antidote• btob

ep2

Okul çıkışı ben, Jiwon ve Changsub beraber otobüs durağına doğru yürürken;
"Biz annemin yanına uğrayacağız. Gelecek misin?"

"Tekrar etmem gerekiyor. Size iyi eğlenceler."

Annemin iş yerine giden otobüse binip el salladık Changsub'a.

"Onu halen tanımıyorsun. O çocuk kafasını derslerden kaldırmıyor sen ise teklif sunuyorsun."

"Bir değişiklik olsun istedim ama inek halen inek."
Kahkaha attık beraber. 5-10 dakika sonra çiçek dükkanına varmıştık.

"Wow inanılmaz güzel. Bahsettiğin kadar varmış"

"Değil mi? İstediğin çiçeği alabilirsin benim sana yaptıklarımın bir özrü."

"Ya sorun değil ve ben böyle bir şeyi kabul edemem."

"Edersin hadi gir içeriye."

"Cennet gibi. Çok güzel." O sırada annem gelmişti.
"Hoşgeldiniz kızlar. Hayırdır Mia çok uğramazsın buraya?"

"Ya bahsettim ya sana arkadaş edindim hem tanışın diye hem burayı merak ediyordu. Hemde ben cilt için yine çiçek kaynatmam lazım bu yüzden bir kaç çiçek alacağım"

Annem elindeki budama makasını koyup yanıma geldi.

"Artık senden bu çiçeklerinin parasını almam lazım. Bu yüzden harçlığını mı kessem?"

"Ya anne ya" hep beraber güldükten sonra sarılıp kafamı okşadı. Kulağıma fısıldayarak;
"Sabah olanlar için üzgünüm. Haklısın"

Ona bakıp 'ciddi misin' bakışı attıktan sonra kafasını salladı annem.

"Biz o zaman çiçeklere bakalım" dedikten sonra koridor boyu çiçeklere bakıyorduk.

"Annende çok güzel bir kadınmış"

"Kime çektiğim belli oluyor zaten"

"Egoist" diyerek sırıttı.

"Benim burada fotoğrafımı çeker misin? Ne zamandır post atamıyorum"

"Geç bakalım oraya" dedikten sonra telefonu alıp fotoğraf çekmeye başladım.

Çektikten sonra telefonu verip fotoğrafları incelerken bende bir kaç çiçek alıp çantama attım.

O sırada Jiwon halen fotoğraflara bakıp arada Instagram Story için resim çekerken saksının dibindeki buruşturulmuş kağıdı yerden alıp cebime attım.