Size karşı inancı olmayan insan hayatınızda olmasın. Size karşı anlayışı olmayan insana saatlerce dil dökmeye çalışmayın. Size saygı duymayana tenezzül dahi etmeyin. Bazı şeyler yoluna girsin diye kendinizi yormayın. Olmuyorsa olmuyordur, zorlamak kör olmak gibidir. Ömür ve ben ise bunların tam tersine birbirimize inanıyor, anlayış gösteriyor, saygı duyuyorduk. Daha da önemlisi birbirimizi çok seviyorduk.
B planını yarın devreye sokacaktık. Saat 9.00 da buluşmak üzere ayrıldık. Herkes evine gitti. Bense evde yalnız başına tekrar düşünmeye başladım. Çok yorulmuştum artık keşke herkes sandığım gibi olsaydı, benim kafamın içinde hayat çok güzel. Öyle olmuyordu maalesef, hayatımı ikiye ayırdım. Üniversiteden öncesi ve sonrası. Önceki hayatımda hüzün, keder gibi olumsuz duygular vardı. Sonrasın da ise hayatım Ömür olmuştu. Bazen girmeseydi hayatıma, bunca olumsuzlukla uğraşmazdım diyorum. Bazense iyi ki tanımışım diyorum, her şeye rağmen bunca güzel duyguyu bir arada bana yaşatabilen sadece Ömür olmuştu. İlişkimizin temeli çok sağlamdı ve ben bunu yıkmak istemiyordum. Gücümün son evresine geldim ve artık sevdiğimle istediğim hayatı yaşayıp mutlu olmak istiyorum.
B planın ilk etabı bütün belgeleri Emre'nin hayatını tehlikeye atmak pahasına da olsa karakola vermekti. Sabah toplandık karakola gittik ve Baş komiserin yanına çıktık ve durumu anlattık. Baş komiser elinizde ki delillerin çok ciddi olduğunu ve inceleyip ondan sonra gereğini yapabileceğini söyledi. Bizse sevinmeye başladık elimizdeki belgeler gerçek olduğunu biliyorduk. Sevinçli bir şekilde karakoldan çıktık. Ömür, üvey babasının kendisine yaptıklarını karakolda söylemek istemediğini söyledi. Üvey baba nasılsa o kadar suç işlemişti ki Ömür'ün şikayetine gerek kalmamıştı. Birkaç saat sonra annesi Ömür'ü aradı ve Üvey babasını polislerin aldığını, hemen karakola gelmesi gerektiğini söyledi. Annesi ilk önce kocasının parasına sonra kocasına çok güveniyordu. Ömür'ün şikayetçi olduğunu düşündüğü için Ömür'ün de karakola gelmesini istedi.
Nitelikli dolandırıcılık, çocuklara yönelik cinsel istismar ve bilgisayarındaki deliller göz önüne alındığında 30 yıla kadar hapsi istendi. Hakim daha öncesinde sabıkası olmadığı ve iyi hal'den 10 yıla kadar cezasını düşürdü. Adalet sistemimizin ne kadar saçma işlediğini bir kere daha anlamıştım. Hakimin karşısında giyimine özen gösterip, kibar olunduğunda işlendiğin suçun sanki bir önemi yokmuş gibi oluyordu. Yinede başardık Ömür'ü üvey babasının elinden kurtardık. O adam hapse gidiyordu, bizse mutlu bir şekilde hayatımıza devam edecektik.
Ömür annesi ile evde yalnız başına kalmıştı. Annesi her şeyin suçlusu olarak Ömür'ü suçlayıp duruyordu. Ömür ise annesine; beraber mutlu bir şekilde yaşayabileceklerini, yeter ki anne kız birbirimize destek olalım diyordu. Annesi ise kocam yoksa sende olma deyip Ömür'ü evden kovmakla işe başladı. Ömür ise ağlamaya başladı ve anne beni bırakma dedi fakat bunun hiçbir anlamı yoktu annesinin gözünde. Ömür için annesi çok önemliydi ve annesini bırakmak istemiyordu. Annesi Ömür'ün bütün eşyalarını topladı ve Ömür'ü kapının önüne bıraktı. Ömürse ağlaya ağlaya bir taksiye bindi ve tek gidebileceği yere benim yanıma geldi.
Ömür'ü karşımda gördüğümde içimde bir sevinç çığlığı doğsa da, hemen fark etmiştim kötü giden bir şeylerin olduğunu. Gözleri ağlamaktan şişmiş, rimeli akmış, hıçkıra hıçkıra burnunu içine çekip Şener seni çok seviyorum ne olur beni hiç bırakma dedi ve sarıldı. O an Ömür'ün bir damla gözyaşı için dünyaları yakacağımı bir kez daha anladım. Ömür kanepeye oturdu ve duvara bakmaya başladı. Ömür'e ne kadar soru sorsam beni duymuyordu. Belki de kafasında yaşadığı şeyleri yazıp yazıp siliyordu. Bu gece içine atmamalıydı ve bana her şeyi anlatmasını söyledim. Bize yine bizden fayda vardı. Sabaha kadar konuştuk kafamızdaki bütün sorunları, en ayrıntılı şekilde birbirimizle paylaştık. Sevgimizin temelini o kadar sağlamlaştırdık ki en sonun da biz neden evlenmiyoruz ki bile dedik. Kübra ve Emre bizim adımıza çok sevindi. Onların şahitliğinde belediyeye gidip yıldırım nikahı kıydık. Hiç bir şey düşünmeden, evliliğin ne demek olduğunu bile bilmeden, sadece birbirimiz için yaratıldığımıza inanıp sonsuza kadar birbirimizi seveceğimiz'den emin bir şekilde bu kararı verdik. Eve gittiğimizde ise karşılıklı birbirimize iltifat edip ne kadar aşık olduğumuzdan bahsettik.
Ömür bana; seninle uzun bir yolculuk düşlüyorum, dudaklarından boynuna, oradan kalbine inen. Kokunla sarhoş olup göğsünde uyuyakalmak istiyorum dedi...
Bense Ömür'e ; çok yorgunum fazlası ile tek isteğim sarılıp düşlerime koynunda uyuyabilmek dedim...
Ve bir de kendime bir not; ne kadar yorgun olduğun kimin umurundaysa, onu asla hayatından çıkarma...
Gün içerisinde kaybettiğin psikoloji, akşam eve geldiğinde tamamen kaybolmuş oluyorsa doğru yerdesiniz demektir...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİK
General FictionŞener : Ben acılarımı, sıkıntılarımı anlatırken beni neden dinlemiyorlar? Neden insanların duygu ve düşüncelerinden prim verecek zamanları yok? Ömür : İnsanlar neden bu kadar zalim? Yaşamak neden bu kadar zor ve güzel? Annemin beni anlamaması için...