"YA! Ben o dağ evine gitmek istemiyorum! Bütün gün seninle uyumak istiyorum Jimin-shii!"
Yarıyıl tatilimizde Jimin sahip olduğu dağ evine gitmek için ısrar edip duruyordu fakat dağ evlerinden ve ormanlardan oldum olası korktuğum için asla ama asla gitmek istemiyordum.
"Ben senin yanındayken sana asla bir şey olmaz bu yüzden korkma. Hem romantikliğin zirvesine de uğrarız."
Der demez çapkın bir gülüş sundu bana. Bu gülüş için bile her şeyi yapmaya hazırdım. Kendimi hemen ele vermem beni fazlasıyla sinirlendirsede Jimin beni gün geçtikçe değiştiriyordu.
Gün geçtikçe içimdeki tohumlar filizleniyor, Jimin'e daha çok bağlanıyordum. Çünkü o tohumlar Jimin'e karşı duygularım.
Valizleri arabaya yerleştirdiğinde kapıyı açarak arabanın içine girdim. Jimin'in bir milyoner olduğunu 2 gün önce öğrenmiştim fakat hâlâ benim evimde kalmaya ısrar ediyordu.
"Jimin-shi yol yakınken gitmeyelim bence, hem çok uzun sürecek yolculuk hadi ya!"
"Hayır Jungkook gideceğiz ve eğleneceğiz."
Oflayıp yolları izlemeye başladım.
Yazar ağzından
"Burası çok güzel!"(medya)
Jimin Jungkook'un dediklerine sırıtarak dağ evine doğru gitti. Jungkook ise karlara yatmış aptal aptal gülüyordu.
Hayatında ilk defa bu kadar güzel bir yere gelmişti ve kışın ilk defa bu kadar huzur dolu bir mevsim olduğunu görmüştü çünkü Jimin'le beraberdi.
"Jungkook hadi gel yemek yiyelim!"
Jungkook onu duymazlıktan gelerek elini karla doldurdu ve elindeki karı yedi.(fesat mood on: karı)
"OHA JUNGKOOK!"
Jungkook Jimin'in bağırmasıyla ayağa kalktı ve içeri doğru girdi. İçeriside en az Jimin kadar güzeldi. Bu aralar Jungkook gördüğü her güzel şeyi Jimin ile kıyaslıyordu ve en sonunda bu dünyanın en güzel şeyinin Jimin olduğunu hatırlayıp kendine kızıyordu. Kıyaslanamayacak bir farkı bir güzelliği vardı Jimin'in.
Jimin şömineyi yakarken Jungkook mutfağa gidip gelmeden önce hazırlayıp paketleyip yaptıkları yiyecekleri masaya koymaya başlamıştı.
Şömine yavaş yavaş evi ısıtırken Jungkook montunu çıkarttı ve koltuğun üstüne koydu.
Jimin ellerini yıkamış masaya çoktan oturmuştu.
"Jimin dediklerime pişman oluyorum sanırım"
"Buraya geldiğin için ormandaki hayvanlar kudurabilir"
Kocaman gözlerini ona dikerek karşısına oturdu Jungkook.
"B-bu da ne demek oluyor?"
"Güzelliğine bakarak kudurabilirler, ben bile seni koruyamayabilirim"
Jungkook dalga geçer gibi söylediği şey yüzünden burnunu kıvırttı ve masada ki yemeklerden yemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dearvert | ᴶᴵᴷᴼᴼᴷ
FanfictionBu bahçe çiçek açan yalnızlıklarla dolu, dikenlerle dolu olan kumdan kaleye kendimi bağladım. _____