Esila'yla dün kararlaştırdığımız gibi bugün okula gitmemiştik. Gözlerimi açtım ve telefonu kaldırıp saate baktım. Öğlen birdi. Gerçekten iyi uyumuştuk.
Üstümdeki pikeyi attım ve banyoya yöneldim. Ev hala sessizdi. Esila da büyük ihtimalle uyuyordu. Yüzümü yıkadıktan sonra çok fazla terlediğimi ve bir duşa ihtiyacım olduğunu fark ettim ve 10 dakika gibi kısa bir sürelik duş aldım. Bornozumu üzerime geçirdim ve dışarı çıktım.
Odama giderken Esila'nın odasına uğradım ama yatağında değildi. Kahvaltı hazırlıyor diye düşündüm ve daha fazla sevindim. Odama geçip koltuğuma oturdum ve ıslak saçlarımı taradım.
Ev çok sessiz değil miydi? Kahvaltı hazırlıyor gibi bir hal yoktu. Bir kaç defa seslendim ama cevap yok.
Odadan çıktım ve merdivenin başında durup aşağıya eğilip tekrardan seslendim. Yok yok yok. Bu böyle olmayacaktı. Gidip bakmalıydım.
Yavaşça merdivenlerden indim ve ilk mutfağa yöneldim. Masa kuruluydu. Mükemmel bir kahvaltı duruyordu ve çay kaynıyordu. Nerde bu kız diye düşünüp oturma odasına geçtim yavaş adımlarla. Ayağımı yere sürükleyerek.
Evimizde bir misafir vardı.Hangi ara gelmişti ve ne zaman içeri girmişti. Beni görünce oturduğu yerden kalktı ve iki adım attı. Bu karşılaşma çok ani olmuştu. Buna hazır değildim. Gözlerimi ondan alamıyordum.
''Arya?'' dedi yaklaşarak.
''Jimin?'' aynı sessizlikle söyledim. Bir yıl sonra ilk defa buluşmuştuk. Kilo almıştı. Saçlarını onu ilk gördüğüm zamandaki gibi kestirmişti. Üzerinde siyah bir pantolon ve gri bir tişört vardı. Gözlerim istemsizce dolmuştu.
Zorlanacağımı biliyordum ama bu kadar değil. Koşup sarılmak istiyordum ona sımsıkı. Çok çok özlemiştim. Uzun bir süre hiç konuşmadan öylece bakışmıştık. Gözlerindeki acıyı ve özlemi görebiliyordum ya da her zaman olduğu gibi öyle anlamak istiyordum.
Sakin adımlarla yanıma kadar geldi ve tam karşımda durdu. Gözlerine bakmamalıydım.
Gözlerimi kapattım ve dudağımı ısırıp kafamı öne eğdim. Nefesini hissedebiliyordum. Bu hareketleri beni mahvediyordu. Beni inceliyordu biliyorum.
Sağ elini kaldırıp yavaşça ıslak saçlarımdan bir tutam almıştı eline. Şimdi ise saçımı burnuna götürmüştü. Her zaman saçımın kokusuna bayıldığını söylerdi.
Hayır, yine acı çeken bendim. Bu böyle olmamalıydı, olmayacaktı da. Cesaretimi topladım ve sertçe kafamı kaldırdım. Gözlerini ayırmadan bana bakıyordu. Yavaşça saçımı bıraktı. Nefret dolu bakıyordum gözlerine, fazla sinirli. İki adım geriye gittim şimdi de. Her an konuşacakmış gibi bakıyordu bana.
''Nasılsın?'' dedi zorlukla.
''Çok iyi sen?'' gözlerim çoktan içindeki yaşları içine çekmişti. Gözlerimi bir saniye bile çekmiyordum. Kızgın olduğum çok belliydi. Fazlasıyla titremiştim.
Ve sonra Jimin iyi bir boydan süzmüştü beni. O anda bornozlu olduğumu hatırlamıştım. Ah kahretsin! Gözlerim kocaman açılmıştı ve yere bakıyordum.
''İyiyim.'' Dedi en sonunda. Ve tekrardan birkaç adım daha atıp bana yaklaştı. Aynı şekilde geriye doğru gittim bende.
''Arya lütfen.'' Dedi ve sol elimin parmak uçlarından tuttu. Hızlı bir şekilde elimi çektim ve fısıltıyla ;
''Bana dokunma!'' zorla çıkmıştı bu dudaklarımdan.
''Aramızın bir yıl gibi bir sürede düzeleceğini düşünmüştüm.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜ ÇOCUKLAR KÖTÜ KIZLARI SEVER -2
Fanfiction^İyi Kızlar Kötü Çocukları Sever serisinin ikinci kitabıdır.^ ✔️/ 21.09.2018 / ✔️ •Sandığınız gibi kötü çocuk değil• Sadece aşklarından söz edileceğini zannediyorlardı ikisi de geçmişlerini hesaba katmamıştı. Geçmişinin gerçeğini bilmeyen mi? Geçmiş...