9

4.6K 110 3
                                    

Hasan elindaki şişeye dikkatle bakıyordu ve benden açıklama istiyordu. Ya Selma yalanlarsa herşeyi. Bunu göze alamazdım. Hasan'ın bir şekilde kafasını kaştırmam gerekti. Ellerimi Hasan'ın yanağına koyup "Hasan boşver şişeyi şimdi. Ben senden bir bebek istiyorum" dedim. Allahım ne diyordum ben. Hasan'ın bir anda beni öpmeye başlamasıyla ne yapacağımı şaşırıyordum. Elleri geceliğin askılarını çoktan kavramış aşağı indiriyordu. Gözlerimi kapattım bu adama karşı koyamıyordum. Ellerimle üzerindeki tişörtü yakaladım ve çıkarttım. Tekrar ellerimi onun eşofmanına geçirdim bir çırpıda yere düşen eşofman ve geceliğim bize bir engel bırakmamıştı. Hayır hazır değildim bunu yapamazdım. Gözlerimden akan yaşar Hasan'ın omuzuna düşüyordu. Son gücümle onu itip yerden geceliği alıp banyoya attım kendimi. Yapmak istemiyordum kendimi ona verirsem savaşı kaybetmiş olurdum. Hıçkırıklarımın ardı arkası kesilmezken Hasan'ın sesini duydum "yapma bunu Sedef tam herşey yoluna giriyor diyorum en başa dönüyoruz yapma" demesinin ardından kapanan kapı sesiyle ağlamam daha da şiddetlendi.

Sabah

Gözlerimi açtığımda yataktaydım. Beni kimim buraya taşıdığını anlamıştım Hasan. Saate baktığımda 09.27 olduğunu gördüm yataktan kalkıp gece ne zaman giydiğimi bilmediğim geceliği değiştirip günlük bir elbise ve babetlerimi giyip aşağıya indim. Herkes kahvaltı masasında oturmuş kahvaltı ediyordu. Sessizce yerime oturup yanağımı doldurdum. Oktay "ağabey hazır bu gün fazla işte yok şu ilerideki piknik alanına gidelim mi ?" dedi. Hasan bana bakıp "iyi hazırlanın hem biraz kafanız dağılır" dedi. Odaya çıktığımda arkamdan Hasan'da gelmişti. Cebinden dün geceki ilacı çıkartıp "bu ne ?" dedi. Kafamı sallayıp "afrodizyak" diyip şişeyi elinden aldım. Hasan kahkaha atıp "dün gece sanırım düşük düzeyde almışsın yoksa ağlayarak kaçıp gitmezdin" dedi. Şişeyi çantama attım üstelememesine sevinmiştim yoksa herşeyi öterdim.

Geldiğimiz yeri beğenmemiştim. Ormanın içindeydi ve ben korkardım böyle yerlerden. Beni teselli eden ise küçük bir dere oluşuydu. Selma da bizimle gelmişti o kadının foyasını çıkaracaktım ama zamana ihtiyacım vardı. Hasan, Oktay'a "zaten yeni kahvaltı yaptık hadi biraz dolaşalım" Oktay kafasını sallayıp "e hadi ağabeyimin hatunları" dedi. Oturduğum yerden kalkıp onların arkasından yürümeye başladım. Yaklaşık yirmi dakika yürüdükten sonra yerler kaymaya başlamıştı. Düşsek kaybolurduk galiba çünkü bayağı dik bir yokuş bir yerdi belki yuvarlanırken ölürdük bile. Selma yanımdan yürüyordu. Hamileydi dikkatli olması için uyaracakken birşeyin beni çektiğini hissettim. Herşey bir anda olmuştu beni çeken ve ben birlikte yuvarlanmaya başladık. Çığlık sesi yükselmişti ben değildim ama kadın sesiydi.

