“ Kris bırak da ben alayım”
“ Hayır ben alırım Luhan, sana ihtiyacım yok”
Kris yarım saat önce mutfağa kahve yapmaya gitmişti ama ne yazık ki geri dönmedi. Luhan da oturduğu kanepeden Kris’e seslenmiş ama ne hikmetse Kris onu duymamıştı. Oda mutfağa Kris’e bakmaya girmişti. Kris tam karşısında kısa boyu ile yukarıda olan küçük fincanları almaya çalışıyordu.
Uzun çocuk önündeki zıplayan ufak bedene bakarak gülümsedi.
“Hala inat mı edeceksin. Bırak ben alayım işte.”
“ Hayır. Bunu hep yapardım şimdi de yapabilirim” dedi zıplarken Kısa çocuk.
Luhan kalçalarını tezgaha dayayıp önünde inatla zıplamaya devam eden Kris’e odaklandı. Zıplarken yuvarlak kalçası, uzun ince bacakları, hafif havalanan saçları ve en mükemmeli de – Bu Luhan için mükemmeldi-zıplarken sıyrılmış tişörtü.
Uzun adam Kris’in sıyrılmış tişörtünden görünen beline gözlerini ayırmadan bakıyordu.
“ Hala ısrarcı mısın?”
“ Evet!”
Luhan Kris’ in sert cevabına gülümseyip kısa adama yaklaştı ve elini çıplak bele koydu. Kris daha ne olduğunu anlayamadan Luhan onu kaldırmış ve tezgahın üstüne koymuştu.
Kısa çocuk şaşkınlıkla ona ciddi bir ifade ile bakan Luhan’a baktı.
“Hadi ne duruyorsun alsana. Kendin almak istediğini söylemiştin” dedi uzun beden önündeki adama
“T-Tamam”
Kris oturduğu tezgahta hareketlenip ayağa kalktı ve fincanları almak için hızla dolaba döndü ama tahmin etmediği şey tezgahın ıslak oluşuydu. Ayağının üstünde döndüğünde ıslak zemin ayağının altından kaydı ve Kris de dengesini kaybetti.
Ufak bir çığlık atıp geriye doğru düşerken kalçalarında hissettiği büyük eller düşmesini engellemişti. Kalçalarında! Luhan kalçalarını tutuyordu ve buda yetmezmiş gibi sıkıyordu.
Luhan Kris’i düşmesin diye tutmak isterken refleks olarak odaklandığı minik kalçaları tutuvermişti üstelik sıkıca. Altındaki kalçalara dokunmak onu tutmak ve sıkmak-en inanılmazı buydu- olağan üstü bir haz duymasına aklını karıştırmasına sebep oluyordu.
Luhan merak etti acaba daha fazlası olsa nasıl hissederdi. Kris’in tüm bedenine, bir zamanlar onun olan bedene dokunsa ne hissederdi. O eskiden kendine dokunduğunda hiçbir şey hissetmezdi. Kalçalarına milyon defa dokunmuş hatta sıkılaştırmak için spor yaparken kendi kalçalarına şaplak atmıştı ama bu gün neden beden Kris’e aitken daha farklıydı her şey. Neden şu an eski bedeninin her santimini tatmak, öpmek, ısırmak, okşamak istiyordu?
Kris kalçalarını sıkan ellerden dolayı kıpkırmızı olmuştu. Bu güne kadar hayatında hiç kızarmamıştı aslında Luhan’la tanışmadan önce hiç kızarmamıştı. Elinde tuttuğu iki beyaz fincanla öylece duruyordu kalçaları sıkılmış bir vaziyette ayrıca kızarmış bir vaziyette.