1.BÖLÜM

301K 7.3K 7.3K
                                    

Alnımdan sicim sicim terler akıyordu. Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu cidden bu normal miydi acaba? Şuan olduğum konumdan o kadar rahatsızdım ki belim nerdeyse tam açılık durumdaydı ama bunu bile umursamıyordum. Bir an önce bitmeliydi yoksa cidden sabredemeyecektim artık. Göz göze gelmemek için kendimi sıkıyordum ama karşımdakinin bana dik dik baktığını bilmek bu çabamı kırıyordu. Korka korka gözlerimi karşımdaki ellilik teyzeye diktim.

Yutkunamadım.

"Eeee sen nasılsın Biricik kızım?"

İçimden bildiğim en ağır küfürü ettim hala dışımdan söyleyemiyordum. Neredeyse yatmış olduğum koltukta biraz dikleşip tam karşı koltuğun yan tarafında oturan Billur Teyze'ye cevap verdim. İçimden dua ediyordum "Allahım lütfen bu kez yeğenlerini anlatmasın." birçok kez amin diyerek.

"İyiyim Billur Teyze'ciğim sen nasılsın?"

Zoraki bile olsa gülümsüyordum. Benden kaç yaş büyük kadındı sonuçta, saygısızlık yapamazdım.

"Aman kızım ne olsun aynı tas aynı hamam. Bizim adamla tek kaldık geçinip duruyoruz işte."

Gülümsemem samimi bir şekle girdi bu kez. Billur Teyze mahallenin eskilerindendi, bazen çok dedikodu yapsa da severdim onu.

"Biricik sana geçen gün bahsetmiştim ya benim yeğenden. Ha onun resmini getirdim kızım gel yamacıma bir bakıver."

Yapma, işte bunu yapma bana. Kesinlikle zevk alıyordu beni kıvrandırmaktan. Gözlerimle salonu taradıktan sonra içeri giren Mert'i görünce içimden bir oh çektim. Okuldan yeni gelmişti muhtemelen ve büyük ihtimalle açtı.

"Ya Billur Teyze Mert gelmiş şimdi açtır çocuk, ben ona bir bakayım."

Biraz morali bozlusa da tamam diyip gönderdi. Az daha karambole gidiyordum. Hayır kadın tek resim de göstermiyor, üstüne bir de doğumuna kadar anlatıyor. Mutfağa girince Mert elimi bırakıp masaya oturdu. Tabağını hazırlayıp önüne koydum ben de karşı sandalyeye oturdum.

"Okul nasıldı Bücür?"

Dirseklerini masaya dayayıp cevap verdi.

"İyi."

Canı sıkkına benziyordu. Normalde ben bücür diyince kızar anneme söylerdi. Yani anlamıyordum yedi yaşındaki bir çocuğun ne derdi olabilirdi?

"Kuzum senin canın neye sıkıldı?"

Ellerini kucağına koyup bana baktı. Dudakları titriyordu gözleri de dolu doluydu. Yanağından bir damla akınca hemen yanına gittim.

"Hadi anlat ablana ne oldu?"

"Abla biz Emir'le kavga ettik."

Emir, Mert'in en yakın arkadaşıydı. Her anları birlikte geçmişti. Çocuklar sünnetlerinde bile birlikte sümük akıtmışlardı. Nasıl kavga ettiklerini merak ediyordum doğrusu.

"Neden ablacığım ne için kavga ettiniz?"

Bir anda karşıma koca bir adam geldi sanki. Mert'in küçücük elleri yumruk yumruk oldu. Asıl şimdi daha çok merak etmiştim işte.

"Emir, benim oyun arkadaşım Gizem'le oynadı."

Vay vay vay kız meselesi. Eh be Mert geç kalmışsın biraz daha erken olsaydı ya kardeşim.

" Olabilir kuzucuğum Emir de senin arkadaşın birlikte çok güzel oynayabilirsiniz."

Kaşlarını daha da çattı. Sanırsın karşımda Erol Taş Baba.

...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin