"Umarım evleneceğimiz gün yanlışlıkla sakalını değil de, kaşlarını keserler, Yavuz. "
"Umarım evleneceğimiz gün gelinliğin kirlenir de, kot pantalon giymek zorunda kalırsın, Bahar"
Romantik Komedi✏
Öncelikle giriş için birkaç şey söyleyeceğim. Okursanız, sevinirim；
※Hikayemiz yine farklı bir senaryo üzerinde ilerleyecek. Bir nevi "818" gibi neşeli bir kitap olacaktır. Senaryo farklı ve tamamen başka maceralar bekliyor olacak bizi. ✔
※Ilk bölüm sadece başlangıçtır. Ikinci bölüm ne zaman gelir, bilemem✔
💎Herkes başladığı tarihi buraya bıraksın, lütfen.💎
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BAHAR
Gözlerimi aralama sebebim, bu sefer penceremden süzülen cılız gün ışığı olmamıştı. Ben de normal insanlar gibi sabaha cılız gün ışığı ile uyanmak isterdim ama, maalesef hayatımda küçük erkek kardeş denilen sinir bozucu bir yaratık vardı!
Belime dolanan kollarla, göz kapaklarımı yavaşça araladım. Zaten tıp, dahası lisansın son senesi yüzünden geceleri uyuyamazken, bir de sabahlarıma zehir olan bir erkek kardeşim vardı.
"Ablaların en tatlısı? Ablaların en güzeli? Ablaların en şahanesi?" diye kardeşim, yanağıma sulu bir öpücük kondurduğunda, yatakta hafif kıpırdandım.
"Yine ne istiyorsun, Feyzullah?" dedim hala göz kapaklarımı yarım açıkken.
"Abla, şey.. Iııh.. Bugün benimle AVM'e gelir misin?" diye direkt lafa girdiğinde, homurdanarak yatakta doğruldum.
Feyzullah bağdaş kurup bana bakarken, bir yandan da diğer yastığa sarılıp, şirinlik yapmaya çalışıyordu. Cidden bu çocuğu anlayamıyordum!
"Neden gelecek mişim? Bak Feyzo, sen artık 23 yaşındasın! Kendin için alışveriş yapabileceğin bir yaş bu!" dedim göz devirerek.
"Çok sağol ya! Beni bu üstün düzey ileri görüşünle aydınlattın resmen!"
"Ne demek, canım kardeşim? Artık çekile bilirsin. Öğlene kadar uyuyacağım da! Malum, bugün pazar!" dedim bezgin bir ifade ile.
Feyzullah kafasını iki yana sallayıp, hemen omzunun üzerinden geriye baktı. Kapıyı ve etrafı kolaçan ettikten sonra eşofmanının cebinden telefonunu çıkardı. Ben hala aval aval onu izlerken, telefonun kilit ekranını çözüp, heyecanla bana uzattı.
"İsmi Su Karasu! Yirmi yaşında ve Güzel Sanatlar okuyor." deyiverdi teker teker.
Sesinin tonundan, heyecanlı olduğunu anlamam zor olmadı. Gözlerimi kırpıştırıp, ekrandaki kıza baktım. Resmen adı gibi bir kızdı, Su. Masmavi gözler, açık kahverenkli saçlar ve güzel tebessümü ile oldukça hoş bir kızdı.
