10.Bölüm
Şiddetini arttıran yağmura rağmen Mısra sonunda mezarlığa varmıştı. Gece gece mezarlığa gitme fikri cazip gelmesede başka çaresi yoktu. Yanında birini hissetmeliydi.
'Burçin Kaya' yazılı mezar taşını görünce durdu. Taşın üstüne oturup çamur olmuş toprağa dokundu.
Yağmur hâlâ yağarken birden gök gürledi. Mısra bir anda irkildi. Çocukluğundan beridir korkardı gök gürlemesinden. Bunun tek çaresi annesinin yanına gitmekti.
"Yoruldum."dedi sadece. Sonra yine sustu. Yağmurun sesini dinliyordu. Annesinin yüzünü gözlerinin önüne getirmeye çalışıyordu.
"Çok yoruldum anne..." Yutkundu. Devam etti. "Düşmekten yoruldum. Hiçbir şey olmamış gibi kırılmamış gibi hayatıma devam etmekten çok yoruldum. Her şeyden biraz yorgunum aslında. Bu dünyada var olmak ama bir şey ifade etmemek... Çok saçma. Beni düşünecek kimse yok. Var olmanın gereksizliğiyle iyice ötekileştim." Sustu ve gökyüzüne çevirdi yüzünü.
"Karanlıktan nefret eden ben şimdi sığınacak başka yer bulamıyorum." Ağlamaya başladı o an. Daha fazla durduramadı göz yaşlarını.
"Ölüm yaşamdan daha iyiymiş anne. Sevdiklerime kavuşmam için tek çözüm bu."dedi sessizce. Sonra ağlayarak sesini yavaşça yükseltti. "Beni de al yanına anne. Bir anda belir şurada. Sarıl bana. Yıllarca hasret kaldığım o anne kokusuna kavuşayım."
Sonra taşın üstüne uzandı. Eliyle toprakla oynamaya başladı.
"Yine böyle yatayım yanına. Okşa saçımı. Öp beni. İnanayım tekrardan iyi şeyler olacağına. Bazen o kadar ihtiyacım oluyor ki buna. Gece durup dururken bir şeylere inanmaya ihtiyaç duyuyorum. En çok da sana." Sonra derin bir sessizliğe gömüldü.
Serkan hâlâ Burak konuşsun diye ısrar ediyordu.
"Ne oldu anlatsana? Kavga mı ettiniz?" Burak en sonunda bir şey demek için ağzını açtı.
"Tekrar arasana." Birkaç kere aramışlardı ama açmıyordu. Serkan aradı sonra tekrar telefonu kapadı.
"Ulaşılamıyor." Burak ayağa kalktı. Tek başına birden kalkınca canı yandı ama umursamadı.
"Başına kesin bir şey geldi."dedi sonra kafasına vurdu. "Neden kıza git dedin ki?"
"Abi tamam sakin ol. Bir şey olmamıştır. Sinirliydi zaten." Burak kafasını salladı odadan çıktı.
"Ben evine gidiyorum."
Serkan onu tutmaya çalıştı. O sırada Dilek Hanım salondan çıktı.
"Burak oğlum sen niye kalktın?"
"Anne Mısra'ya ulaşamıyoruz. Kesin bir şey oldu."
"Oğlum doktor değil mi bu kız. Yorulmuş uymuştur." Dilek Hanımın sesi ona güven vermişti.
"Öyle mi dersin?" Dilek Hanım başını salladı.
"Hadi sen yat Serkan gider bakar." Serkan başını salladı.
"Tamam hemen bak haber ver." Serkan kafasını tekrar sallayıp evden çıktı.
Burak yavaş adımlarla odasına gitti. Mısra'nın kaldığı o gece yattığı yastığı aldı. Kokusunu iyice çekti içine.
Serkan Mısra'nın evine gitmişti ama onu bulamamıştı. Şimdi Burak onun evde olmadığını öğrenirse bir delilik yapardı. Eve gidip yalan söyleyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Sonsuz Gizemi
Misteri / ThrillerKlasik aşk hikayelerinden çok farklı bir yaşam öyküsü. Gizemli bir hayatın başrolünde oynayan Mısra... Ve ona yardım etmeye çalışan iki genç adam... *** Doktor olma yolunda ilerleyen Mısra hayatın gerçekleriyle yeniden tanışmanın verdiği duyguları t...