•11•

67 6 7
                                    

Jinin ve Jungkook ormana gitmeye karar vermişlerdi. Ormandaki hayvanları izleyerek gündoğumuna şahit olmak istiyorlardı. Jimin Jungkook'a beresini takarken Jungkook bir anda dudağına öpücük bıraktı. Jimin'in gözleri Jungkook'u bulurken hafif gülümsedi.

"ÇOK HEYECANLIYIM!"

Jungkook bağırarak kapıyı açtı. Ardından Jimin açtığı kapıyı kapattı ve Jungkook'u kapı ile arasında sıkıştırdı.

"Gündoğumunda sevişsek ben de heyecanlanırdım."

Adeta fısıldamıştı. Jungkook onun bu arsız sözlerinin gün geçtikçe arttığının farkındaydı. Jimin'in kolunun altından kaçarak konuştu

"G-gitmemiz lazım Jimin hızlı ol!"

••

Ormanda ilerlerken kurt uğuldamaları Jungkook'un tırsmasına sebep olmuştu. Jimin'e yaklaşırken fazla yaklaştığını farketmemiş Jimin'in ayağına basmıştı.

"Aa!"

"AA!"

Jimin'in bağırması ile Jungkook'ta bağırdı

"Jungkook ayağıma hayvan gibi bastın!"

"Kurtlar bastırdı vallaha bak uğuldamasalar asla basmazdım ayağına!"

"Jungkook ne diyorsun tanrı aşkına?"

"Çorum dünyanın merkeziymiş biliyor muydun!?"

Jimin Jungkook'a anlamsız bakışlar atarken ayağının hafif sızlaması geçtiği için yürümeye devam etmişti. Arkadan gelen Jungkook'un kolundan tutarak onu önüne doğru çekti ve omuzlarına ellerini koyarak onu yönlendirdi.

Jungkook ilerde bir bank görünce oraya doğru koştu.

"Oha şu banka bak! Bunun ormanda ne işi var?"

"Annem yıllar önce yerleştirmişti."

"Annen güçlü kadınmış."

"Ama yenemedi."

"Neyi?"

"Kanseri"

Jimin'in söylediği kelime yüzünden Jungkook kendine kızmaya başlamıştı. Boğazında bir yumru oluşmuştu. Jimin'e doğru yaklaşarak elinden tuttu ve banka oturttu. Yanağını öperek kafasını boynuna yerleştirdi ve huzurla gözlerini kapattı.

"Bir kediye benziyorsun Jungkook"

Jungkook dediğine gülümsedi ve 'miyav' diyerek hafif mırıltılar çıkarttı. Jimin kahkaha atarak kafasını kaldırdı ve dudağına yapıştı. Jungkook kocaman gözlerini açtı ve Jimin ile bakışmaya başladılar. Dudakları ayrıldıktan sonra ikiside aynı anda güneş doğarken 'Seni Seviyorum' diyerek fısıldadılar.

••

İkiside uyumuşlardı. Jungkook kafasını Jimin'in omzundan kaldırdı ve elleri ile gözlerini kaşıdı Jimin'in sağa düşmüş boynu ve aralık ağızına kıkırdadı ve onu izlemeye koyuldu. Onu izlerken gülümsemesi soldu ve ayağa kalktı yavaşça.

Arkada bulunan adamlara ilerlerken arkasından bir kol uzandı ve ona eter koklattı.

••

Jungkook uyandığında önünde çıplak bir adam penisini okşuyordu Jungkook onu görünce öğürdü ve sol tarafa kafasını çevirerek öğürdü. Ayaktaydı ve kolları zincirle tavandaki demirlere bağlanmıştı.

"Bebeğim beni sikmen için sabırsızlanıyorum"

Adam Jungkook'a yaklaşırken Jungkook yaşadığı korku yüzünden konuşamıyor ve hareket edemiyordu. Adam Jungkook'a yaklaştığında eğildi ve Jungkook'un pantolonunu çıkartmak için kemeriyle oynadı.

