《MİA'NIN AĞZINDAN》
Babamla beraber sahile indiğimizde aklıma kamp için gittiğimiz anılar canlandı. Yerden taş alıp denizde taş sektiriyorduk. Bir nevi terapi gibiydi.
"Dönelim mi Kore'ye?"
"Bilmiyorum. Dönmek bir yanım isterken, bir yandan burada kalmak istiyor"
"Kalbin arkadaşların, aklım buradaki huzur diyor yani"
Evet anlamında başımı sallayıp onaylarken durmadan çalan telefonu elime aldığımda Jiwon'un son mesajını okudum ekrandan.
{Burası cehenneme döndü gittikten sonra. Ya! Cevap ver artık. Neredesin. Bu akşam saat 8'de radyoyu muhakkak aç dinle. Umarım bu mesajımı okursun Mia. Yoksa ölmüş olursun. ~Wonnie}
Demek radyoya çıkacak yükseldiler demek. Elimdeki taşları atmaya devam ederken kalbimin ağrıması ile elimdeki taşları aniden düşürdüm.
"İyi misin Mia?"
Bir an kalbimi tutarak kuma otutturdu.
"Ağrı girdi. Önemli değil. Hadi eve gidelim"
°○●□■■□●○°
Evin önüne geldiğimizde elinde gitar çantasıyla duran çocuk bize dönmesiyle herşey gözümün önünde canlandı anında.
"Sen?" Onu göstererek. Babam da onaylayarak;
"Seni o gece bırakan genç işte bu. Bir sorun mu evlat"
"Şey çantası bizim mekandaydı. Getiriyim dedim."
Çantamı alıp kafamla teşekkür edip eve gideceğim sırada;
"Şey sizinle izniniz olursa kızınızı sahile götürmek istiyorum. Ateş başında şarkı falan çalacağız"
Tam ret edecekken babamın onaylamasıyla gözlerimi büyütsem de yanıma gelip;
"Kafası dağılması lazımdı iyi olur. Hem benimde aa işim çıktı. Hadi iyi eğlenceler"
O eve geçerken ben baba demekle yetinirken bana bakıp gülen çocuğa baktım.
"İsmimizi bile bilmezken nasıl bir cesarettir bu?"
"Senin hatırlamaman normal Mia. Sarhoşluk etkisi diyelim"
İsmimi söylemesiyle şok geçirsem de ismimi bilemesi bir şey değiştirmezdi.
"Bay isimsiz daha adını bildiğin bir kız..."
"Sevgilini terk etmiş, başından olaylar geçtiği için buraya gelip takside uyuya kalman ve takside inip sokakta Japonlara Korece küfür etmen"
Her cümlesinde yerin dibine giriyordum.
"Tamam. Anladık. Yani mecbur geliyorum oraya. Bunları orada da tekrarlama sakın"
Arkasından takip ederken o önde konuşuyordu.
"Orada olacak insanlar Japon. Anlamazlar"
"Japonca biliyorsun ama. Ne malum Japonca anlatmayacağın?"
Derin bir nefes aldığını duymasını duyduğumda bir an durup arkasına ani durmasıyla kafası ile bana yukarıdan bakıyordu. Vay be. Ne uzunmuş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
antidote• btob
Fanfic▪︎tamamlandı▪︎ •07072020 düzenlendi • ° Zehirli çiçek misali hayatına panzehir gibi ışık doğdu onun sayesinde... ♤ 【7 Temmuz 2018 / 21 Ağustos 2018】 【BTOB fan edition story】♡