~9~

22 3 2
                                    

"Görev tamam."

Ekranda bu yazıyı gördükten sonra çok geçmeden bir mesaj daha geldi telefona.

"Cumartesi günü saat 2'de burada ol." İyice sinirim bozulmuştu şimdi.

Kim, neden böyle mesajlar gönderiyordu ki Mete'ye?

Mete'ye çaktırmamak için telefonunu kapattım ve o arabayı kullandığı için hemen iki koltuk arasındaki kısıma telefonu bıraktım.

Acaba o gün zorla götürdükleri adamla bir ilgisi olabilir miydi bu mesajın?

"Görev tamam." diyordu mesajda. Ne görevi acaba diye düşünmeden edemiyordum.

Sanki mesajları hiç görmemişim gibi Mete'yi kandıracaktım şimdi. Ama bunu aslında onu korumak için yapıyordum.

Boğazımı temizledim ve; "Cumartesi günü işin var mı?" diye sordum çabucak.

Bana şaşırmış gibi baktı ve; "Yok, neden ki?" diye sordu.

"Şey..." dedim utana sıkıla. "Hani o gün takılmamız yarım kalmıştı ya senin şu acil işin yüzünden."

Gözlerini devirerek bana baktı. "Ee?"

"İşte diyorum, devam mı etsek takılmaya?" bunu söylerken çantamın ucuyla oynuyordum.

Gülmeye başladı ve artık eve geldiğimizden arabayı bahçenin önünde durdurdu. Çalışan motor durduğu için şimdi çok sessizdi arabanın içi.

Bana doğru döndü.

"Benimle zaman geçirmek hoşuna gitti anlaşılan."

Sonra yüzüme doğru yaklaştı ve gözlerini dudaklarıma kaydırdı.

"Belki de seni öpmem hoşuna gitmiştir."

Ben kaskatı kesilmiş; kendimi sıkmış ve iyice geriye çekilmiş şekilde duruyordum. O da iyice dibime gelmişti.

Yaklaştıkça daha da yakışıklı hale geliyordu. Onun her ayrıntısını net bir şekilde görmek, kalbimi aşırı derecede hızlandırmıştı.

Ona daha fazla bakamayacağım için kafamı hemen cama doğru çevirdim.

"Ne yapıyorsun? Birisi görecek şimdi, yaklaşma bu kadar."

Emir verir gibi onunla konuşuyordum.

Uzaklaşması gerekirken iyice yaklaştı. Bütün kokusunu iliklerime kadar hissediyordum. Kalp atışlarım çılgın gibi hızlanmıştı.

Omzuma dökülen saçlarımın bir tutamını aldı ve kulağımın arkasına doğru attı. Sonra iyice kulağıma yaklaşıp fısıldadı.

"Olur."

Nefesi, bedenime değdiği an tüm hücrelerim ürpermişti.

Sonra hızlı bir şekilde eski halini aldı ve koltuğuna yaslandı. Kafasını bana doğru çevirerek bana bakmaya başladı.

Ona bakamayarak; "Tamam o zaman 2'de buluşalım. Sana da olur mu?" diye sordum.

Bir elim kapıyı açmak için kapıda duruyor, diğeri ise çantamın kulpuyla oynuyordu. Yüzüm ise doğrudan çantama dönüktü.

"Gece 2 bile olur." dedi.

Zar zor ona bakabildiğimde, bana hayranlıkla baktığını görmüştüm ve bu beni çok rahatsız etmişti.

Hemen sağ elimle kapıyı açtım ve arabadan fırlayarak indim.

Yarım camdan Mete'nin muazzam suratına bakıp biraz bağırarak; "Teşekkür ederim bıraktığın için." dedim.

Görev TamamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin