11

4.1K 109 9
                                        

2 Hafta sonra

Konak yavaş yavaş eski haline dönüyordu. Hasan son bir haftada işlerine dönmüş yeni hayatına alışmaya çalışıyordu artık Selma yoktu artık çocuğu yoktu. Aşk acısı değildi bu yaşadığı alıştığı bir şeyin gitmesinin verdiği duygu ve vicdan azabıydı. Keşke diyordu gidelim demeseydim orada otursaydık diyordu. Sabah çalan telefonla arkadaşı aramış bir haftalığına Şanlıurfa'ya geleceğini ve onu görmek ve baş sağlığında bulunmak istediğini söylemişti. Hasan otel tutamamlarını ve konakta kalmalarını söylemişti. Arkadaşı uzun ısrarın sonucu kabul etmiş eşi ile geleceğini söylemişti. Şimdi ise tüm ev avluda gelen misafirlerini karşılıyordu.

Sedef

Eve gelen Hasan'ın arkadaşını ve  eşini karşılamıştık ve hep beraber kahvaltı ediyorduk. Dün Hasan'a arkadaşının ve eşinin nerden geldiğini sormuştum. Mardin cevabını aldığımda sevinmiştim. En azından adetleri biliyordu. Hayal ettiğimden genç bir   kadın ve adam gelmişti zaten yeni evlilermiş. Kahvaltı faslından sonra erkekler salona çıkmışlardı. Ben ve Hasan'ın adının Zelal olduğunu söylediği kadın mutfakta kahve yapıyorduk. Kadına dönüp "eşin nasıl içiyor ?" diye sordum. Zelal gözlerime bakıp "şey ben bilmiyorum ama şeker kullanıyor istersen orta yap hatta ben yardım edeyim" diyip ayağa kalktı. Gülümseyip "gerek yok ben yaparım ben kahveleri dağıtırken sende bize yaparsın konuşuruz biraz tabi istersen" dedi. O da benim gibi gülümseyip "tabiki yaparım" dedi. Kahveleri fincanlara boşaltıp tepsiye dizdim. Yanına lokum ve çikolata kaşığı koyup mutfaktan çıktım. Hepsini orta yapmıştım zaten karışma sorunu  olmadığı için rahatça dağıtıp geri mutfağa girdiğimde Zelal kahveyi karıştırıyordu. Benim geldiğimi anlayınca  kafasını kaldırıp "şey ben orta yaptım sorun olmaz değil mi ?" gülümseyerek yaklaştım ona "yok olmaz" dedim. Bize de lokum ve fazladan birkaç tane -birkaç tane de dediysem 8 tane-  çikolata kaşık koydum tabağa. Masaya oturduğumda kahveleri fincanlara boşaltıp masaya koydu. Karşıma oturup çikolata kaşıktan birisini alıp küçük bir ısırık alıp bana döndü;

"Eeee nasıl tanıştınız eşinle Sedef ?"

"Aslında biz tanışmadık"

"Siz de mi töre yüzünden evlendiniz"

"Aslında ben Hasan'ın kumasıyım ilk eşi öldü birkaç hafta önce"

"Anladım sende yengem gibisin o zaman o da kuma geldi bizim eve"

"Yengenide ağabeyi satmamıştır umarım. Çünkü bu iğrenç bir duygu seni borcunu kapatmak için bir adamla evlendirmeleri hatta kuma vermeleri çok kötü bir şey kendimi değersiz bir kağıt parçasından farksız hissetmiyorsun"

"Ben özür dilerim seni üzmek istemezdim. Emin ol anlıyorum seni bende severek evlenmedim Sedef. Benim evleneceğim adamın bir karısı varmış. Ağabeyim herkesin gözü önünde öldürdü onu sonra da herkes evleneceğini durdu Zelal dedi ve beni ortağı ile evlendirdi."

"Üzülme Zelal umarım hak ettiğin değeri alırsın ondan"

"Ya  Hasan seviyor mu seni ?"

