BEN KAYBETTİM , O ÖLDÜ!

1.5K 165 174
                                    






Göğsümde hissettiğim derin acıyla elimi kalbime götürdüm. Bu gördüğüm gerçek miydi? Gelen Jimin miydi? En yakın adamı olan...

Buna inanmak istemiyordum. Beynim kabul etmek istemiyordu ve gözlerim bu anı görmek istemiyordu? Ne yani her şey yalan mıydı? Yaşadığımız onca şey tamamen bir kurgu muydu? Her şey bir oyun muydu?

Bacaklarımdan destek alarak ayağa kalkmaya çalıştım. Gözlerimden akan durmak bilmeyen yaşlara aldırmadan... Yanına gittiğimde acılı gözlerle bana bakıyordu.

"Bir şey söyle Jimin." Fısıltıyla çıkmıştı sesim.

"O adamın söylediği şeylere inanmıyorum. Bana sen anlat. Yalan olduğunu söyle, öyle olmadığını söyle. Sana yalvarırım inkar et!" yüzünü ellerimin arasına almış parmaklarımla okşuyordum.

Hayır Jimin bana böyle bir şey yapmazdı! Bizim aşkımız bir oyun olamazdı! O bakışları, dokunuşları, öpüşleri sahte olamazdı. Bizim aşkımız sahte olamazdı!

"Özür dilerim." Diye fısıldadı Jimin, gözleri dolarak. Ne demek bu? Ne demek özür dilerim? Şaşkın gözlerle onu izlerken dayanamıyordum. Kalbimin acısı dayanma gücümü aşmıştı.

"Yalvarırım Jimin. Bana doğru olmadığını söyle." Daha fazla yaklaşmıştım ona. Ellerim saçlarına geçti. Her teline aşık olduğum saçlarına... Dudaklarımız birbirine değmek üzerine olduğunda ağlama hıçkırıklarım çıkmıştı dudaklarımdan.

İliklerime kadar yaşadığım bu aşk yalan olamazdı!

Ondan bir açıklama beklerken saçlarımı kavrayan bir el tarafından geri geri sürükleniyordum. Canımı çok fazla acıtıyordu.

"Sen..Dokunma ona!" Jimin'in bağırması ve bana doğru ilerlemesiyle duraksadı Kim So. Cebinden çıkardığı bıçağı boğazıma hızlıca yerleştirdi. Jimin onu gördüğüne şaşırsa da sorgulamadı.

"Yaklaşma sakın." Jimin olduğu yerde durdu ve gözlerime bakmaya devam etti.

"Özür dilerim Arya." Jimin tekrardan fısıldadı. Neden benden özür dileyip duruyordun?

"Naber Jimin? Uzun zaman oldu değil mi?" Black ona doğru ilerlediğinde gözlerim daha da irileşti. Gerçekten birbirlerini tanıyorlardı. Ama en yakın yardımcı gibi durmuyordu Jimin.

"Sorunun benimle değil mi? Onu bırak gitsin. Bak ben geldim." Hey hey! Ne oluyordu burada?

"Sen neyden bahsediyorsun?" ağlamaktan çatallaşan sesimle Jimin'e seslendim.

"Ben bu kadar basit bir adam mıyım Jimin? Biliyorsun her işten karlı çıkarım bunda da öyle olacak. Bir taşla iki kuş!" Jimin kaşlarını çatarak bana döndü.

Evet ikimizin de bilmediği bazı şeyler dönüyordu burada.

"Bu adam ne söylüyor Jimin? Bana bir şey söyle!" İnandığım tek insan senken, sen de beni bırakıp gitme Jiminshi!

"Hiçbir şey yalan değildi. Seninle geçen bir salisem bile oyun değildi Arya. Seni çok seviyorum." İçime serpilen soğuk suyla derin bir nefes almıştım. Ölsem bile artık sorun değildi. İhaneti tatmadan ölmek benim için ayrı bir lüks olacaktı.

"Büyük bir oyunun içindesin bebeğim". Saçlarımı kulağımın arkasına yerleştirdi Kim So.

"Sana ona dokunma dedim."

"Beni tehdit mi ediyorsun." Bıçağı hafifçe boğazıma batırmasıyla acıyla inlemiştim. Jimin sıkıca gözlerini kapattı ve kafasını öne eğdi.

"Shadow, onu bırak gitsin! İstersen beni öldür ama onu bırak. Sana yalvarıyorum!" Shadow mu?

"Benim asıl avım o. Attığım yemi alıp avımı mı bırakacağım?" bana doğru yürüdü Black. Ya da shadow?

KÖTÜ ÇOCUKLAR KÖTÜ KIZLARI SEVER -2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin