HESAPLAŞMA

177 19 10
                                    

Yalnızca yağmur yağdığında seviyorum bu şehrin insanlarını; Herkesin yüzü gözü ıslak, başları eğik omuzlarının arasında.

Yağmur yağdığında...

Herkes...

Benim hep olduğum gibi...

Eymen içinde bulunduğum cehenneme bir kez daha odun atmıştı.Alevlenen ateş beraberinde boşluğuda getiriyordu. Karanlığa gömülmüştüm. Hissetmiyordum. Boşlukta hislerimi bulmaya çalıştıkça benliğimi kaybediyordum.

Gözlerimi kapattığımda ise acı gerçekler beynimi istila etmeye başlamıştı.Sarmaşık'ın sahibi Eymendi. Hıçkırıklarım âdeta boğazıma dizilmişti.Bağırmak Eymen'e olan kızgınlığımı, kendime olan nefretimi dile getirmek istiyordum.

Ağzımı açtığımda sadece içime serin bir esinti dolmuştu.Bağıramamıştım.Tüm bedenimi ele geçiren bir boşluktan ibarettim.Kafamın içinde bir çığlık koptu.İçimde yankılanıp tüm bedenimi titretiyordu.Çığlık tekrarlandıkça bedenim beni taşıyamaz hale gelmişti.

Kafamı tutarak bağırmaya çalıştım yine yapamamıştım.Boğazım yırtılana kadar bağırarak beynimdeki çığlıkları bastırmak istiyordum.

Sarsıntıyla kaybolan benliğime geri döndüm. Çığlıklar yerini sessizliğe bırakarak kenara çekilmişti. Endişeyle beni sarsmaya devam eden Hande anneye zorlukla baktım.

"B-buğlem neler oluyor ? Anlat bana kızım Sarmaşık'ın sahibini tanıyor musun?"

Bir kaç saniye Hande annenin sorduğu soruyu idrak etmeye  çalıştım.Ağzımı açmamla kapamam bir olmuştu. Ne diyecektim ki? Eymen'i anlatamazdım. Hande anne çenemden tutarak kafamı kaldırdı.Endişe yüzünün her miliminde hissediliyordu.

Dağılan saçlarımı geriye atarak kollarını bedenime sardı.Küçüklüğümde yaptığım gibi Hande annenin boyun girintisine başımı yerleştirdim. Hande anne benden ayrılarak hüzünlü gözlerini başka yöne çevirdi.

Masadan destek alarak yerden kalktım. Hande annenin birşey demesine izin vermeden Sarmaşıktan dışarı çıktım. Soğuk hava tüm bedenime işlemişti. Adımlarımı gittikçe hızlandırdım. Dağılan saçımı açarak koşmaya başladım.

Rüzgar tenimde her  kaydığında bir ürperti geçiyordu. Üzerimdeki ceketi çıkartarak yere fırlattım. Hava soğuktu fakat içimdeki cehennem cayır cayır bedenimi yakıyordu. Acıyı tüm iliklerimde hissedebiliyordum. Nefesim tükenene,ciğerlerim sızlayana kadar koştum.

Mezarlığı gördüğümde adımlarım yavaşlamıştı.Aniden ciğerlerime dolan hava yüzünden öksürdüm. Hızlı nefesler alarak girişe ilerledim. En son ne zaman gelmiştim?

Etrafıma bakınarak  zorlukla yürüyordum.Bacaklarımdaki acı  şiddetlenmişti. AKSOY AİLESİ yazan mermeri gördüğümde adımlarımı yavaşlattım.Derin nefes alarak mermeri temizledim. Ailemin yanına uzanıp ellerimi nemli toprakta gezdirdim.

"Size sarılmak bu kadar zor olmamalıydı. Beni mutsuzluğumla bırakmamalıydınız. Sizi özlüyorum hemde çok özlüyorum. Büyüyünce tek şeyi 'acıyı' benimsedim.Umay'ın ailesi bir nebzede olsa içimdeki anne baba özlemini bastırıyordu. Sizsizliğe alıştım artık, insan nelere alışmıyor ki?"

Şu ana kadar direnen gözyaşlarım özgürlüklerini ilan etmişcesine hızla kayboluyordu.

Elimin tersiyle gözyaşlarımı silerek "Biliyor musunuz artık şimşektende korkmuyorum.Herşeye alıştığım gibi ona da alıştım."

Hıçkırarak ağlamaya başladım.

"Yalnız hissetmekten, çaresizlikten nefret ediyorum. Üzgünüm sizden kalan tek şeyi Sarmaşık'ı da koruyamadım. Sizin bıraktığınız gibi Sarmaşıkta bıraktı beni. Şimdi ben bu hayatta hangi dala tutunacağım?  Neden hep mutsuz olmak zorundayım?"

SARMAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin