DÜŞE KALKA

187 26 2
                                    

Gözlerimi açtığında sinemaya geldiğimizi görebiliyordum. Neden geldik diye soracak halim yoktu sinemaya gelmişiz tabii ki film izleyecektik. Ama ona filmin ne olduğunu sordum saolsun söylemedi. Sürpriz olacak gibi şeyler söyledikten sonra biletleri alıp almadığını sordum. Bana birşey belli etmemek için aldığını söyledi. Ona pis bir bakış atıp yürümeye devam ettim filmin başlamak üzere olduğunu söyleyince gidip iki büyük boy mısır ve iki elmalı soda aldık.Meyveli sodaya çocukken bayılırdık :3  gerçi ben hâlâ bayılıyorum ama neyse. Salonu bulup içeri girdik. Reklamlar ve diğer saçma şeyler bitti veeeee film başlıyooooorr! En sevdiğim çocuk filmine gelmiştik. Snoopy'nin yeni çiziminin filmi! Snoopy'yi cidden çok severdim ve kuzenim de bunu.biliyordu. Film boyunca Charlie Brown ve Snoopy nin şaşkınlıklarına güldük. Film bitti ve biz yemek yemek için sinemadan çıkıp diğer bölüme geçtik. Hamburgerleri aldıktan sonra kalabalık yüzünden yer bulamayıp arabada yemeye karar verdik. Yemekleri hayvan gibi yiyip bitirdikten sonra tepsileri ve çöpleri bırakıp tekrar arabaya döndük. Bu sefer gözlerimi bağlamadığı için şükrettim.

-Nereye gidiyoruz?

+Söylemem :D

-Ya böyle yapıyosun ya nası uyuz oluyorum

+Biliyorum :D

-Of aman sus söyleme

+Zaten söylemiycem boşuna yorma kendini varınca görürsün.

dedikten sonra sürmeye devam etti. Bir pastanenin önünde durduk. İçeri girdiğimizde yaşlı, tonton ve çok sevimli bir teyze gelip ikimizi de sıkıştırdıktan sonra bizi mutfağa geçirdi. Ben kek falan yaparız heralde diye düşünürken tonton teyze önümüzdeki kocaman pastaları gösterek onları süslememizi söyledi. Bu süsleme işini çok seviyordum zaten kim sevmez ki? Pastaları istediğimiz gibi süsledikten sonra güzelce paketledik. Teyze bize teşekkür edip yanaklarımızı öptükten sonra arabaya bindik. Uzun bir yolun ardından nereye geldiğimizi pek anlayamasamda birşey sormadım. Birlikte arabadan inip çiftlik gibi biryerin kapısından girdik. Etraftaki atlardan anladığım kadarıyla burası binicilik okuluydu. Kıvanç beni bi atın yanına götürdü. At kocaman ve biraz ürkünçtü.

-Hadi bakalım at binme zamanıı

+Ne? Saçmalama ben ata binmeyi bırak nasıl üstünde kalırım onu bile bilmiyorum!

-Evet bilmiyosun ama öğreneceksin zaten bu yüzden geldik ve emin ol sonradan çok eğlenceli olacak.

+Hiç sanmıyorum kuzen ben almıyım düşerim falan başımıza iş almayalım.

-Tamam zaten düşe kalka öğrenirsin bişey olmaz.

+Ya Kıvanç bırak gidiyim ya da bak ben kenarda oturup seni izlerim? Olmaz mı?

-Hayır küçük hanım itiraz kabul etmiyorum.

dedikten sonra bütün çırpınmalarıma rağmen beni atın üstüne oturtup nasıl durmam gerektiğini anlattı. Sakin olmam yeterliymiş. Hı hı tabi bende çok sakinim zaten canım ya! Neyse hayırlısı diyip atın üstünde ilerlemeye başladım. Tam ben bu kadar yeter diye bağıracakken hiçbirşey yapmadığım halde at hızlandı da hızlandı. Ve en son bağırmamla atın beni tepesinden atması bir oldu. Allahtan samanların üzerine düşmüştüm. Kıvanç koşarak yanıma gelirken gülüyordu. Beni tutup kaldırdı. Tekrar atın yanına götürüp atı sevdirmeye çalıştı. Atları seviyordum ama üzerlerindeyken değil. Özellikle bu at fazla haindi. Kıvanç beni tekrar atın üzerine oturtup atla konuşmaya başladı. Daha sonra tekrar ilerlemeye başladık. At bu sefer daha sakin görünüyordu. Kıvanç ona sevgi sözcükleri söylememi söylemişti. Aynen öyle yapıyordum ve galiba işe yarıyordu. Uzunca bir zamandan sonra at yere inmem için yavaşça durdu. Üzerinden inip onu sevmeye başladım. Gerçekten güzel ve asildi. Sakinleşmişti ve galiba beni sevmeye başlamıştı başını okşayıp Kıvanç'ın yanına gittim.

-Vay be iyiydin.

+Bilmem en azından düşmedim.

-Belki de onu sevmeye başlamışsındır?

+Bilemiyorum olabilir.

dedikten sonra birlikte arabaya yürümeye başladık. Arabaya bindikten sonra çok yorgun olduğumu anlayan Kıvanç evime doğru olan yola girdi. Sonunda eve gelebilmiştik. Onu da içeri davet edip kapıyı kapattım. Mutfağa gidip dolabı açtıktan sonra iki bardak soğuk suyla Kıvanç'ın yanına geri döndüm. Bir film takıp izlemeye başladık o kadar yorgundum ki ilk on dakikadan sonra uyudum...

Herkes gider mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin