Bir oda dolusu kadar kırmızımsı turuncu gözlü Ateş'in yakıcı gözleri,üzerimdeydi.
Birkaç adım öne doğru ilerlerken üstümdeki bakışlara aldırmamak istercesine rahatsızca etrafımı incelemeye başladığımda Nessa ve Avian önümüzden çekilmişti.
Yönetim Kurulunun odası geniş ve ferahtı.Tam karşımızda bulunan ve Ignia manzarasına açılan camlar sayesinde ışıklandırmalara gerek kalmadan yeterince aydınlıktı ve daha önce gördüğüm hastane odaları ve kendi odamdan bile neredeyse iki kat büyüktü.Burada tavan bile daha yüksekti.
Odadaki tüm mobilyalar odamdakilerle neredeyse aynıydı.Her şey beyaz,gri ve koyu griden oluşuyordu.Pencerelerin önündeki uzun,on dört kişilik dikdörtgen masa bile camdandı.Odaya girer girmez bizi karşılayan ve oldukça rahat gözüken oturma alanında tam karşımızda dörtlü,onun iki yanında da üçlü koltuklar bulunuyordu.Ortaya beyaz,yumuşak görünümlü bir halı serilmiş ve bir orta sehpa konulmuştu.
Dörtlü koltuktan kalkan grubun ortasındaki orta yaşlı kadın bize doğru bir adım atarken,herkes bulunduğu yerde sessizce dikiliyordu."Madora" olduğunu düşündüğüm kadın konuşmaya başladı.
"Ignia'ya hoşgeldiniz.Lütfen,buyurun," derken eliyle solundaki boş üçlü koltuğu gösterdi. "İnanıyorum ki konuşacak çok şeyimiz var,"
Derin bir nefes alıp tereddütle koltuğa doğru ilerledim.Birçok çift göz her adımımızı dikkatle izledi,ardından Madora'nın dörtlü koltuktaki yerini almasıyla herkes oturdu.
Madora'nın sağında bir kadın,solundaysa bir adam oturmaktaydı ve üçü de aynı yaşlardaydı.Karşımızdaki üçlüde yirmilerinin sonları,belki otuzlarının başlarında olan genç bir adam ve bir kadın oturuyordu.Koltuğun bana göre sol tarafında kalan kolçağına başka bir genç adam yaslanmıştı.
Pencerelerin önündeki cam masanın bir ucunda Syndra,sandalyeye oturmuş birtakım kağıtları incelemekte olan yaşlı bir adamın yanında duruyordu ve odanın en uzak köşesinde yirmili yaşlarının başında bir adam ellerini kavuşturmuş,sırtını duvara yaslamıştı.
Nessa ve Avian bizim oturduğumuz koltuğa yaslanırken,Syndra ve yanındaki yaşlı adam yerlerinden kalktılar.Yaşlı adam dörtlü koltuktaki yerini alırken,Syndra diğer üçlü koltuktaki boş yere oturdu.Köşede duran genç adamsa birkaç adım yaklaşmakla yetindi,pozisyonunu koruyordu.
Madora oldukça sevecen bir şekilde hepimize gülümsedi.Gözlerinin kenarlarındaki hafif kırışıklıklar kendini belli etti,kızıl saçlarının arasında belirginleşmeye başlayan beyazlıklar parladı.
"Burada güvende olduğunuza inandığınızı varsayıyorum," derken gözleri hepimizin üzerinde gezindi.Ve o an bir şey farkettim.Madora'nın gözleri kömür karasıydı.
"Daha ciddi şeylerden bahsetmeden önce bizi tanımanız daha iyi olur diye düşünüyorum.Ben herkesin beni tanıdığı isimle Madora.Ama lütfen,siz bana Eleanor deyin," dediğinde tekrar aynı şekilde gülümserken,Alen rahatsız bir şekilde solumda kıpırdandı.Hafifçe ona döndüğümde,bakışları orta sehpanın üzerindeydi.Yüzünden ne olduğunu okumak zordu.Alen duygularını her zaman usta bir şekilde saklamıştı.
Kafamı tekrar Madora Eleanor'a çevirirken gördüğüm manzara,bana Alen hakkında alternatif bir cevap verdi.
Syndra,gözünü ayırmadan Alen'e bakıyordu.
Madora hiçbir şeyin farkında değildi,konuşmaya,insanları tanıtmaya devam etti.Önce sağı ve solunda oturan kadın ve adama baktı.
"Radelia ve Daeris..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENTAL
FantascienzaSavaşlar,kıtlık,kuraklık ve bir de insanlara elementsel güçler verip mutasyona uğratan bir göktaşı yağmuru. Sonuç:KAOS Verilen kararlara uymayıp kendini kral ilan eden hava elementalleri. Bunun sonucuysa,ZULÜM Ve henüz Aeria'nın haberi olmasa da,15'...