Onun gülümsemesi yanında 'mezara düşen kürt' kadar komik kalacak şekilde gülümsedim.
"Özgür bende. Ismimle dalga geçme. Evet erkek ismi ama an-"
"Yo bence ismin gayet güzel. "
Bu da yalancı çıktı iyi mi? Olsun. Burdan tekrar kemal amcaya sesleniyorum, tatlı çocuklar yalan söyleyebilir ama sen söyleyemezsin! Getir lan çikolatamı pislik! Bak arkamda koca Türkiye var benim! Senin arkanda ise sadece koca götün var pislik! Çikolatamı ver!
"Boşa yalan söylemene gerek yok. Ismimin iğrenç olduğunu biliyorum."
"Hayır saçmalama. "
Saç malanmaz taranır gülüw!
"Gitmem gerek, sonra görüşürüz. "
Tatlı çocuklardan daha önemli bişey var o da uyku! *alkış sesleri ve halkı selamlama*
"Seni bir daha görebilecek miyim?"
Kalbim maratona çıkan bir sümüklü böceğinki kadar hızlı atarken ona döndüm.
"Uzun süre buradayım. illaki karşılaşırız. "
Bunu ben mi dedim yav? Onca roman okumanın bir işe yaşayacağını biliyordum!
Odama çıkıp koşarak kendimi yatağa attım. Sonra biraz doğrulup yatağın üzerindeki yastıkları yere attım. Gece uyurken falan bogulurum, kendimi biliyorum ben. Ne kadar az yastık, o kadar çok yaşama oranı. Ama ne kadar çok yastık, o kadar çok rahatlık. Düşündüm de rahat ölmeyi tercih ederim.
Uzanıp yastıkları aldım ve bugün olanları düşünmeye başladım.
***
Duyduğum vızz sesiyle uyandım. Vuvuzela mı acaba? Dünya Kupası yüzünden olabilir mi? Brezilya yenildi diye ne ağlamıştım ya. Evet brezilyayı tutuyordum çünkü Neymar brezilyada oynuyor. Ama ben demiştim neymar yok kesin yeniliriz diye! Beni dinleyen kim?!
Kulağıma çarpan havayla vızz sesinin ne olduğunu anladım. Sinek!
"Ya anlamıyorum, tamam kont draculasın geninde kan emme var. Sen de karnını doyurmalısın, ama neden ben? Neden yan yatakta malak gibi uyuyan -ki bence ak fazla, direk mal- Çağlar değil de ben. Anlatsana biraz nokta se nokta se."
Sineklere Fısıldayan Ergen oldum ben iyice. Sonumu hiç ama hiç iyi görmüyorum.
"Ya özgür ne konuştun vıdı vıdı, uyu artık! "
Neymar yerine senin belin kırılaydı keşke!
***
Duyduğum alarm sesiyle yataktan fırladım.
"Nükleer savaş, silahları getirin! Önden çocuklar ve ben, herkes sığı- ŞAKA MI LAN BU!"
Çağlar İphone'unun alarmını kapatıp bana sırıttı.
"Bir daha bana bela okumasın diye düşünüyorum. "
"Ben onu sesli mi söylemiştim ya? Ehe ehe."
Bikinimi ve yazlık elbisemi giyip dayımın odasının önüne gittim. Çünkü ipek böceği bana kaç numaralı odada kaldıklarını -yankı ile aynı odada kalıyorlardı- söylemek yerine dayımın kaldığı odanın numarasını söylemişti. Kapıyı çalıp cici görl gülümsememi takındım. Ve kapı açıldı. Höst!
"Deniz?"
"Özgür? "
Yankı ve ipek gülerek karşı kapıdan çıktılar.
"Sen benim yüzüme telefon kapatırsın ha?" dedi ipek. Çantamı yankıya fırlatıp onu kovalamaya başladım. Yankının arkamdan 'bastır özgür' diye bağırdığını ve denizin kahkaha attığını duyuyordum.
Ayaklarım yerden kesildiğinde çığlık attım. Kesin uzaylılar beni UFO'larına çekiyorlar. Denek olarak kullanacaklar. Son duanı et özgür.
"Nabüün genj?"
Berkeden başka kimse böyle konuşmaz, ama belki uzaylılar berkenin sesini taklit ediyordur. En iyisi gözlerimi açıp bakayım.
"Berke!"
Ne yani, şimdi berke uzaylı mı?
"Sonunda anladın. "
Kolumu hızla boynuna doladım. Hala beni yere indirmemisti. Umursamadan daha sıkı sarıldım.
"Çok mu yakışıklıyım?"
Omzuni cimcikledim. Sustu ve beni diğerlerinin yanına kadar taşıdı. Deniz çoktan odasına girmişti. Yankı ve ipekin odasına girdik. Eheheheh benim odam daha güzel! Iğağağağağa! Evet bildiniz, bu Güldür Güldürdeki hunharca gülen adam gülüşü.
"Ya niye geldik buraya, açım ben."
Evet bunu diyen bendim. Pişman değilim.
***
Şezlongumda uzanıyordum. Annem aradı. Onlar buradaki turistik yerleri gezerken biz gençler olarak deniz, kum, güneş üçlüsünün -ikileme düştüğünüzü biliyorum ama denizin hangi deniz olduğunu açıklamayacağım- tadını çıkartıyorduk.
"Efendim anne. Tamam, tamam, tamam, tamam, tamam, tamam, tamam, tamam."
Konuşmayı bitirmek için yüzlerce kez tamam demem ve ailemin bunu anlayamaması bir gün ölüm sebebim olacak. Bundan %100 eminim.
"Anne beni çağırıyorlar, kendine iyi bak. Bolbol fotoğraf çek. Iyi eğlenceler."
Telefonu kapatıp derin bir nefes aldım.
"Acaba akşam biyerlere mi gitsek?" dedim idil ve arkadaşlarının -deniz de içindeydi- olduğu gruba. Herkes onaylamıştı. Biz konuşmaya dalmışken ipek yanımıza geldi. Kahvaltıdan sonra odasına çıkıp biraz daha uymayı tercih etmişti de.
"Akşam biyerlere gidiyoruz."
"Siz hiç bana sormayın zaten! Kendimi saksı gibi hissediyorum."
Yalandan sitem etmişti. Kollarımı göğsümde birleştirip yapacağım müthüüş kapağı düşünerek gülümsedim.
"Aslında doğuşun saksılı fotoğrafını düşünürsek-AĞĞ SAÇIM, BIRAK SAÇIMI! BITCH KURUSU!"
***
@MrsTribute kapak için çok teşekkür ederim, bilgisayardan girince bölümü sana ithaf edecegim :) Sizi seviyorum<3
