(Namjoonun Gözünden)
Hayır hayır hayır onu öldüremezdi.O olmadan ben bir hiçtim.Ben,onunla nefes almış, yaşamıştım.
Biliyorum yaptığım çok kötü birşeydi.
Bir insanı öldürmek,ona zarar vermek,ah...
Ama kimse benim tarafımdan bakmıyordu.
Biliyorum,yaptığım şeyin bir açıklaması yoktu veya empati kurulacak.
Ama benimde bu olayda kurban dan bir farkım yok.
Ben,ben isteyerek bir insanı öldürmem.
Bana yapılan şey, resmen elime bir tabanca tutuşturulmuş,ardından da kafama bir tabanca dayanmıştı.
Evet,bu emri veren de öz babamdı.
Onu öldürmezsem eğer,kendim ölecektim.
Onu öldürürken hayatımda ağlamadığım kadar ağlamıştım.
Ama şimdi...
Öldürdüğüm adamın kız kardeşi için daha çok agliyordum.
Bu adil değildi.
Ayrıca bu da yetmezmiş gibi öldürdüğüm adamın kız kardeşine aşıktım.
Ve o da benim yüzümden ellerimden kayıp gidiyordu.
Kendimden nefret ediyorum.
Onlar...Onlar ölmeyi haketmiyor.
Ben hak ediyorum.
Ama ben hala yaşıyorum neden.
Bu yüzden birkez daha kyung soo'ya yalvardim.
-Lütfen-lütfen ona zarar verme.
Ama nafile.
Kendimi ne kadar hırpaladıysam nafile.
Şu an berbat haldeydim.
Gözyaşlarım benden habersiz akıyor,kollarım iplerden kurtulmaya çalışırken yara olmuş ses tellerim bağırmaktan harap olmuştu.
Ama hala vazgeçmeyen bir kyung soo vardı.
*********************
Silahı ji-hunanın kafasına doğrulttuğunda ağzımdan bir feryat daha çıktı.
Yerimde duramıyordum.
Onun ölme ihtimali aklıma geldikçe yerimde duramıyordum.
Hala iplerden kurtulmaya çalışıyor,onu buradan çıkarma ihtimalini düşünüyordum.
Ah,delirecektim.
Bu çırpınışlarım ve feryatlarımın arasında kulakları saģır edecek bir patlama sesi duyuldu.
O-o tetiğe mi basmıştı?
Jİ-HUNAYI ÖLDÜRMÜŞ MÜYDÜ!
Damarlarımda hissettiğim sinir ile dolu kanlar beni delirtiyor,sinirimi dışarı vurmam için yalvariyordu.
Çırpınışlarım devam ederken bir anda gelen adrenalin ile iplerden kurtulmuştum.
Kollarım kan ve ter içindeydi ama umrumda değildi.
Bu yaptığıma ağzı açık bir şekilde bakan kyung soo'nun yüzüne attığım sert kafa ile yere yıkılmıştı.
Yanındaki adamı üzerime doğru gelirken ona da kafa atmış ardından sinirimi çıkartamayıp bir tane de yumruk yapıştırmıştım.
Şimdi ji- hunanın hastaneye yetişmesi gerekiyordu.
***********************
Kollarimda taşıdığım ji-hunanın arkasından gitmeye çalışıyor fakat hemşireler izin vermiyor,yaralarımı sarması gerektiğini söylüyordu.
Ama ben izin vermiyor hala çırpınıyordum.
Ardından hissettiğim sakinlik dalgası ile mayışmış bir şekilde yere yığıldım.
Eveeeeeett ben geldimm.
Bu bölümü yazmamın sebebi eğer ikisini birlestirirsem(daha karar vermedim)bana sövmemeniz gerektiğindendi.
Çünkü dediği gibi Namjoonda bir kurbandı. Yani masumdu.
Nasıl bir bölüm olmuş?
Yorumlarınızı ve votelerinizi eksik etmeyinnn💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalancı
FanfictionO sadece saf ve temiz biri gibi görünen bi çocuktu.Aslında içindeki sır perdeleriyle beraber tam bir yabancıydı...