Changsub ve Minhyuk yanımıza çektikleri sandalyelerine oturup Jiwon'la 'ne oluyor' bakışı atıyordum.
Poşeti açıp içindeki içecekleri uzattıktan sonra ikisi de oturdukları sandalyede rahat oturmaya başladı.
"Ne bu? Ne oluyor böyle?"
"Ramenin yanında için diye aldık" Changsub konuştuğunda istemsizce gözlerimi kaçırdım.
"Hem şu telefon meselesini bir konuşmaya geldik"
Jiwon'la birbirimize sert bakışı atıp birbirimizi göstererek bağırdık.
"Onun fikriydi." Hainsin bakışları atıyorduk ikimizde.
"Sen niye buradasın ki? Sevgilinin yanında olman gerekmiyor mu?"
Kafasını sağa doğru eğip sandalyem bir anda çekmesiyle ona yaklaştım.
"Beni terk ettiğinde gerçekten bittiğini düşündüm. Ama bugün... Bir şey anladım"
Yutkunup öyle söze girdim
"Ne anladın çok merak ettim bak" dalga geçen tavrım ile sorarken bana doğru yaklaşıp öyle konuştu.
"Sana karşı hislerimi de terk ettiğin gün alıp götürdüğünü düşünmüştüm. Ama şuan biz böyle dururken... Kalbim fena halde atıyor Mia"
Sonunda gözlerine bakabilmiştim. Gözlerimizle bakarken öksürme sesi ile oraya döndük.
"Biz yokmuşuz gibi davranabilirsiniz sıkıntı değil"
Minhyuk'un bölmesiyle o şimdi söze girdi. Sandalyeden kalkıp onun sandalyesini kendine doğru çevirdi.
"Jiwon ah. Söz veriyorum. Seni asla üzmeyeceğim. Gerçekten."
"Bende artık biriyle nefsi müdafaa yapıp ödeşiriz"
Saçlarını geriye doğru eliyle arkaya atıp Jiwon'a doğru eğildi. Şuan resmen K-drama izleyen fangirl misali onları izliyordum.
"Asla öyle bir şey olmasına müsaade etmeyeceğim"
"Öyle mi? Bende..."
Lafını tamamlayamadan Minhyuk'un ani öpücüğü ile ellerimle gözlerimi kapatıp parmaklarımla aralık yapıp öyle seyrediyordum.
"Yaa... Aile mahallesi ayıp ayıp"
Aniden geri çekilmesiyle ne olduğunu anlamaya çalışan Jiwon'a gülmeye başladım.
Refleks ile yanıma doğru kafamı çevirdiğimde burunlarımız dip dibe olan Changsub'a bakıyordum. Elini kaldırıp yanağımı okşamaya başlasa da içimden ne yapacağını kestiriyordum.
Öpme pozisyonuna gelince geri çekilip ayağa kalktım.
"Bu kadar mükemmel şeyin bende olmasını çok isterdim ama Chorong var. O senin hayatındayken ben senin hayatında olamam üzgünüm."
Arkamı dönüp Jiwon'ların evine doğru gitmeye başladım. Evin dış kapısına geldiğimde babamın arabasını gördüm. Pencere açıldıktan sonra bana sırıtan babamın yanına doğru gittim.
"Ee ne yapıyorsun sen dışarıda küçük yalancı?"
"Ya...Öyle deme. Sen ne zamandır buradasın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
antidote• btob
Fanfic▪︎tamamlandı▪︎ •07072020 düzenlendi • ° Zehirli çiçek misali hayatına panzehir gibi ışık doğdu onun sayesinde... ♤ 【7 Temmuz 2018 / 21 Ağustos 2018】 【BTOB fan edition story】♡