Jungkook sessizce gözyaşları döküyordu. Sesini duyuramıyordu çünkü dili tutulmuştu en son dili tutulduğunda 3 yıl konuşamamıştı. Adam pantolonunu öldürücü bir yavaşla çıkarırken baksırının üzerinden Jungkook'un penisine tırnağı ile dokundu. Jungkook hiçbir duygu kırıntısı gösteremiyordu.

Sessice hıçkırdığında adam kafasını kaldırdı

"Ağlama bebeğim bunun ucunda sen de zevk alacaksın"

Diyerek baksırı aşağı çekti. Jungkook bacaklarını hafif oynatarak birbirine bastırdı. Adam zorlada olsa bacaklarını ayırırken Jungkook'u arkasındaki duvara yapıştırdı ve eliyle penisini çekiştirdi.

Hiçbir hazırlık olmadan Jungkook'a arkasına döndü ve Jungkook'u içine aldı. Jungkook bayılmak üzereydi. Bu korku ona fazlaydı. Jimin'i istiyordu. Ağlaması şiddetlenirken sarsılmaya başlamıştı. Adam resmen kendi kendini siktiriyordu.

Adam öne-arkaya doğru giderken Jungkook'un hala bir tepki vermemesi ve ereksiyona geçmemesi onu sinirlendirdi ve Jungkook'a döndü.

"HADİ BIRAK ARTIK KENDİNİ"

Jungkook adamın yüzüne iğrenerek baktı ve yüzüne tükürdü. Adam fazlasıyla sinirlenerek eğildi ve Jungkook'un penisini ağzına aldı. Isırdığı zaman Jungkook istemeyerek zevk duymaya başlamıştı. Alt dudağını ısırarak ağlamaya devam etti.

Bir süre sonra adam durdu ve hala tam olarak çıkartmadığı baksırı Jungkook'a geri giydirdi.

Jungkook sadece ağlıyordu. O bunu haketmemişti. Kapıdan birisinin girmesi ile gözleri küçük gözlerle buluştu. Bu Jimin'in babasıydı.

"Bak sen..Küçük Jungkook oğlumu ne hâle getiriyor"

Jungkook adama sinirle baktı, söyleyeceği çok şey vardı. Yapamıyordu. Dili ona ihanet ediyordu. Adam Jungkook'un dibine girerek konuşmasını sürdürdü

"Ben Park Jihoo. Sevgilinin babasıyım. Gerçi artık sevgilin değil. Seni oğlumun etrafında görmek istemiyorum. Yoksa bugüb buradan sağ çıkamazsın. Anladın mı beni?"

Yaşlı gözleriyle adama bakmayı sürdürdü ve usulca başını salladı. Bir anda elleri yukardan aşağı doğru süzüldü ve bedeni yerle buluştu. Serbest bırakmışlardı onu. Artık temiz değildi. Kirliydi. Jungkook artık kirlenmişti.

Gözleri bulanıklaşırken gördüğü son şey birisinin ona pantolonunu giydirdiğiydi.

••

Jimin'in ağzından

Delicesine Jungkook'un adını haykırıyordum babam onu almış götürmüş olamazdı. Canımdan kıymetli birisine dokunmuş onu yerle bir etmiş olamazdı. Bardaktan boşalırcasına akan gözyaşlarımı silip ilerdeki kulübeye doğru koştum.

Elime telefonumu aldım ve Jungkook'u tekrar aradım o sırada kulübeden gelen melodi sesi ile yüzümde kırgın bir gülüş oluşmuştu. Koşarak kapıdan içeri girdiğimde boş bir odayla karşılaşmak boynumdaki ipin dahada beni boğmasını sağlamıştı.

Jungkook'un telefonunu elime aldığımda bir mesaj gelmişti. Açtığımda ise bilinmeyen bir numaradan 'Galeriyi aç' mesajını görmüştüm. Buğulu gözlerimi silerek görüş açımı netleştirmek için bir kaç kez gözümü kırptım. Ardından galeriye girince artık bacaklarım tutmuyor gibi hissediyordum. Jungkook tacize uğramıştı. Ve bunlar fotoğraflanmıştı.

Elimdeki telefon düşünce ardından dizlerim artık beni taşıyamayarak ben de yere yığıldım.

Jungkook benim yüzümden tacize uğramıştı..

dearvert | ᴶᴵᴷᴼᴼᴷHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin