Her önümüze geleni grubumuza alırsak tabiki böyle olur! Ama deniz dediydi çıktığımızı açıklayalım diye de kabul etmediydim, oy başıma gelenler! Keşke zamanında azcık söz dinleyeydim!
Evet arkadaşlar önceki paragrafta Özgür Erez nasıl delirir onu görüyoruz.
Gözlerimi kocaman açarak ona baktım.
"Neden ben? "
Yani diyorum ki 'ben seni sevmiyorum' Tabi canda bunu anlayacak kapasite var mı? HAYIR!
"Çünkü sen farklısın."
Babamdan mı çıktım ben ne farkından bahsediyorsun?
"Nasıl farklıyım deme, farklısın işte. Diğerleri gibi değilsin."
Diyelim ki biz çıkmaya başladık sonra yıllar geçti evlendik, SENİN SOYADIN ÖZGÜR! Özgür Özgür mü olucam ben?
"Üzgünüm benim kalbim sana ait değil. "
Kendimi mustafa sandal'ın klibindeki o kız gibi hissettim.
Arkamı döndüm ve şezlongumdan eşyalarımı alıp otelin kapısına doğru yürümeye başladım.
"Ne dedi o sana?"
Uff snne be slk .s .s
"Hiiç."
"Özgür ne dedi dedim!"
Al dedi git dedi çocuklarını dedi istiyorsan dedi al kendini dedi.
"Bişey demedi ya ne desin?"
"Özgür! "
"Efendim aşkım. "
"Sen demin ne dedin?"
Konuyu dağıtma çabaları vol13783.
"Bilmem. Gitmeliyim, görüşürüz. "
***
Çağlar'ın beni dürtmesiyle uyandım.
"Hadi kalk gidiyoruz."
Kalk kız soğan doğra!
"Nereye?"
"Istanbul'a dönüyoruz. "
Ben bie gün boyunca uyudum mu yani? Burdan ayılara bir mesaj 'kış uykusunu kapmış olabilirsiniz ama yaz uykusu benim ve tüm öğrencilerin olacaktır'
"Tamam."
Kıyafetlerimi valize koyup üzerimi değiştirdim.
"Hazırsan çıkalım. "
"Hazırım. "
Odadan çıkıp lobiye indik. Hala otelde kalacak olanlar -deniz de o grubun içinde- koltuklarda bekliyordu. Bizi görünce ayağa kalktılar.
"En kısa zamanda istanbula geliyorum. " dedi ece. Hıhı diyerek geçiştirdim ve herkesle sarılıp denizle biraz konuşmak için diğerlerinden uzaklaştım.
"Deniz biz ne yapacağız? "
Ne demek istediğimi anlamadı.
"Sevgililik konusunu. Mesafeli ilişki yürümüyor biliyorsun."
Mesafe arttıkça WiFi çekmiyor falan, mesafe güzel bişey değil yani. Kahrolsun mesafeler!
"3 gün sonra görürsün güzelim. "
Göz kırpıp yanımdan ayrıldı, bende otelin kapısından çıkıp bizi bekleyen taksiye bindim. Acaba deniz 3 gün içinde öleceksin falan mı demeye çalıştı, 'kardeş ben Polat, karıştırdın herhalde' diye mesaj mı atsam? Yok ya, sonra adım deliye çıkar.
"Özgür?"
"Efendim."
"Havaalanına geldik, saatlerdir sana sesleniyorum. "
"Dalmışım."
"Tüpsüz bu kadar derine dalma, boğulursun."
Tiksintiyle Çağlara bakıp taksiden indim ve havaalanına girdim.
Gerekli işlemler de hallolunca uçağa bindik. Bu sefer cam kenarına ben oturmuştum. Başımı cama yaslayıp birkaç koyun saydıktan sonra kendimi uykunun eşsiz kollarına attım.
***
Arkadaşlar normalde bölümü haftaya veya sonraki hafta paylaşacaktım ama @Thegirlfromars sayesinde paylaşıyorum. Alkışlar Gaye'ye (@Thegirlfromars) gitsin :D Gaye ben yb paylaştım sıra sende :D Bu arafa tekrar söylüyorum belki okumamışsınızdır Gaye'nin (@Thegirlfromars) Joseph adlı kitabını okuyun derim :D gerçekten hayatımda okuduğum en mükemmel kitap :D ve bu arada Joseph benim kocam olur, kocama göz dikmezseniz sevinirim :D
Ayrıca bana kapak vs. atanlara çok teşekkür ederim :D bilgisayardan giremiyorum bu aralar o yüzden paylaşamıyorum da, ama girdiğim zaman hemen paylaşacağım :D
Iyi ki varsınız, sizi seviyorum <3