"İlk defa böyle oluyorum ben.İlk defa böylesine çok seviyorum birini anlamsızca. Her dakika yanımda olsun istiyorum. Onu izlemek istiyorum. Bütün hareketlerini, mimiklerini ezberlemek istiyorum. Sesini duymak istiyorum. O sesi dinleyebilirim bütün gün. İzleyebilirim mesela onu hiç bıkmadan.
Birbirimizi sevebilirdik. Mesela gereksiz kavgalarımız olurdu bazen. Durduk yere küserdik birbirimize çocuk gibi. Sonra birbirimizi özler ve barışırdık birden. Utanırdık yan yanayken. Saçmalardık, gülerdik, eğlenirdik en azından. Yan yana olduğumuzda her şey daha güzel olurdu. Birbirimize yeterdik. Yanımda sadece onun olması beni dünyanın en mutlu insanı yapabilirdi mesela. Eğer onu sevmeseydi. Ona seni seviyorum demeseydi. İçimi sızlatıyor benim olmayışı. İçim içimi yiyor, deliriyorum. Yine düşündüm. İmkansız dedim ve ağladım."
Kitabın orda sayfalarından bir yerdi. Evet okurken fazla etkilenmiştim. Aklım ona gitmişti. Acaba o da böyle mi düşünüyordu? Kitabı bıraktığım sırada Esila girmişti içeri.
"Arya saat 16.00'a geliyor. Ben kuaföre gidiyorum sen de hazırlanmaya başla." Onaylarcasına gözlerimi kapattım ve başımı salladım. Neden kuaföre gitmediğimi bilmiyordum. Canım hiç istememişti.
Bana göre hala çok vaktim vardı. Fırsat bu fırsat diye düşünüp kendimi banyoya attım. Son ses müzik ile harika bir köpük keyfi yapacaktım.
Bir buçuk saatlik eğlencemden sonra tertemiz olarak banyodan çıktım. Saçlarımı kuruttum ve taradım. Saat 18.00'a geliyordu. Kapının kapanma sesini duymuştum işte anlaşılan Esila gelmişti. Saçlarını dağınık topuz yaptırmıştı ve mükemmel görünüyordu.
Ben de maşayı elime aldım ve Esila'nın yardımıyla bitirdim hemen saçlarımı. Her zaman ki gibi su dalgasıydı. Sıra makyajdaydı. İkimizde kıyafetlerimize uygun gösterişli bir makyaj yapacaktık. Sonuçta baloya gidiyorduk değil mi?
Pürüzsüz hale getirdiğimiz cildimiz, iddialı tonlarda yapılan göz makyajımız hazırdı. Ben tabi ki de ten rengi bir ruj sürmüştüm. Rujlara karşı olan düşüncem sanırım hiç değişmeyecekti.
Tamamen hazır olduğumuzda döndük ve Esila'yla birbirimize baktık. İkimizde mükemmel görünüyorduk. Çığlık atıp birbirimize iltifat ettikten sonra odama döndüm ve elbisemi giyindim. Ayakkabılarımı geçirdim. Şimdi tamdım. Kendimi hiçbir zaman öven bir insan olmamıştım ama gerçekten harika görünüyordum bunu itiraf etmeliydim.
Hiç çıkarmadığım kolyem yine boynumdaydı. İşaret parmağıma da yüzüğümü taktım. Parfüm banyosu yaptım ve çantamı alıp çıktım odadan. Esila aşağıdan bağırıyordu.
"Min Ho ile aşağıdayız!" Güzel de ben bu elbise ile aşağıya nasıl ineceğim acaba? Kendimi evlenmiş gibi hissediyordum. Gelinlikle evde dolaşan bir gelin. Eteğimi kaldırabildiğim kadar kaldırdım ve düşmemek için tüm duaları ettim. Başarmıştım.
İkisi de ayaktaydı. Mükemmel görünüyordu Esila. Onu görünce ağzımı kapattım ve karşılıklı garip sesler çıkardık. Elbisemin arkasındaki tüyün havaya kalkmasıyla arkamı döndüm. Min Ho'yu o zaman fark etmiştim evet. Üzerinde beyaz kısa kollu bir gömlek ve mor pantolan askıları.
"Harika görünüyorsun."
"Sen de öyle."
"Bu kadar kabarık beklemiyordum."
"Açıkçası ben de." Karşılıklı gülümsedik ve çıkalım mı dedi en sonunda. Esila'ya döndüm o hızla.
"J-Hope birazdan burada olur."
"Tamam o zaman." Eteklerimi tuttum ve kapıya doğru yürümeye başladım. Çıkışta Min Ho'nun koluna girdim ve tek elimle eteğimi tutarak bahçeden salına salına geçtim. Taksiye sığmam biraz zor olmuştu ama onu da başarmıştım.
"Tahminim doğru çıktı." Dedi Min Ho bana bakıp gülümseyerek.
"Ne tahmini?" aynı şekilde sırıtıyordum.
"Partinin en güzel kızı sen olacaksın." Güldüm ve kafamı öne çevirip elbisemin tüyleriyle oynadım. Birkaç dakika sonra balo yerinde olacaktık ve ben çok heyecanlıydım.
<~>
Geç kalmak Esila'nın en nefret ettiği şeydi.J-Hope'un ise en sevdiği şey.En sonunda kapı çaldı ve çantasını alıp büyük bir hızla kapıyı açtı Esila.Sevgilisi tüm yakışıklılığıyla duruyordu işte karşısında.Lacivert dar bir pantolon.Pantolonun içine konulmuş toz pembe bir gömlek ve onun üstüne lacivert bir papyon.
Onun kadar onun giyimini de aşıktı evet.İnceleme sırası J-Hope'daydı.Mükemmel bir hayale dalmış gibi Esila'ya bakıyordu.En sonunda uyandı ve :
"Bu ne ya?" diyebildi.Hiçbir kız gibi Esila da böyle bir tepki beklemiyordu tabii.
"Bu ne güzellik?" en sonunda gülebilmişti Esila.Sıkıca sarıldılar birbirlerine.Evden çıktılar ve J-Hope'un arabasına bindiler.
"Biliyorsun ki yanımdan ayrılmayacaksın."
"Tabi ki de hayatım."
"Çok güzel.Ama sen cidden fazla güzel olmuşsun.Gitmesek mi biz? Hadi benim eve gidelim." Yine o çapkın bakışlarını Esila'nın üzerine çevirmişti.Esila güldü ve kafasını cama çevirdi.
"Çok ayıp J-Hope! Partiye gideceğiz tabi ki de." Kahkaha attı ve bu eğlenceli sohbetlerine balo yerine gidene kadar devam ettiler.Heyecanlılardı.Herkes gibi.Hepsi gibi.Ve sadece nelerin olacağını merak ediyorlardı.
Nelerin değişeceğini?
Nelerin eskiye döneceğini?
Ya da nelerin aynı kalacağını?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜ ÇOCUKLAR KÖTÜ KIZLARI SEVER -2
Fanfiction^İyi Kızlar Kötü Çocukları Sever serisinin ikinci kitabıdır.^ ✔️/ 21.09.2018 / ✔️ •Sandığınız gibi kötü çocuk değil• Sadece aşklarından söz edileceğini zannediyorlardı ikisi de geçmişlerini hesaba katmamıştı. Geçmişinin gerçeğini bilmeyen mi? Geçmiş...