Yine buradaydı. Peki ne olmuştu da dönmüştü?
+Neden geri döndün?
-Ahaha seni tanıştırayım arkadaşım; CAN, onun için
dedi. Beynim sürekli aynı şeyi tekrarlıyordu CAN! CAN! CAN!..
Hiçbir şey demeden sınıfa çıktım. Can'ın iyi biri olduğunu düşünüyordum ama Serra'yla konuşuyordu ve bundan sonra da öyle olacaktı. Serra varsa ben yoktum. Sınıfa çıktığımda Can ve benin oturduğum sıra yerine Gökçe'nin yanına geçtim. Zil çalınca diğerleri ve Serra da geldi. Tabii ki yanında Can vardı. Onları görmezden gelmeye çalışarak Gökçe'yi bekledim. Herkes gelince derse başladık ve ders biyoloji'ydi. Aslında biyoloji'yi severim ama Senem hoca fazla sinirli biri. Bu yüzden onu sevmiyorum ve bu nedenle dersi de dinlemedim. Evet uyudum. *Derste uyunan uyku daha kutsaldır.* Teneffüste yine o iğrenç cırtlak ses uykumu böldü. Ona sinirli bir şekilde baktığımda Can'ın elini tutup bana gözlerini kısarak baktı. Can ise bana endişeli ve üzgün bi ifadeyle bakıyordu. Ama umrumda değil. Çünkü hâlâ Serra var ve ben -yani kimseden kolay kolay nefret etmeyen hatta buna üşenen BEN!- bile ondan nefret ediyorum. Bu yüzden bir süre Can'dan uzak durmaya karar verdim. Okuldan çıkınca kimseyle konuşmadan eve gittim. Hazır evde kimse de yokmuş diyip götü başı dağıttım. Ne Serra ne de Can umrumda değildi. Olmamalıydı da. Can'a aşık değildim onu tanımıyordum bile. Sadece tatlıydı, iyi birine benziyordu ama başka bişey bilmiyorum bu yüzden ona aşık değilim. Oda bana değildi. Serra'yı tanıyorum, kesinlikle Can'a arkadaş gözüyle bakmıyordu. Neyse zaten umrumda değil..--------
»»»»»
Bu sabah ne hikmetse bayan süslü banyoda değildi. Bende ondan önce gidip hazırlandım. Odama döndüğümde telefonumu bulamıyordum az önce alarmı kapatıp yatağa koyduğuma emindim. Sonra gidip anlamın telefonundan benimkini aradım ve ses dolaptan geliyordu kapağı açar açmaz içinden korkunçlu bir adet süslü çıktı. İlk başta korksam da onu tanıdım. Cesaret edip böceklere bakmış olacak ki benden intikam almaya çalışıyordu.
-Ha ha çok korkunç!
+Bücür seni beni kandıramadın!
-Bence gayet güzel kendın sevgili ablacığım.
+Her neyse bi daha böyle aptalca şeyler yapma.
-Derse geç kalmak istemiyorum ben kaçtııım!
deyip evden fırladım. Okula varınca Serra ve SEVGİLİ ARKADAŞI (aşkı) CAN yan yana hatta el ele sınıfa girdiler. Neyse banane zaten diye düşünüp uyumaya devam ettim. Bütün gün Serranın cıyak cıyak sesini duymaktansa uyumayı ve hocalardan azar yemeye razıyım. Teneffüste yine o sinir bozucu ses ve yanındaki taş çocuk bahçeye çıktı ve kızlar beni de sürüklediler. Bu çok saçma ben Can'ın bişeyi değildim, oda benim. Serra yanıma gelip
-Sen bizi mi izliyosuan? dedi uyuz.
+Hayır saçmalama. Burası bi okul farkındaysan ve burası da okul bahçesi herkese açık yani. Burayı paranla kapattıramazsın. dedim. Evet o zengin bir züppe normalde insanları ayırmam ama Serra bu. Ondan ciddi anlamda nefret ediyorum. Onunda benden nefret ettiği ortada.
-Amaan bananea zateaaen. dedi gıcık. Bişey demeden sınıfa gittim cidden yorgundum ve uyumam gerekiyordu.* Derste uyunan uyku daha kutsaldır.* ilkemi yerine getirip uyudum..