"Bilmiyorum ki ne bana bir adım atıyor ne de başka birşey."

"Anladım umarım sende hakkettiğin sevgiyi ve değeri bulursun Sedef sen bunu hak ediyorsun"

"Hadi geç oldu istersen ben sizin kalacağınız odayı göstereyim bu arada yarın sabah Halfeti'yi gezdirecek Hasan bizi erkenden çıkacağız ona göre"

"Ya çok sevindim hep merak etmişimdir Karagül dedikleri o gülü"

Mutfaktan çıktık ikimiz de. Zelal'e odasını gösterdim kısa bir iyi geceler dileme faslından sonra mutfağa tekrar indim. O sırada Hasan, Şahin ve Oktay salondan çıktılar. Oktay kendi odasına giderken Hasan, Şahin'e odasını göstermişti. Salondaki kahve fincanlarını alıp mutfağa bıraktım zaten sabah gelen hizmetliler temizlerdi düşüncesiyle odama çıktım. Kapıyı açtığımda Hasan koltuğa oturtmuş beni beklediğini belli eden bir şekilde ayağa kalkıp yanıma geldi. Kapıyı kapattım ve kafamı kaldırıp ona baktım. Gözlerini gözlerime sabitleyip "Sedef ben son bir ayda mahvoldum. Bu gece sana herşeyi anlatacağım Cemre'nin kim olduğunu ve neden seni seçtiğimi" dedi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Öpüşüne karşılık vermek için bir hamle yaptığımda benden ayrılıp yatağa oturdu. Kolumdan çekip benimde oturmamı sağladı. Ben diyecek bir kelime bulamıyorken o konuşamaya başladı "Cemre benim ilk aşkımdı bu hayatta aşık olduğum sevdiğin ilk kadındı. Bir kaza oldu. Ben eskiden motor delisiydim. Okuldan kaçar motor sürmeye giderdim her defasında babam 'sen Halfeti'nin ağasısın yakışır mı lan motor sürmek sana' derdi. Tabi dinleyen kim bir gün Cemre'yi de aldım o korkardı ama gelirdi benimle. Hızımı arttırdığım anda yavaş diye bağırır ben durunca da kızardı 'ölmek mi istiyorsun sen' diye. O zaman sıkıca sarılırdım ona o da bana. Bir gün atladım motora gittim yanına işte bindi falan yirmi dakika kadar sonra kaza yaptık o öldü ben burdayım hala. Babam beni evde tutmak için evlendirdi beni Selma ile başta istemedim onu ama alıştım sonra. Birkaç yıl geçti aldatıyormuş beni meğerse. Öldürecektim onu aklıma yatmıştı bir kere. Sonra seni gördüm karagül bahçelerinin orda Cemre sandım seni sonra saçmalama Hasan öldü Cemre sen öldürdün onu dedim. İşte sonra kim olduğunu buldum öğrendim ki nişanlın varmış. Tam dedim ağabeyi bana borçlu benim olacak dedim ama Yunus çıktı karşıma en büyük engel tek bir çözüm geldi aklıma onu öldürmek. Sonra vazgeçtim ama olmadı kendi adamım bana itaat etmedi öldürdü Yunus'u tabi bende nişanlını öldüren adamı öldürdüm. Ben yapma dedim ama o öldürdü affet beni Sedef ben yapma dedim o beni dinlemedi affet Sedef affet" ağlayarak kafasını boynuma gömdü hala küçük fısıltılar halinde 'affet' diyordu. Bir anda herşeyi öğrenmek canımı yakmıştı. Gözyaşlarımı serbest bıraktım ikimizde ağlıyorduk bu bize hayatın oynadığı puslu bir oyundu elbet bizde bir gün mutlu sabahlara uyanacaktık çok yakında...

Bu arada Zelal ve Şahin'i diğer kitabımı okuyan bilir bilinmeyenler için de Bıçak Yarası;  Kuma Serisi II'nin yan karakterleri.

SEDEF (Zordur Kuma Olmak) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin