EN BAŞTAN

8.2K 498 641
                                    

Başlangıç tarihinizi yazmayı unutmayın!

           

Sert bir rüzgar vardı yüzüme vuran.Kore tamamen sıcaktı ama akşam üstü olan bu rüzgarı asla eksik olmazdı ve ben buna bayılırdım. Önüme gelen saçlarımı arkaya attıktan sonra yoluma devam ettim. Dengesiz yürüyordum ama ayaklarım güçlü basıyordu yere. Yıkılmaz hissediyordum kendimi.

Bir kaç adım attıktan sonra yolun sağ tarafında olan oyuncakçıya takıldı gözüm. Daha doğrusu onun vitrin camındaki yansımama.

Boyum ve kilom aynıydı. Yüzüm yuvarlıktı ve hala anlamlı bakan gözlerim, uzun kirpiklerim vardı. Ellerim hala küçüktü. Saçlarım ise daha da uzamıştı ve dalgalıydı. Her şeye rağmen gitmeyen gülümsemem vardı bir de dudaklarımda..

Hiç değişmemiştim. Ben aynıydım. En önemlisi kişiliğim değişmemişti. Asla benliğimden vazgeçmemiştim. Asla olmadığım biri gibi davranmamıştım. Belki de o yüzden bu kadar çok acı çekmiştim. Ama hepsi geride kalmıştı.. Kendimde gördüğüm acı, özlem yada tutku değildi. Kin ve nefret vardı gözlerimde. Acı beni daha güçlü yapmıştı, terk edilmek ise daha gururlu.

Yüzümün tekrar gerildiğini ve o günlere tam döneceğim sırada sol tarafımda bir yansıma daha belirdi. İşte beni hiçbir şekilde yalnız bırakmayan dostum.

Kolumu sımsıkı tutuyordu ve çenesini omzuma dayamıştı. Esila, iyi ki vardı. Ama onun gözlerine baktığımda acı görüyordum. Evet bana olan her bakışı acı doluydu. Bana milyonlarca kez bunları hak etmediğimi söylemişti. Ben de biliyordum ben bunların hiç birini hak etmemiştim. Ama yaşamıştım işte..

Sonra sağ tarafımda biri daha belirdi. Her şeye rağmen gülüyordu. Sürekli gülüyorlardı. Ve bende onlara rahat ayak uyduruyordum. Uzun zamandan beri yanımdan hiç ayrılmamıştı. Ve bende onu çoktan affetmiştim. Belki de doğru bir şey yapmıştı. Boyu hala benden uzundu. Ve beyaz gömleği en çok ona yakıştırıyordum. Tabi ki de Min Ho'dan bahsediyorum. Hala çok yakışıklı ve çekiciydi.

Camdan onu izlerken sağ elimde bir sıcaklık hissetmiştim.. Ve parmaklarımın arasından geçen parmaklar.. Gözlerimi kapattım ve tekrar açtım. Gülümsüyordu, bende gülümsedim. Ve elimi çekmedim. Bu hareketi bana güven veriyordu. Değerli hissediyordum kendimi.

Uzunca esen rüzgar hepimize eve gitmemiz gerçeğini hatırlatmıştı. Beş dakika daha yürüdükten sonra evin önüne gelmiştik. Min Ho ile vedalaştım ve akşam arayacağını söyledi.

Esila'yla günün değerlendirmesini yaparak ağır tahta bahçe kapısını açtım ve içeri girdik. Ardından Esila 30 tane anahtarlık takılı olan anahtarını çıkardı ve kapıyı açtı.

Yeni eşyalarımız vardı artık evimizde. Biz almamıştık gerçi.nGeçen haftaya kadar annemler buradaydı. İki haftaya yakın bir süre yanımızda kaldılar. Bu benim için yeterli değildi ama biraz olsun özlemimi yitirebilmiştim. Her neyse..
Yeni eşyalardan bahsediyordum. Annemler evimizi biraz daha gençleştirmeye karar verip yeni eşyalar almışlar işte bize.

Mavi vanslarımı ayağımdan çıkardım ve hemen merdivenlere yöneldim. Esila ise mutfağa. İkimizde çok acıkmıştık ve bir şeyler hazırlamalıydık. Bugünlük görevi Esila üstlenmişti.

Merdivenlerden çıktım ve sağ taraf da ki dar koridordan geçip yeşil kapıyı açtım ve odaya girdim. Kendimi yatağa atmak istiyordum.

Uyumak.. Uyumak.. Uyumak..

Çantamı yere attım ve radyoyu açtım. Açar açmaz onun sesini duymak garip hissettirmişti. Neredeyse yıl olacaktı, onun sesini duymayalı.

"For You!" bu şarkıyı seviyordum. Ama kalbimin acısıyla hemen radyoyu kapattım.

KÖTÜ ÇOCUKLAR KÖTÜ KIZLARI SEVER -2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin