Gözlerim kocaman karşımdaki adama nefes almadan şaşkınca bakıyordum.
Sorduğu soruya mı yansam bu kadar yakınımda olmasına mı yoksa parfümünün bu kadar güzel kokmasına mı bilemedim. Gözlerimi art arda birçok kez kırpıştırdım. Yüzü çok yakındı. O ise cevap bekler gibi değildi. Bir şeyleri anlamaya çalışıyor gibi bir hali vardı daha çok. Gergin bir nefes alıp gözlerini sıkıca yumdu.
Sonra bana bakıp manasızca gülmeye başladı. Burnum kırıştı ne yapmaya çalışıyordu? Gerçekten onu anlayamıyordum.
"Yürü hadi eve gir artık. Daha senin yaşın böyle şeyler için küçük."
Kaşlarımı öyle bir çattım ki onun kaşları havaya kalktı. Şuan sinirden köpürmüş vaziyetteydim.
"Sen kendine bak bunak."
Burnumu dikleştirip eve doğru döndüm. Arkamdan Kayahan Abi'nin kahkahasını duyabiliyordum. Kapıya vurup bekledim. Arkamdaki varlığını hala hissediyordum. Annem bir dakika sonra kapıyı açtı.
"Ben de seni arayacaktım Biricik. Geç. Aaaa Kayahan sen mi bıraktın Biricik'i?"
Israrla Kayahan Abi'ye bakmıyordum.
"Evet Demet Teyze. Nasılsın?"
"İyiyim iyi. Sen nasılsın? Geç içeri bir soluklan istersen."
İllaki yapacaksın şu kibarlığı değil mi?
"Ben de iyiyim ama geçmeyim içeri saat geç oldu başka bir zaman artık Demet Teyze."
"Aynen anne. Hem Kayahan Abi sabah işe falan gidecek tutmayalım biz."
Annem koluma çaktırmadan bir çimdik attı. Benim dudaklarımdan acı dolu bir çığlık firar etti. Kayahan Abi de şaşkınca bize bakıyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bir hali vardı. Ama kolumun acısından bunu umursayacak durumda değildim.
"Neyse size iyi geceler o zaman."
"Sana da evladım."
Bana öldürücü bakışlarını atıp içeri geçti, ben de arkasından onu takip ettim.
"Kolumu çürüttün ya."
"Sen ne terbiyesiz bir şey oldun kız. Baban yaptı ama seni hep böyle."
"Hop Demet Sultan orada duracaksın. Benim babam pamuk gibi adam. Yalan da söylemedim yarın dükkana gitmeyecek mi bu adam?"
Bana ezici ve delici bakışlarını atmaya devam ederek yanıtladı sorumu.
"Kızım sen küçükken çok akıllı bir şeydin. Sonradan böyle oldu. Hayır anlamdım neden? Bir yere falan düşüp kafana hasar da gelmedi ama."
Yüzüne boş boş bakmaya devam ettim. Bence yanlış bir şey söylememiştim.
"Hadi git odana uyu. Allahım şu kıza azıcık akıl."
Son cümlesini arkası dönük elleri havada söylemişti. Çok fazla üzerinde durmadan odama gittim. Annemin bu sözlerine alınmıyordum. Çünkü dediklerine aynen ben de katılıyordum. Çok şikayet etse de seviyordum terliğine yandığımı.
Kendimi yatağa attığımda bir müddet tavanla bakıştım. Bir anda aklıma Kayahan Abi geldi. Beni sinir etmeyi çok güzel başarıyordu. Küçük olduğumu söylüyordu ama kendisi de abartılacak kadar büyük değildi. Yirmi dört yaşındaydı sadece.
Kızların biricik aşkı Kayahan Abi, mahallenin her işine koşan Kayahan Abi, küçük çocukların kendilerine örnek aldığı Kayahan Abi, benim kahramanım Kayahan Abi...