Medya; Anneme Instagram DM'yi gösterdiğimde akrabaların gözünde ben;
Herkese Adeleden Hello!
Ek NOT: ÜÇÜNCÜ KISIMDA ISPANYOLCA OLAN YERLER EĞIK YAZILMIŞTIR.
Türkce yazacağım. Niyeeee?! Bilin bakalım kim ispanyolca bilmiyor?
Neredeyse 2 haftadır yokum. Biri demiş öldü, şimdi de desinler kral geri döndü.
1.5 haftalık bir tatile çıktım. Ben tatile gitmeden önce 100 yılın sıcağı vardı. Tatile gittim sağanak başladı amk
Ithaf halaycekenornitorenk hikayemendes kitapgamzekitap
Her zamanki gibi en çok yorum yapan ithafi alır.
Neyse.
İyi okumalar 💥
***
''Ardal..." Ardal bir bana bir de elimle ovuşturduğum karnıma bakıyordu. Duymamış olmasını dileyerek gözlerimi yumdum. Anlarsa ben biterdim.
Aslında bitmem için bir neden yoktu ama nedense onun önünde kendimi kötü hissetmiştim.
"Hallo Liya." (Selam Liya.) Bunu demesiyle birlikte alayla güldüm ister istemez. Onda beni boydan boya süzdü.
"Hallo." diye mırıldandım kendi kendime. Bir an önce gitmeliydi aksi takdirde doktor randevusuna geç kalacaktık.
"Seitdem wir uns nicht gesehen haben, hast du zugenommen." (Görüşmeyeli kilo almışsın Liya .) Bunu söylemesiyle az da olsa rahatlamıştım. Normal bir zamanda söylese dayak yerdi. Bir kadına bunu söylemek büyük bir cesaret isterdi ama o çok rahat bir şekilde söylemişti. Benim de ona kızmaya hakkım yoktu. Kızarsam muhtemelen ağzımdan gerçeği kaçıracaktım ve rengimi belli edecektim.
"Ich hab kein Zeit für dich. Ich muss gehen." (Seninle uğraşamam, gitmem gerek.) Sinirli bir şekilde söylediğim şeye karşılık güldü ve kollarını birbirine bağladı. Bana bir adım daha yaklaştı, ben de geri bir adım attım.
"Einverstanden. Nur eine Minute." (Tamam. Sadece bir dakika.) dedi ve saatine baktı. Ardal ciddi anlamda dakik biriydi. Bir dakika derken bir konuşmayı gerçekten bir dakikaya sığdıracak biri olduğunu biliyordum. Ve bu huyundan nedret ederdim. "Oh bevor ich es vergesse, wollte ich dich an unsere Abkommen erinnern." ( Ha bir de anlaşmamızı hatırlatmak istedim.)
Merakla kaşlarımı çattım. Ukala bir şekilde söylediği şey beni sinirlendirdi. Kafamı karıştırmak için aptal aptal şeyler yapıyordu. "Welches Abkommen?" (Ne anlaşması?) diyerek sinirle soludum.
"Solange du einen Lebenspartner hast, bekommst du keinen Unterhalt von mir. Das kannst du nicht vergessen haben?" (Senin bir hayat arkadaşın olduğu sürece sana nafaka vermeyeceğim. Unutmuş olamazsın?) Yavaşça bana yaklaşarak kulağıma fısıldadığı şeyler beni sinirlendirdi. İş yemeğine gittiğimiz gün, bunu söylemek istemişti ama Erim gelince yarım kalmıştı. Buna adım kadar emindim. Ardal bazı şeylere bir anda karar verecek birisi değildi. Bunu bir süre içinde tutup söylediğine emindim.
"Jedenfalls, pass gut auf dich auf!" ( Her neyse .Kendine iyi bak.) Saatine bakarak gülümsedi. Daha sonra hızlı adımlarla arabasına yöneldi. Resmen lafı sokup sokup gidiyordu. Kim bilir hamile olduğumu öğrense beni nasıl rezil ederdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACİL KOCA ARANIYOR
RomansMizah #2 Umut #12 Kadın #7 Bebek #1 Patron #1 "Bir porsiyon koca lütfen!" *** Tamam, bu sadece fragmandı. Şimdi gerçek kısma geçiyoruz. Yaklaşık bir ay önce sekiz aylık evliliğimizi bitirecek noktaya geldik. O sekiz ay öyle güzel geçmişti ki! Koca v...