Medya: Duke Ellington-- Take The A Train
****
*1 Ay Sonra*"Hayatım, Chanyeol'la aranızın iyi olduğuna emin misin? Yaklaşık bir aydır hiç bize gelmedin. Annem ve babam da artık burada, biliyorsun."
Baekhyun bıkkınca gözlerini devirdi. "Kardeşinle aramda nasıl bir sorun olabilir Miyagi?"
"Ne bileyim... Gerçi o da dersler başladığından beri çok yoğun. Ama bu akşam mezuniyetime geleceksin değil mi?"
"Tabii ki. Bunu kaçıramam."
"Seni seviyorum!"
"Ben de seni." Baekhyun telefonu kapattı ve evde dolaşmaya başladı.
Chanyeol'un onu kapının önünde öpmeye çalıştığı günden beri hiç görüşmemişlerdi. Neredeyse bir ay. Ne Baekhyun aramıştı ne de Chanyeol Toben'i görmek için evine gelmişti.
Bir ay sonra onu görecek olmak Baekhyun'u hem geriyor hem de nedensiz bir heyecana sokuyordu. Garip bir şekilde her gece rüyalarında durmadan onu görüyordu.
Hatta o kadar çok görmüştü ki yapmadıkları hiçbir şey kalmamıştı. Baekhyun onunla ilgili bu tarz rüyaları görmekle gurur duymuyordu ama bilinçaltına söz geçirmesi imkansızdı.
Bir hafta önce aldığı takım elbiseyi giyindi ve saçlarını yaptı. Toben'e evde uslu durmasını anlatan uzun bir konuşma yaptı. Anladı mı emin değildi ama her türlü içi rahattı. Toben oldukça akıllı bir köpekti.
Her şeyi bir kez daha kontrol ettikten sonra evden çıktı. Önce Kyungsoo'yla buluştu ve Miyagi'nin evine doğru gitmeye başladı. Chanyeol onları Miyagi'nin okuluna götürecekti. Evin önüne geldiklerinde Baekhyun nefesini tuttu. Kalbinin sesini o kadar net duyuyordu ki bir an kalbi kulağında atıyor sandı.
Neler oluyor bana?
Değişik bir duygu hissediyordu.
Özlem mi?"Selam." Kyungsoo gülerek Chanyeol'a sarıldı ve omzuna vurdu.
"Size de selam öğretmenim!" Chanyeol da ona gülerek karşılık verdi ve gözlerini Baekhyun'a çevirdi. Birkaç saniye öylece birbirlerine baktılar.
Tanrım, Tanrım... Baekhyun takım elbisenin ona bu kadar yakışacağını hiç düşünmemişti. Dalgalı saçları düzleşmiş ve sol tarafa atılmıştı.
"Merhaba." Chanyeol ona elini uzattığında Baekhyun da aynı şekilde karşılık verdi.
"Yakışıklı görünüyorsun." Baekhyun gülümsemeye çalıştı. İyi bir şeyler söylediği için rahatlamıştı çünkü Kyungsoo'nun aralarındaki garip havayı fark etmesini istemiyordu. Chanyeol duyduğu şeye şaşırmış gibi kaşlarını çattı.
"Sen de." Ardından gözlerini ondan kaçırdı ve Kyungsoo'ya döndü. "Hadi, arabaya gidelim." Kolunu ona atarak yürümeye başladı. Baekhyun arkalarından tek başına yürürken çok huzursuzdu.
Miyagi'yi seviyordu ama onu bir ay görmese Chanyeol'u özlediği kadar özlemezdi. Onunla hangi ara aralarında böyle özel bir bağ kurulduğunu bilmiyordu.
"Ailemizle ilk kez mi tanışacaksınız?""Daha önce annesini gördük. Ama Baekhyun ve Miyagi çıkmaya başladıktan sonra ilk görüşümüz olacak."
Chanyeol dikiz aynasından Baekhyun'a hızlı bir bakış attı ve gözlerini hemen kaçırdı. "Resmi bir görüşme olacak yani?"
"Öyle." Kyungsoo hızlıca arka koltukta oturan arkadaşına bakıp güldü. "O kadar heyecanlanma! Yüzün mora dönmüş neredeyse."
"O... Miyagi'nin ailesi yüzünden değil." Baekhyun zar zor konuşup kafasını çevirdi. Chanyeol da duyduğu şeyle gözlerini aynaya çevirdi ve çatık kaşlarla ona baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tied Up In Jazz ||ChanBaek
Fiksi PenggemarMiyagi hızlıca Baekhyun'un koluna girdi ve karşılarındaki çocuğu gösterdi. "Hayatım, işte sana bahsettiğim ikiz kardeşim, Chanyeol."