Arven Nur Viral:
Ben Arven Nur Viral. 17 yaşındayım. Bu sene Lise 3.sınıf da okuyacağım. Okulum Irmak koleji.Gayet sevgi dolu mutlu bir aileye sahibim. 18 yaşına girdiğimde porche bir bebeğin sahibi olacağım. Benden bir yaş büyük bir ağabeyim ve bir de 10 yaşında şirin bir kız kardeşim var. Ben sıradan bir öğrenciyken ağabeyim okul birincisi.
Hayır, anlamıyorum biz ikimiz aynı bireylerden mi meydana geldik, yoksa ben evlatlık mıyım?
Hepimizin aklının bir köşesinde mutlaka bu sorunun yattığını biliyorum...
Çünkü bir ailede annen avukat, baban mühendis, ağabeyin lisede okul birincisi, kardeşin ise eve her geldiğinde bir kırmızı kurdeleyle geliyorsa, sen ise kıl payı teşekkür ile geçiyorsan bu işte bir iş var arkadaş!Her neyse okul hayatımdan konuşunca bile bana bir daralma geldi. Sırada aşk hayatı diyecekseniz... hiç giriş yapmayın. Orada durun! Üstelik kıskanç ve bir o kadar da belalı bir ağabeyiniz varsa o iş yaş demektir. Aşk'tan bana pes. Ama ağabeyimin güzeller güzeli bir sevgilisi var. Kendisi benim kankam olur. Adı Suna.
Şimdi bana gelelim ben biraz memnuniyetsiz, durduk yere bile sinirlenebilen biriyimdir. Bu yüzden okulda kankalarım Suna ve Ecrin tarafından lakabım "kafadan çatlak Arven" olarak kalmıştır. Ama bana sadece onlar öyle diyebilir yoksa kimsenin buna cesaret edebileceğini zannetmiyorum. Haa! Unuttum, bizim bir de eşek sıpası Yavuz var. Allah için kral çocuktur. Hatta bu yüzden ailemin görüşmek için izin verdiği tek erkek'dir diyebilirim. Oldukça neşeli ve aşk için içi kapanık biri. Biri var ama inanın ben bile bilmiyorum kim?
Yarın okulun ilk günü okuldan nefret ediyorum. Okul formalarından bahsetmiyorum bile.~~~
Sabah kız kardeşim Alya'nın evde koşturması, ağabeyim Çağan'ın evde kep'imi bulamıyorum diye çığırması, annem ve babamın ise onları yatıştırmaya başlaması üzerine ağrıyan başımla yataktan kalktım ve lavaboya giderek elimi yüzümü yıkadım. Gardolabımdan aldığım kıyafetlerimi giyindikten sonra önceden hazırladığım çantamı ve telefonumu alarak çıktım. Minik ailem beni bekleme zahmetine hiç bulaşmak istememiş olacak ki kahvaltılarını yapmaya başlamışlardı. Ağabeyim Çağan'ın yanındaki yerimi alarak masaya oturdum ve kahvaltımı yapmaya başladım. Ağabeyim yine her zaman ki gibi boş konuşarak bir şeyler ima etmeye başladı.
"Anne ben senin bu kızını okula bırakmam"
"Niye oğlum eline mi yapışır? Noldu, bu sefer neden bırakmak istemiyorsun?"
"Anne, senin bu kızın her seferinde serseri gibi okula gelecekse ben hiçbir zaman bunu okula götürmem. Benim bir imajım var onu kimseye çizdirtmem."
"Ağabey'im sabret bu sene bitsin bebeğimi aldıktan sonra senin ucuz arabanın yanından dahi geçmem. Hem sen benim kıyafetlerime karışamazsın. Ha! İstersen Suna gibi mini kot etek ya da şort giyinerek de gelebilirim. Ne dersin ağabeyciğim?!"
"Yok istemez böyle daha iyi. Hem az bela iyidir."
"Ha! işte böyle adam olursun hem bela kim orası belli olmaz."
"Ne dedin duyamadım kardeşim?"
kısık sesle ağzımda gevelediklerimi duymamıştı. Ya da ben öyle zannediyordum.
"Yok bir şey kalkalım mı diyecektim."
*********
Abimin uzun süren kahvaltısından sonra nihayet yola çıkmıştık. Mor kulaklıklarımı takıp kendime bir şarkı açtım ve dinlemeye başladım.
Okulun kocaman dış kapısının görünmesiyle telefonumu cebime koyup arabadan indim ve kapıyı kapatarak okula giriş yaptım. Okul binasına girerek bizimkileri bulmaya çalıştım. Yavuz'u müdürümüzün kapısının önünde kulağını müdüre kaptırmış ve acı çeker bir halde görünce küçük bir kıkırdamanın ardından yanlarına gidip olanları öğrenmeye karar verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARAH 1: UYANIŞ
FantasíaHenüz hiç bir şeyin farkında olmayan bir kız ve ona benliğini kazandıran genç bir adam. Siz aslından uzak, kendinizi tanımayan biri olsaydınız ne hissederdiniz? Ya da hayatınıza birileri müdahale etse, size hak etmediğiniz bir yaşam sunsa ve siz b...