Gözlerimi açtığımda karanlıktı. Ay ışığını sevebiliyordum sırtım acıyordu. Ayağa kalkmaya çalıştığım anda belimdeki acı çoğalıyordu. Elimi uzattığım anda başka bir şey hissettim. Soğuk buz gibi bir beden. Karanlığa alışan gözlerimin zar zor seçebiliyordum. Yüz üstü yattığı için kim olduğunu göremiyordum. Yüzüme gelen beyaz ışıkla gözlerimi birkaç kez açıp kapattım gözlerim yanıyordu kulağıma gelen tanıdık sesle rahatlamıştım "ağabey buldum. Gel ambulans ekiplerini de çağır ikisi de burada" daha fazla dayanamıyordum. Gözlerimi hafif hafif kapanırken birisi kafamı tuttu. Kim olduğunu bilmiyordum ama tanıdık kokusundan Hasan olduğunu anlamıştım bana sesleniyordu "sakın kapatma gözlerini" dedi. Gözlerine baktım kahverengi gözleri parlıyordu ay ışığında "tamam" dedim. Kendimi zorlayarak. Sıcak dudakları soğuk alnıma değdi "sen ne olur sen de bırakma beni" dedi. Ne kadar zorlasam da olmuyordu gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu.

5 yıl önce Hasan

Sıcak Halfeti günlerinden birisiydi yine. Bu gün ayrı bir mutluydum. Motoruma binmiş onun yanına gidiyordum. Cemre'me bu gün evlenme teklifi edecektim ona herşey hazırdı birtek onu alıp götürmek vardı. Aynı yerde bekliyordu beni her   zamanki gibi. Motoru durdurup indim sarıldım ona her seferki gibi "nasılsın güzelim?" kafasını boynuma gömüp "iyiyim ama içimde bir duygu var böyle  boğazım yanıyor" küçük bir kahkaha attım "saçmalama bu gün ikimizin de unutamayacağı bir gün olacak" diyince ayrıldı benden "ya tabi. Ver şu kaskı da gidelim hadi birisi görecek şimdi" kaskı ona verdim ve yola koyulduk. Yaklaşık yirmi dakika gittikten sonra ellerimin terlediğini hissettim bir elimi çekip pantolonuma sürttüm. Cemre'nin çığlığıyla kafamı yola çevirdiğimde herşey için çok geçti bize doğtu hızla gelen kamyonla kafa kafaya çarpışmıştık.

1 ay sonra (hala beş yıl öncesi)

Ölmüştü sevdiğim kadın benim hatamla ölmüştü ben yaşıyordum üç hafta yoğunbakımda kalmıştım hala gebermemiştim. Uyandığım an kendime  bir söz verdim o nalet motosikletletlere elimi sürmeyecektim onun yüzünden benim sevdiğim kadın ölmüştü bunu bir  daha yapamadım.

Günümüz Hasan

Hayatıma giren tüm kadınları kaybediyordum. Cemre, Selma ve Sedef. Şimdi ise hastane koridorunda oturmuş içeriden iki kadını  çıkmasını bekliyorum. Canım yanıyordu keşke gidelim dolaşalım demeseydim. Kafam kazan gibiydi. Odadan çıkan doktorla ben ve Oktay ayağa kalktık doktor bize bakıp "bakın Hasan Bey eşiniz Selma Hanım eşiniz yere düştüğünde bebek düşmüş yani baygın halde düşük yapmış. Baygın olduğu için kanamayı durduramamış o yüzden  çok kan kaybetmiş. Buraya geldiğinde ölmek üzereydi malesef kurtaramadık    başınız sağolsun Hasan Bey" diyip gitti. Hayır yine aynı şey oluyordu hayatıma aldığım tüm kadınlar ölüyordu bu kez fazladan bir can daha almıştı benden çocuğum. Ben ne iğrenç bir adamdım böyle daha çocuğum iyi mi diye sormadan DNA testi yaptırmıştım şimdi ne olmuştu benden gitmişti boğazımda bir yumru vardı gitmiyordu. Yoktu artık lanetli miydim ben neyin lanetiydi bu üzerimdeki...

Diğer kitabım Denizden Gelen Adam'a bir bakar  mısınız beğeneceğinizi düşünüyorum



SEDEF (Zordur Kuma Olmak) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin