~8~

34 2 0
                                    

Öğleden önceki tüm dersleri bitirmiştik. Öğle arasının bitmesine de çok az vakit kalmıştı. Ben bu sırada kantinden bir şeyler yiyip karnımı doyurmuş, daha çok öğretmenle ve daha çok arkadaşla tanışmıştım.

Şimdi de okul bahçesindeki kamelyalardan birine Can, Ege ve Tuğçe ile birlikte oturmuş sohbet ediyorduk.

Bu 3 kişi özellikle Ege benimle çok ilgilenmiş ve beraber zaman geçirmişlerdi. Ben de onları çok sevmiştim. Zaten anladığıma göre onlar ben gelmeden önce de böyle 3 kişi takılıyorlarmış.

Tuğçe çok sevecen ve iyi kalpli bir kıza benziyordu. Ayrıca güzel de bir kızdı. Benimkilerle aynı uzunlukta düz saçları vardı. Gözleri de çok güzeldi.

Bana bir şeye ihtiyacım olduğunda hemen onu bulmam gerektiğini falan söylemiş, benimle sanki uzun süredir arkadaşmışız gibi sohbet etmişti. Onu çok sevmiştim ama tabi ki Sevgi'nin yerini tutamazdı.

Nedenini bilmiyorum ama Sevgi benim için bambaşkaydı ve onu özlediğimi fark ediyordum.

Tuğçe ve Can; Ege ve benim hemen önümüzdeki sırada oturuyorlardı ve baya iyi anlaşıyorlardı. Uzaktan görsem onların kardeş olduklarını bile söyleyebilirdim. Birbirleriyle şakalaşıyorlar, ara sıra takılıyorlardı.

Can ise Ege'den daha rahat bir çocuktu. Sanki hiçbir şey umrunda değilmiş gibi yaşayan tiplerdendi anlayacağınız. Kıvırcık saçları, sanki her an yaramazlık yapacak bir çocukmuş havası veriyordu ona. Gülümseyince de çok tatlı oluyordu.

Açıkçası biraz da züppe tipi vardı ama bunu görmezden gelebilirdim çünkü çok iyi kalpli bir çocuğa benziyordu.

Ege ise, bana okulu gezdirirken nasılsa öyleydi işte. Gayet doğal ve gruptaki zeki çocuk havasındaydı. Belirgin yüz hatları, ona ciddi ve asil bir hava katıyordu. Kirpikleri benimkilerden bile daha kıvrıktı. Böylece açık kahverengi gözleri, daha güzel bir hal alıyordu.

Ayrıca onunla sohbet ederken sadece onu dinleyebilirdiniz çünkü çok akıcı ve güzel konuşuyordu.

İnsan analizlerim bittikten sonra sohbete ben de katıldım. En son Can bana kahkahayla Tuğçe'nin Edebiyat dersinde nasıl rezil olduğunu anlatıyordu. Tuğçe de onun anlatmasını engellemeye çalışıyordu. Ben de kahkaha atarak arada laf atıyordum, öyle beraber eğleniyorduk.

Ta ki uzaklara baktığımda Mete'yi görene kadar. O da okulun kapısının orada bir arkadaşıyla sohbet ediyordu.

Gülümsememin yüzümden aniden silindiğini ve gözlerimi ona kilitlediğimi fark ettim.

Çocuklar da benim bu halimi görmüş olacaklar ki birden sessizliğe büründüler. Arkadan Can'ın sesini duydum.

"Hayırdır Burcu, nerelere daldın öyle?"

Ben cevap vermeyince Tuğçe yetişti hemen.

"Sanane yaa, nereye bakarsa bakar kız, di mi Burcu?"

Burada kız dayanışması yapmak zorunda hissettim ve Tuğçe'ye doğru dönüp;

"Ah, öyle dalmışım." dedim.

Can; "Nereye daldıysan artık geri çıkamadın boğuldun resmen." dedi hemen.

Tuğçe söylenirken, Ege de duramadı; "Mete Akay'a bakıyor, kime bakacak başka?" dedi ve benim sinirlerimi hoplatmayı başardı.

Ona dönüp, "Soyadı 'Akay' mıymış?" dedim ve sonra kendimi hemen toplayıp önüme döndüm.

Can ve Tuğçe katıla katıla gülüyorlardı. Can; "Oo kızım ilk günden n'aptın bee!.." dedi acımış gibi.

Tuğçe; "Bu konuda Can haklı Burcu. Yanlış kişiye vurulmuşsun sen. Çok var da onun taliplisi... Mete işte, pis rezil eder adamı."

Görev TamamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin