur."
2019 Mart Londra
Asansörden çıkıp kendi dairesine doğru yürümeye başladı. Anahtarı ile kapıyı açıp içeriye adım attı. Çantasını konsolun üstüne bıraktıktan sonra botlarını çıkardı. Yoğun bir gün geçirmişti. Evden neşeyle çıkmıştı ama sonra yorgunlukla geri dönmüştü. Işığı açacağı sırada evin soğuk olduğunu fark etti. Camların hepsini kapattığına emindi. Belindeki silahını çekip yavaş adımlarla salona geçti. Kapının yanında duvara pusup bir süre bekledi. Silahını doğrultup hızlıca odaya girdi. Bütün odayı tararken perdenin uçuşmasıyla pencereye yaklaştı. Tam perdeyi açacakken kedisinin üstüne gelmesi ile çığlığını salıverdi. "Puffy sana camlardan uzak dur demiştim!" Kedisi bacağına kafasını sürtüp miyavlayınca silahını kılıfına yerleştirdi ve dizlerin üstüne çöküp kucağına aldı. "Haklısın pencereyi açık bırakmamalıydım."
Defne pencereyi kapatıp ışığı açmak arkasını döndü. Mutfaktan gelen sesle kedisi kucağında huysuzlaşıp yere atladı. Defne tekrar silahını eline alıp bu sefer mutfağa geçti. Arkası dönük bir gölge görünce silahını daha sıkı kavradı. "LCPD! Throw your gun. Put your hands somewhere I can see them. You're guilty of trespassing my house.*" Adam ellerini havaya kaldırıp arkasını döndü. "Arkadaşını mı tutuklayacaksın?" Defne ışığı açıp baktığında gözlerini devirdi. Aslında onun İngiliz aksanından anlamıştı. "Aptal!" Silahını indirip odasına yürüdü. Rozetini ve silahını masasının üstüne bırakıp kıyafetlerini değiştirdi. Salona döndüğünde Klaus bir eline bira şişesini diğer eline cips paketini almış koltukta yayılıyordu. "Sen nereden çıktın? Cambridge'de değil miydin?"
"Evde küçük sorunlar yaşıyorum." Dediğinde yine tedaviyi aksattığını anladı. "Tedaviyi reddetmeyi bırak! Beni yasa dışı işlere sokma. Yoksa seni hapse atacağım."
"Sakin ol. Bir süre için geldim. Başım dertte değil." Defne başını sallayıp L koltuğun diğer yanına uzandı. "Güzel. Bir de narkotikle uğraşamam." Klaus kaşlarını çatıp Defneye baktı. "English please."
"İki şey söyledik. Sızlanmayı kes." Klaus susup birasını içmeye deva ederken Defne'nin aklına telefonu geldi. Konsolun üstünde bıraktığı çantasını alıp tekrar oturdu. Çantanın içinden telefonu çıkarıp açtıktan sonra gelen mesajlarını kontrol etti. Türkiye'deki yakın arkadaşı aramış ve mesaj bırakmıştı. Sonra bakacağını aklına yazıp diğerlerine baktı. Gelen başka cevapsız çağrıyı görünce kaşlarını çattı. Eski defterleri buraya gelirken kapatmıştı. O halde neydi bu gözünün önüne gelen arama? Numarasını nasıl bulmuştu? Belki de başkaları kendisi gibi düşünmüyordu. 'Sen hattını nasıl değiştirdikten sonra onun numarasını ezbere biliyorsun? O da senin gibi düşünüyor.' Düşünceleri suratına ağır bir tokat çarpmıştı. Önemli olabileceğini fark edip tam aramasına geri dönecekken ekranda yakın arkadaşı Aslı'nın tekrar araması ile şaşırdı.
"Aslı?" Sesinden özlemi ve şaşkınlığı saklayamazken orada olmayı diledi. Ama düşünmeden dilemişti ve başına geleceklerden haberi yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Partlık DefÖm
Fanfiction2-3 bölümlük farklı farklı bir sürü DefÖm hikayeleri. Hüzünlüden mutlusuna, nefretinden aşkına, kahkahalardan göz yaşlarına kadar her farklı duygunun olduğu Partlık DefÖm kitapları. (Ç)alıntı yapıldığında gereken işlemleri yapılacaktır.