Unutmak tesellisidir yalnızlığın...
Erkin'in ağzından
Okula geldiğimde giriş zili çoktan çalmıştı. "Kahretsin!!" diye geçirdim içimden.Dersin ortasında girip bir de hocanın tantanasını dinlemek istemiyordum.
Doğruca kantine ilerledim. Bir yandan da dün olanları düşünüyordum. Eymen, Doğukan'ı fena benzetmişti.Buğlem gelmeseydi belki de onu öldürecekti.
Kantine geldiğimde yerimde uyuyan Umay'ı gördüm.Gülümseyerek yanındaki sandalyeyi çektim.Homurdanarak yüzünü bana doğru çevirdi.
Yüzüne gelen saç tutamını kulağının arkasına yerleştirerek kafamı masaya koydum. Eskiden olduğu gibi uyurken onu izlemek hoşuma gidiyordu.Onu izlerken tüm sıkıntılarım beni bir anda başı boş bırakıyordu.
Umay hiç değişmemişti.Fakat benim için aynı şey söylenemezdi.
Kafamı pencereye doğru çevirerek dışarıyı izlemeye başladım.
Hayat işte ne olacağını kestiremiyor insan.İki hafta önce Umay'la olan resimlerimize bakıyordum.Şimdi ise o küçük kızın tâ kendisi yanımda melek gibi uyuyordu.Umay'a doğru kafamı çevirdiğimde
Umay deniz mavisi gözleriyle bana bakıyordu.
Gözlerini kaçırarak uykulu sesiyle konuşmaya başladı.
"Neden beni uyandırmadın?"
Gülmemi bastırarak tek kaşımı kaldırdım.
"İlk defa uyuyan bir tarantula görünce ilgimi çekti.Bende izlemeyi seçtim."
Umay gözlerini bıkkınlıkla devirerek
"Aptal! " diye fısıldadı.
Bir ömür gelen sessizliği Umay bozmuştu.
Neden derse girmedin?"
Tek kaşını kalırmış cevap bekliyordu.
"Buğlem cadısı beni uyandırmadan gitmiş.Bende geç kaldım."
"İşte benim kızım." dedi ve alayla gülümsedi.
"Şşh.Senin dilin fazla uzadı." diyerek saçlarını karıştırdım.
Umay öfkeyle elime vururken kahkaha atarak Umay'ın umutsuz çırpınışlarını seyrediyordum.
Telefonumun çalmasıyla Umay'ın saçında olan elimi çektim.
Bilinmedik bir numara ekranda beliriyordu.
"Efendim ?"
"Merhaba Erkin Beyle mi görüşüyorum?" Telefondaki ses yabancıydı.
"Evet buyrun."
"Dünden beri size ulaşmaya çalışıyorum.En son sizinle görüşülmüş."
Tedirgin olmuştum. "Anlayamadım."
"Bakın Eymen Demirkaya dün trafik kazası geçirdi ve şuan hastanemizde müşahade altında.Hayati tehlikesi olmamakla birlikte ufak sıyrıklar ve sol bacağında kırılma mevcut.
"Hangi hastane orası?"
Umay koluma yapışarak
"Ne hastanesi? "Ne olmuş söylesene."
"Bi dakika Umay duyamıyorum."
"Göztepe Hastanesi."
"Tamam geliyorum hemen."
Telefonu kapattığımda Umay sorgu dolu gözlerle bana bakıyordu.
"Ya ne olmuş söylesene Annen mi yoksa?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK
Romance"Nasıl başarıyorsun? Duygusuz olmayı, acı çekmeden yaşamayı, hissetmemeyi bana da öğretir misin?" Eymen'in adım atmasıyla geriledim. Sanki aramızda çok mesafe varmış gibi dudaklarıma yaklaştı. Ellerimi göğsüne yerleştirerek ittirmeye çalıştım. Hiçb...