"Bölüm şarkısı Metallica-Unforgiven. İyi okumalar"
Ya ciddi olamazdı. Koşarak kantine geri döndüm. Az önce yanimdaki kız yerdeydi ve inatçıda onun saçına yapışmıştı ve diğer kızı da Esra yoluyordu. Ya bunlar salak mı? Evet öyleler. Ben tam bunları ayıracaktım ki ilk günden piercingime takan çok sefgili müdür bey amca *adama amca diyesim geliyor da *
"Ne oluyor ordaa?!"
Diye bağırdı ama bizimkiler duymadı bile. Daha çok sinirlenen müdür amca bey bi kez daha bağırmak için nefes alıp ağzını açtı
"1582 Eylül Çiğdem ve 1345 Esra Yenilmez! Hemen yanıma geliyorsunuz!"
Diye bağırdığında bi an donup kaldım kalbim bi tuhaf ve çok daha hızlı atmaya başladı. Biraz geri doğru sendeledim listede gözüme çarpan isimlerden biri onun ismi miydi? Eylül Çiğdem.. Demek ismini böyle öğrenecektim. Müdürün adını bağırmasıyla komik mi yoksa acı mı bilemedim ama sonunda adını öğrenmiştim. Kızı bırakıp önüme geldiğinde bana kırgın bakıyordu sanki. Daha sonra hızla müdürün yanına gitti. Arkasından da Esra. Kantine gidip yerdeki kızı kaldırdım. Çağdaşla kızlara yardım edip onları sınıflarına bıraktıktan sonra derse girmek yerine müdürün odasının önünde beklemeye başladık.
~Eylül'ün ağzından~
Gerizekalı bu çocuk bilerek yapıyo. Ooh dövdüm de rahatladım. Ama müdür de neden beni alıyo yani banane. Onu alsın.
"Ee Eylül neden kavga ediyordunuz?"
"Hocam benim suçum yok okula yeni gelen serseri tipli çocuk yüzünden."
Dedim kendimi suçsuzmuş gibi göstermeye çalışarak haha.
"Evet hocam Eylül haklı."
Dedi esra canım ya.
"Nasıl yani ne oldu düşünce anlatın."
Diyen müdüre bön bön bakmaya başladık. E ne diyecektim adama ben şu sıpayı çok kıskandım. Çıkmıyoz ama bakışıyoz .s.s mı deseydim. Biraz daha düşündükten sonra Esra lafa daldı.
"Hocam şimdi biz kantinde oturuyoduk. Hatta Can da vardı. Sonra o yeni gelen çocukla bir diğer serseri Çağdaş ki aynı sınıftalar."
"Sonra hocam bu kızlar çok fena kızlar Can'a da sorun o da aynısını diyecektir. Neyse biraz olay oldu sonra biz de altında kalmamak için şeyaptık."
Dedim lafa atlayıp.
"Hocam bi daha olmayacak. Özür dileriz."
Esra bunu dediğinde içime içime gülüyodum. İçime içime gülmek. Qmq ml msın yha .s.s
"Çocuklar bakın okul kavga yeri değil başka bir olay olursa dışarda yolun birbirinizi ama burası okul o pirsink mi cirsinik neyse onlu çocuğu da hiç sevmemiştim zaten siz çıkabilirsiniz arkadaşlarınızı çağırın."
Tabi yani bizim müdür erkek öğrencilere takık. Bizi kız olduğumuz için dinledi haklı buldu. Şimdi sen düşün ukalasqm .s .s Ne ukalasqm ne ya bu ne hem ben niye kıskanıyorum ki bu çocuğu. Belkim birazcık azıcık hoşlanmış olabilirim ama tamam be sustum. Kapıyı açıp çıktığımızda ikisi de oradaydı.
"Hadi genşler müdür sizi bekliyo. Ha artık adın serseri pirsinkli çocuk."
Dediğimde mal mal bakınıyorlardı. Amaan hiç uğraşamam. Esrayla hocadan özür dileyip sınıfa girdik. Zilini çalmasına beş dakika kalmıştı. Bu kıyağımı da unutma serseri pirsinkli. Pirsink ne be hocam çok cahilsiniz. Ben böyle şeyler düşünürken biri beni dürttü.
