4.BÖLÜM

107K 5K 1.9K
                                    

Şok olmuş bir biçimde karşımdaki manzaraya bakıyordum. Aslında mutlu etmişti bir nevi. Yağız ilk defa ciddi ciddi bir kızın elini tutup bizim yanımıza getirmişti. Daha önce sevgilileri olmuştu ama büyük bir boyutta değildi sadece takılıyordu. Gülümsedim. Diğerlerine baktığımda şoku atlatmış onlar da gülümseyerek ikiliye bakıyordu. Kız kıvırcık saçlı orta boylu zayıf biriydi. Yüzündeki bütün organlar sıradandı sadece gözleri hariç. Gözleri parlıyordu, zümrüt yeşili gözleri kesinlikle onu çok çekici gösteriyordu.

Masamıza geldiklerinde kız utangaç bir şekilde hepimize gülümseyerek bakıyordu. Biz de ona gülümseyip ayağa kalktık.

"Naber?"

Yağız hepimize bakarak sordu. Mutlu gözüküyordu, o mutluysa gerisinin çok da bir önemi yoktu.

"İyi asıl senden naber? Merhaba yenge."

Dağhan böyle söyleyince yanındaki Tarkan kafasına bir tane patlattı.

"Cıvıma lan. İyidir kardeşim. Sen de hoşgeldin."

İkisinin saçma diyalogları kızın komiğine gitmiş olacak ki gizliden gizliye  kıkırdadı. Gülüşü çok güzeldi. Bu kız çok hoşuma gitmişti.

"Hoşbulduk Müjde ben."

Elimi uzatıp gülümsedim.

"Biricik ben de. Memnun oldum."

Müjde diğer herkes ile tanışırken ben onu inceliyordum.
Üzerine giydiği gri tişörtle siyah dar bir pantolonu kombinlemişti. Siyah kıvırcık saçlarını açık bırakmış yüzüne makyaj adına sadece rimel ve parlatıcı sürmüştü.

Kanım kaynamıştı bu kıza. Yağız'ın isteyeceği kız türündeydi. Ama yine de yelkenleri hemen suya indirmemek gerekiyordu. Yağız bizim canımızdı.
Ona baktığımda gülümsüyordu. Bakışları bana kayınca hınzırca sırıttım. Başımı sallayıp 'seni uyanık' dedim sessizce.
Gergince gülüp elini ensesine attı. Sonra önüne döndü. Utanmıştı heralde yavrucak.

Herkesle tanıştıktan sonra masaya geri oturduk. Kayahan Abi ile Arif Abi içeri girdiler.

"Ee Müjde seni daha önce hiç görmedik. Nasıl tanıştınız?"

Dağhan dedikoducu ruhunu bastıramamış olacak ki hepimizin merak ettiği soruyu sordu.

"Ben de sizi yeni görüyorum Yağız'la tesadüfen tanıştık sonra konuştuk. Arkadaşlıktan öte bir ilişkimiz olduğunu anladık."

Kibarca birbirimizden hoşlandık demek istiyordu. Aman canım ne gerek vardı lafı uzatmaya?

"Oğlumuz da pek yere bakan yürek yakandır."

Masanın altından salak salak konuşan Tarkan'a bir tekme attım. Ama yanlış kişiye atmış olacağım ki Müjde'nin acı dolu çığlığı yükseldi.

"Ay çok özür dilerim. Vallahi şu yanındaki süngerimsi canlıya vuracaktım."

Müjde sorun yok der gibi başını salladı. Ama kesin çok acımıştı çünkü Tarkanlara böyle vurunca yerlere çöküyorlardı. Aslında kibarlık yapıp bana sinirlenmemesi bir noktada hoşuma gitmişti.

Yağız gülmemek için kendini zor tutyordu. Ona sinir dolu bakışlarımı gönderdim.

"Tamam tamam sorun yok. Ama ayağın çok ağırmış."

İlk önce ne dediğini anlamdım sonra espiri yaptığını anlayınca ayıp olmasın diye saçma bir kahkaha koyverdim. Ben manasızca gülünce diğerleri de gülmeye başladı.

Diğerleri Müjde ile sohbete dalmışken ben de lavaboya gitmek için ayaklandım. Lavaboya gideceğimi söyleyip içeri girdim.

Lavaboda işimi halledip dışarı çıkıyordum ki tanıdık sesler gelmeye başladı. Neden bu gizli konuşmaları hep ben duyuyordum? Dinlemek istemiyordum ben, omuzlarıma taşıyamayacağım ağırlıklar yüklemek istemiyordum.

...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin