Tokat~12

6.1K 316 6
                                    

Başak'ın ağzından;
Uyandığımda Rüzgar üstsüz bir şekilde yanımda oturuyordu ve saçlarımı okşuyordu. Yerim aşkım beniim.
Ben: Ne oldu? Şişe çevirmece ve sonra?
Rüzgar: Sarhoş oldun.
Dil çıkarttı.
Rüzgar: Rezildi.
Ben: Ne dedim cidden?
Rüzgar: Sörtük Ceylön çekil aşkemin üzerinden falan.
Kızardı. Gülmemek için kendini tutuyordu.
Ben: Ya Rüzgar içmeme neden izin verdin?
Dudak büktüm.
Rüzgar: Ama salak şişe çevirmece oynuyorduk.
Ben: Of rezil oldum sürtüğe.
Rüzgar: O beni sevmiyor?
Ben: Ne zaman ayrıldınız?
Rüzgar: 1,5 hafta önce.
Nasıl ve neden yaptım bilmiyorum ama bir tokat attım.
Rüzgar: Ah!
Ben: Çok... Çok özür dilerim istemeden oldu yani istemiştim ama neden yaptım bilmiyorum iyi misin?
Rüzgar: Sanki suç işledim de.
Ben: Bak çok özür dilerim neden yaptım bilmiyorum çok acıdı mı?
Rüzgar: Hayır, senin tokat attığını bilmem daha çok canımı acıtıyor.
Ben: Yapma şunu özür dile...
Beni öpmeye başladı. O sırada odaya Simge girdi ve "Oha" dediğini duyabiliyordum. Yanlış anlaşılacak bir konuydu. Ben yatakta yatıyordum ve Rüzgar beni öpüyordu üstelik üstsüzdü.
Simge: Böldüğü...
Rüzgar: Sadece öpüşüyorduk?
Simge: Sadece?
Ben: Of Simge!
Simge: Kuzenimin bakireliği gidiyor!
Ben: Annem gibi konuşma ayrıca ne alaka? Sadece dün biraz sarhoştum ve şu an Ceylin'den konu açılınca sinirlendim ona tokat attım sonra kendimi affettirmeye çalıştım o da beni öptü.
Simge gülümsedi ve odadan çıktı. Ben ise konuşurken daha da battığımı farkettim. Ayağa kalktım. Bir dakika! Ama bunlar benim dünkü kıyafetlerim değil ki? Yoksa...
Ben: Dün... Kıyafetlerim... Yani şey...
Rüzgar sırıttı ve başını onaylar anlamda salladı. Veeee... ikinci tokat!
Bu sefer Rüzgar'ın refleksleri hızlı çıktı ve kolumu havada yakaladı.
Rüzgar: Ikinci bir tokat yok.
Burnumu sıktı. Saçımı dağınık topuz yaptım ve su yeşili elbisemi giyinip- aslında saçımı bağlamaya çalıştım ama saçlarımla küçük çaplı bir savaş verdim ve tarih öncesinden kalma iç karartıcı bir lacivert tonundaki dizlerimde biten kelebekli pijamamı giyinip kendimi aşağıya sürükledim. Rüzgar beni görse terkederdi, Simge görse kuzenlikten reddederdi, müze görevlileri gelse beni alır ve müzede sergilerlerdi. Ben, ben Başak, ben şuan ölü bir ölüyüm ve ölü bir şekilde aşağıdaki insanları öldürmeye gidiyorum. (Yazar mizah yapmaya çalıştı ama beceremedi)
Neyse aşağı indim salak düşüncelerimden kurtulup.
Simge: Kuzenime n'aptın?
Ben: Simge hiç çekemem seni hadi bana nesquik yap.
Kucağıma yastık alıp horultular çıkararak uyumaya çalıştım. Hareket ettiğimi hissetmeme rağmen gözlerimi açma ihtiyacı hissetmedim.

Tatile Düşen MeteorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin