Gökyüzü güneş olsa da ben sensiz karanlıktayım...
Soğuk bedenimi tamamen ele geçirdiğinde titremiştim.İçimdeki duygular şiddetle beni bir fırtına gibi yerle bir ediyordu.Bense sadece sonunda çıkacak olan harabenin şimdiden yasını tutuyordum.
Ağlamayacaktım. Bu sefer olmazdı. Yanağımdan süzülen damlayı bir hışımla silerken bağırmaya başladım.
"Akmayın artık yeter!"
Adımlarımı hızlandırarak Sarmaşık'ın bulunduğu sokağa döndüm. Sarmaşık'a gitmekle doğru olanı mı yapıyordum?
Bir süre kapıda Hande anneyi izledim. Hande anne elindeki son poğaçayı da yerine koyarak kafasını bana çevirdi. Gözleri bir an parlamıştı.Koşarak bana sarıldı.
"Benim deli kızım gelmiş" diyerek boş bir masaya oturttu.
Ne akla buraya gelmiştim? Hemde son olanlardan sonra. Sarmaşıkta rahat oluyordum. Hiçlikte kaybolan kendimi buluyordum. Hande Anne çenemden tutarak yüzümü çevirdi.
"Buğlem sen ağladın mı?"
Başımı yavaşça aşağı yukarı salladım.
Hande anne destek olurcasına elimi tutarak
"Sarmaşık'ı kaybetmedin. Ahmet amcan Sarmaşık'ı geri almak için elinden geleni yapacak. Üzülme artık."
Kocaman gülümsemeyle Hande anneye sarıldım
"Çok teşekkürler siz olmasanız ben ne yapardım?"
Birilerinin bana hala değer verdiğini bilmek iyi hissettirmişti....
Kulaklıklarımı takarak okula doğru ilerledim.Sarmaşık'a gitmek zihnimdeki savaşı bir nebzede olsa rafa kaldırmıştı.Eymenle konuşmam gerekiyordu.Her zaman oturduğu banka doğru kafamı çevirdiğimde umutsuzca suratımı astım.
Etrafıma bakınarak banka oturdum.Eymen'in yanımda oturduğunu hayal ettim.İstemsizce sırıtmıştım.Gözleri bana bakarken ışıl ışıl parlıyordu.İlk defa soğukluktan uzak bir şekilde gülümsüyordu.
İçten bir gülümseme.Eymen Demirkaya ve içten gülümseme! Eymen gittikçe siliniyordu. Kafayı yemek üzereydim.Deliriyordum. Kafamı bahçe kapısına çevirdim. Eymen telefonla konuşuyordu.Bir süre sonra Eymen kahkaha atmaya başladı.Bu duygudan yoksun bir kahkahaydı.
Eymen'in alışık olduğum soğuk gülümsemesi bile nefes alışverişimi ters köşe yapıyordu.Bu çocuk bana ne yapıyordu böyle? Hayalimdeki Eymen bile şuan karşımda duran Eymen'i kıskanmıştı.Duygularını saklamakta profösyöneldi.Gerçek Eymen'i duvarların arkasına iterek onu kilit altına almıştı.Gerçek Eymen'i neden saklıyordu?
Başını kaldırmadan banka doğru geldi. Yerimde kıpırdandım.Kalkmalı mıydım? Eymen'in kısık bakışları beni bulmuştu.Yutkunarak gözlerimi kaçırdım. Hayır bakmayacaktım! Kafamı çevirdiğimde Eymen hala kulağındaki telefonla bana duygusuzca bakıyordu.
Telefondaki kişiye boğuk bir sesle "Ben seni sonra ararım" dedi.
Kalbim ritmini bulmak için çırpınıyordu.Eymen elindeki telefonu sıkarak bana doğru ilerledi.Bankın yanından geçerken bir küfür savurdu. Başımı ellerimin arasına alarak gözlerimi kapattım. Eymen tek bakışıyla nasıl cehennemdeymişim gibi hissetmemi sağlıyordu?
Kafamı kaldırarak gözlerimi kırpıştırdım. Sınıfta tek başımaydım.
En son edebiyat dersinde değil miydik. ne zaman zil çalmıştı? Kafamı yana koyarak parmağımla masaya yuvarlaklar çiziyordum.Tek ihtiyacım olan uykuydu. Benim tek kaçış yolum. Uyurken herşeyin geçtiğini sanardım. Ama sadece kendimi kandırıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK
Romance"Nasıl başarıyorsun? Duygusuz olmayı, acı çekmeden yaşamayı, hissetmemeyi bana da öğretir misin?" Eymen'in adım atmasıyla geriledim. Sanki aramızda çok mesafe varmış gibi dudaklarıma yaklaştı. Ellerimi göğsüne yerleştirerek ittirmeye çalıştım. Hiçb...