"Jin daha hızlı!" bu şekilde bağırırken bir yandan da arabanın kapısına vurmaya da devam ediyordum.
"Şimdiye kadar sana bir şey olmadı. Ona olmayacak. Değil mi Arya?" yavaşça solumda duran elimi sıkı sıkıya tutmuş gözleri dolu dolu olan Jungkook'a baktım.
"Hayır ona hiçbir şey olmayacak. Olmayacak!" Gözyaşlarıma hakim olma konusunda onlar kadar yetenekli değildim!
Metro bize çok uzak değildi ama bana sanki yıllardır yoldaymışız gibi geliyordu. Araba durur durmaz herkes dışarıya fırlamıştı. Jin ve Jimin çıkış kapısından koşarak girdi. Jungkook ve ben de giriş kapısından.
Jungkook benden çok daha hızlı koşuyordu tabi ki de.
Merdivenlerden hızlı hızlı indiğimde bir yandan da etrafıma bakınıyordum. Taehyung telefonu kapalı olmasaydı belki her şey daha kolay olacaktı.
Hayır Arya! Şimdi titreme ve ağlama zamanı değil! Kendine gel ve arkadaşına zarar gelmesine izin verme!
Jungkook önden tazı gibi koşarken ben V'yi görmüştüm. Onunla birlikte ona yaklaşan siyah şapkalı kişiyi de.
"Taehyung- ah! Dikkat et!" hayatım boyunca böyle yüksek sesle bağırmamıştım belki de. Metrodaki herkesle birlikte V de bana döndü.
O sırada onun boynuna yapışan şapkalı...
Hızla gelen metro...
Kalabalığı yara yara ve çığlık atarak onlara ulaşmaya çalışıyordum. Boyumun kısa olmasından dolayı da hiçbir şey göremiyordum. Ama insanların bağırmalarına bakılırsa hiç iyi şeyler olmuyordu.
Allah'ım yalvarırım birine bile bir şey olmasın!
Onların yanına ulaştığımda Tae yerde yatar bir pozisyonda duruyordu ve boğazını tutuyordu. Savrulan saçlarımla yana döndüğümde Jimin ve Kook'u deli gibi koşarken görmüştüm.
Tae ile göz göze geldiğimizde daha fazla taşıyamadı beni bacaklarım ve yanına yığıldım.
"Çok korktum! Sana bir şey olacak diye çok korktum!" Şoka girmiş görünüyordu Tae. Deli gibi boynuna sarılıp ağlama sırasıydı şimdi.
"Özür dilerim. Çok özür dilerim." Onun bu sıcaklığını ve kokusunu hala alabildiğim için Allah'a minnettardım.
Çığlıklarla karışmış ağlamam bitmeyince Tae belimden sıkıca sarıp geri çekti beni. Gözleri kocaman açılmıştı ve grimsi saçları oldukça dağınıktı.
"O neydi?" burnumu çekip elimin tersiyle gözyaşlarımı silerek devam ettim.
"Black. Hedefi sendin." Onu kendime çekip olabildiğince sıkı sarıldım. Çok özür dilerim!
"Sana bir şey olsaydı eğer..."
"Hey tamam ben iyiyim." Öyle desende öyle görünmüyordun.
"Ne yaptı sana? Yüzünü görebildin mi?"
"Hayır. Tüm yüzü saçları ve maskesinden gizlenmişti. Neye uğradığımı şaşırdım ilk başta. Boğazımdan tuttu ve beni raylara doğru itmeye çalıştı. Çocuklar gelmeseydi şu an yaşamıyordum."
"Özür dilerim. Hepsi benim suçum." Hiçbir şey demedi Tae. Sadece sarılmalarıma karşılık verdi.
Çocuklar yanımıza geldiğinde hala yerde oturuyorduk. Onları görünce rahatlamıştım.
"Kaybettik. Yerin dibine girdi sanki." Nefes nefese kalmış Jimin söylemişti.
"Sen iyi misin?" Jungkook yanına geldi ve Tae'ye sarıldı. Sonrada sırayla hepsi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜ ÇOCUKLAR KÖTÜ KIZLARI SEVER -2
Fanfic^İyi Kızlar Kötü Çocukları Sever serisinin ikinci kitabıdır.^ ✔️/ 21.09.2018 / ✔️ •Sandığınız gibi kötü çocuk değil• Sadece aşklarından söz edileceğini zannediyorlardı ikisi de geçmişlerini hesaba katmamıştı. Geçmişinin gerçeğini bilmeyen mi? Geçmiş...