Çıkışta ben tam bahçeden çıkmak üzereydim ki birisi kolumu sıkıca kavradı.
-Bak, Serra ile aranızda ne var bilmiyorum ama sırf Serra benim arkadaşım diye benden uzak durmaya çalışma. Ben hâlâ şaşkınken Can devam etti.
- Seni tanımıyorum ama Serra'dan bi şekilde nefret ettiğin belli. Ama neden?
+Bak bunları sana anlatmak zorunda değilim ayrıca çok yorgunum eve gidip uyumam gerekiyor.
-Tabi ki anlatmak zorunda değilsin, ben sadece bana güvendiğini sanmıştım. dedi buruk bir sesle. Sonra Serra uyuzu onu sürükledi ve ben Can'a cevap bile veremedim. Onu kırmıştım hemde fazlasıyla. Esra bugünde yoktu. Bu yüzden evine gittim ve tesadüfe bakar mısınız? Yine uyuyordu. Kesinlikle benim bilmediğim birşeyler dönüyordu. Eve gidip bilgisayarı açtım ve evveet bebek! TEEN WOLF izlemeye başladım. Ne var ki internet çok yavaştı ve bölümü kesik kesik izlemek zorunda kaldım :( Akşam yemeğinde babam işteki olaylardan bahsediyordu ve ben sıkıntıdan patlamak üzereydim. Yemeği bitirip odama çıktım. Ve ben yatağımda otururken başucumda açık olan pencereden içeri bi not girdi.
"Aşağıdayım lütfen gel
-Can."
Ama evimı nasıl bulmuştu? Bunu ona sormaya karar verip aşağı indim.
-Bi an gelmeyeceğini düşündüm.
+Neden gelmiyim ki?
-En son Serra'dan bahsederken biraz ileri gitmiştim o yüzden.
+Hayır bunu sorman ve merak etmen çok doğaldı. Ben biraz fazla tepki verdim. Özür dilerim seni kırmak istemedim.
-Yoo sorun değil. dedi sırıtarak.
+Pekii evimi nasıl buldun?
-Seda'ya sordum daha doğrusu biraz zorla söylettim. dedi.
+Ee
-Ee
+Tamam neden geldin? :)
-Serra hakkında konuşmamız gerektiğini düşünüyorum.
+Lütfen uzun olmasın çünkü aileme dışarı çıkacağımdan bahsetmedim.
-Tamam, biz Serra'yla 5 yaşından beri arkadaşız. Ve bunun sebebi ailelerimiz. Onlar arkadaşlar ve biz de bu yüzden hep bir arada olduk. Serra bana karşı iyidir, pek kötülüğünü görmedim. Ama diğer insanlara nasıl davrandığını iyi bilirim. Birde Serra'nın benden hoşlanması var. Bende sırf böyle bişey olmayacağını anlaması için ona hep hoşlandığım kızları anlatırdım. Çok sinirlenirdi. Ama bir türlü böyle bişey olamayacağını anlamadı daha doğrusu anlamak istemedi. Şimdi de Almanya'dan geri döndü çünkü ben burdayım. dedi. Can bunları söylerken Serra'dan bi kez daha nefret ettim.
+Serra'yı tanıyorum. Sana nasıl baktığını da gördüm. Çocukluk arkadaşı olmanız beni ilgilendirmez sonuçta. Ama Serra'nın o tavırları beni uyuz ediyor. Hayır ben kendi halimde ona karışmadan devam etmeye çalıştıkça o gelip kaçınıyor.
-Biliyorum. O hep öyleydi ve bende artık bu tavırlarından yoruldum.
+Seni anlıyorum. Ama şimdi gitmem gerekiyor, iyi geceler :)
-Sanada
"Bölüm biraz kısa oldu ama anca bu kadar olabildi :D bu arada size bi kaç soru sormak istiyorum
-Eylül Serra'yı nasıl bu kadar iyi tanıyor ve ondan neden nefret ediyor?
-Esra hakkında ne düşünüyorsunuz?
Benden bu kadar :D"
